Ramazanda Allah Ne İstiyor!
Kars Manşet Yazarı Dr. Doğan Kuşman'ın "Ramazanda Allah Ne İstiyor!" başlıklı köşe yazısı:
RABBİMİZ SONSUZ HAMD VE ŞÜKÜRLER OLSUN BİZLERİ GENE RAMAZAN AYINA KAVUŞTURDU.
RAMAZAN AYINI RABBİMİZİN İSTEDİĞİ GİBİ YAŞAYA BİLECEKMİYİZ?
İNŞALLAH
Bakalım Allah Teâlâ Ramazan ayında neler yapmamızı istiyor?
BAKARA - 185:Şehru ramadânellezî unzile fîhil kur’ânu huden lin nâsi ve beyyinâtin minel hudâ vel furkân(furkâni), fe men şehide minkumuş şehra fel yesumh(yesumhu), ve men kâne marîdan ev alâ seferin fe iddetun min eyyâmin uhar(uhara) yurîdullâhu bikumul yusra ve lâ yurîdu bikumul usra, ve li tukmilûl iddete ve li tukebbirûllâhe alâ mâ hedâkum ve leallekum teşkurûn (teşkurûne).Ramazan ayı ki, insanlar için hidayete erdirici (hidayete erme, Allah'a ulaşma vesilesi) ve beyyineler (açık deliller ve ispat vasıtaları) ve Furkan (hakkı bâtıldan ayırıcı) olarak Kur'ân, Hüda tarafından onda (o ayın içinde) indirildi. Artık içinizden kim bu aya (yetişir de ramazan ayını görüp) şahit olursa o zaman onu, oruç tutarak geçirsin. Ve kim, hasta veya yolculukta olursa, o taktirde (tutamadığı günlerin sayısı) diğer günlerde (oruç tutarak) tamamlanır. Allah sizin için kolaylık diler, zorluk dilemez. (Size bu kolaylık) sayıyı tamamlamanız ve sizi hidayet erdirdiği şeye karşılık (sizin de) Allah'ı tekbir etmeniz (yüceltmeniz) içindir. Umulur ki böylece siz (bütün bu kolaylıklara) şükredersiniz.
Ramazan ayı hidayete erdiriciymiş; peki HİDAYETE ERMEK ne demektir? Veya hidayet ne demektir?
Hidayet insan ruhunun ölmeden Allah'a Allah tarafından ulaştırılmasıdır.“kul innel hudâ hudallâhi” “Hiç şüphesiz HİDAYET, Allah'ın (Kendisine) ulaştırmasıdır”.(ALİ İMRAN 73)“kul inne hudâllâhi huvel hudâ” De ki: “Muhakkak ki Allah'a ulaşmak (var ya) işte o, hidayettir.”(BAKARA 120)
Her iki ayette de hidayetin, ölmeden önce insan ruhunu Allah'ın kendisine ulaştırması olarak verilmiş. İyide her insan hidayete ermesi lazım o zaman diye düşüne biliriz. Hayır, bir insana Allah'ın emanet olarak, doğarken içine kendi ruhundan üflemesi sonucu şereflendirilmiş mahlûk olarak sıfatlanması, yaratılan hiçbir varlıkta bu emanet olan ruhun olmadığı insanın üzerine farklı bir konuma taşıyor. Nedir? Allah insanı yeryüzünde kendisini temsil edecek bir vasıf ile yarattığını yani halife kıldı.
İstiyor muyuz? İstemiyor muyuz? O zaman Allah'ın insanlardan istediklerini yerine getirebilmek için Allah'ın lütfu olan bir ayı yaşayacağız ama hidayete ermemiz de lazım. Bu durduk yerde olacak bir şey değil. Mutlaka bizlerinde hidayeti yani Allah'ın emaneti olan ruhumuzu Allah'a ulaştırmayı dilememiz gerekmektedir. O zaman rabbimiz bizi kendisine hidayet eder. “allâhu yectebî ileyhi men yeşâu ve yehdî ileyhi men yunîb(yunîbu).” “Allah, dilediğini Kendisine seçer ve O'na yöneleni, Kendisine ulaştırır (ruhunu hayatta iken Kendisine ulaştırır).”(ŞURA 13)
İşte ramazan ayında o uzun ibadat etme fırsatını yakalamış ve daha çok Allah’ı düşündüğümüz bu bir ayda, hele kadir gecesinde Allah'a hep hidayete erdirmesi, Allah'a ererek ermişlerden, yani dervişlerden olmayı samimi olarak dilesek mutlaka bu aya kurtuluş ayı diyebiliriz.
Kur-an-ı Kerimin bu ayda indiğini biliriz de insanlara Furkan olması nasıl olur dersek. Rabbimiz bu konuyu da açıklamış;
ENFAL - 29:Yâ eyyuhellezîne âmenû in tettekullâhe yec’al lekum furkânen ve yukeffir ankum seyyiâtikum ve yagfir lekum, vallâhu zul fadlil azîm(azîmi).Ey âmenû olanlar, Allah'a karşı takva sahibi olursanız sizi furkan (hak ve bâtılı ayırma özelliği) sahibi kılar! Ve sizden (sizin) günahlarınızı örter ve size mağfiret eder (günahlarınızı sevaba çevirir). Ve Allah, büyük fazl sahibidir.
Bu ayette amenu olanlar demesi bu kişilerin Allah'a mülâki olmayı dileyen kişiler olduğunu ifade ediyor. “ve mâ ene bi târidillezîne âmenû, innehum mulâkû rabbihim” “Ve ben âmenû olanları (Allah'a ulaşmayı dileyenleri) tardedecek (uzaklaştıracak, kovacak) değilim. Muhakkak ki onlar, Rab'lerine mülâki olacaklar (ulaşacaklar).”(HUD 29)
Demek ki amenu olan kişi Allah'a kavuşmayı dileyen bir kişi; mülâki olmanın kavuşma olduğunu her halde biliyorsunuz? Eğer Allah'a ulaşmayı dilemek olsun, ister Allah'a kavuşmak olsun ölmeden bu talebi yapmak ve hidayete ermemiz gerekmektedir. Mülâki olmayı dileyin; samimi iseniz kalben diliyorsanız? Mutlaka Allah sizi kendisine ulaştırır. Çünkü rabbimiz söz vermiş.
ANKEBUT - 5:Men kâne yercû likâallâhi fe inne ecelallâhi leât(leâtin), ve huves semîul alîm(alîmu).Kim Allah'a mülâki olmayı (hayattayken Allah'a ulaşmayı) dilerse, o takdirde muhakkak ki Allah'ın tayin ettiği zaman mutlaka gelecektir (ruhu mutlaka hayattayken Allah'a ulaşacaktır). Ve O; en iyi işiten, en iyi bilendir.
Saygı değer okuyanlar bu ay ayağımıza gelen en, kurtuluşumuz için büyük fırsatlardan biri. Hidayete erdiğimiz takdirde takva sahibi olmamız söz konusu; Rabbimiz böyle buyuruyor.
MUHAMMED - 17:Vellezînehtedev zâdehum huden ve âtâhum takvâhum. Ve onlar ki hidayete ermişlerdir, (Allah) onların hidayetini artırdı ve onlara takvalarını verdi.
Allah'ın buradaki insanlara olan sevgisini görebiliyor musunuz? Kurtuluşumuz ve dünya ve ahiret saadetimiz için ne kadar çok fırsatlar tanıdığını idrak edebiliyor musunuz? İslâmın beş şartı farz ve nefsiniz ile kılmaya çalıştığınız ve mutlu olamadığın ortada. Eğer Allah'ın veli kullarından olmayı Ona ermeyi dilesek mutlaka dünya ve ahiret müjdesini alacağız.
YUNUS - 62:E lâ inne evlîyâ allâhi lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn(yahzenûne). Muhakkak ki Allah'ın evliyasına (dostlarına), korku yoktur. Onlar, mahzun da olmazlar, öyle değil mi?
YUNUS - 63:Ellezîne âmenû ve kânû yettekûn(yettekûne).
Onlar, âmenûdurlar (ölmeden evvel Allah'a ulaşmayı dileyenlerdir) ve takva sahibi olmuşlardır.
âmenû: Allah’a (cc) ulaşmayı dileyen kimse
YUNUS - 64:Lehumul buşrâ fîl hayâtid dunyâ ve fîl âhıreh(âhıreti), lâ tebdîle li kelimâtillâh(kelimâtillâhi), zâlike huvel fevzul azîm(azîmu).Onlara, dünya hayatında ve ahirette müjdeler (mutluluklar) vardır. Allah'ın sözü değişmez. İşte O, fevz-ül azîmdir.
Rabbimiz vaat ediyor; o zaman ne duruyoruz her şey kalben bir dilek de. Allah’ı sevmiyor musunuz, evinizde bir nur olup hane halkını ve neslinize kurtuluş için bir vesile olmak güzel değil mi? Sonra hesap günü pişman olmayalım.
ZUMER - 57:Ev tekûle lev ennallâhe hedânî le kuntu minel muttekîn(muttekîne). Veya: "Muhakkak ki eğer Allah beni hidayete erdirseydi, ben mutlaka takva sahiplerinden olurdum." diyenlerden (olmayın).
O zaman bu ay hidayete erdirici bir ay, kaçırmayalım sonu mutluluğumuz ve Allah'ın güzelliklerini yaşamak.
İşte Rabbimiz bizden önce kendisine dost kıldığı bir kişiyi rehber edindirerek, Allah'ın vahyini en doğru şekilde bizlere ulaşmasını sağlamak ister. Ama bizler hidayeti ister de samimi olarak bizlerde istersek.
KEHF - 17:Ve tereş şemse izâ taleat tezâveru an kehfihim zâtel yemîni ve izâ garabet takrıduhum zâteş şimâli ve hum fî fecvetin minh(minhu), zâlike min âyâtillâh(âyâtillâhi), men yehdillâhu fe huvel muhted(muhtedi), ve men yudlil fe len tecide lehu veliyyen murşidâ(murşiden).Ve güneşin doğduğu zaman mağaralarının sağ tarafından geldiğini ve battığı zaman sol taraftan onların yanlarından geçtiğini görürsün. Ve onlar, onun (mağaranın) geniş sahası içinde bulunuyorlardı. İşte bu, Allah'ın âyetlerinden (mucizelerinden)dir. Allah, kimi Kendisine ulaştırırsa, işte o hidayete ermiştir. Ve kimi dalâlette bırakırsa (kim Allah'a ulaşmayı dilemezse) artık onun için VELÎ MÜRŞİD (irşad eden evliya) BULUNMAZ.
Allah’tan hacet namazı ile isteyin sizi Allah'ın yolunda doğruları Allah'ın ayetleri ile anlatacak kişi ile yürüyün sahabe gibi Rabbimizin yolun da.
HACET NAMAZI;
Hacet namazını perşembeyi cumaya bağlayan gecelerde veya kandil gecelerinde kılınması asildir. Ama bütün gecelerde kılınabilir. Önce boy abdesti alınır. Sonra hacet namazına niyet edilir.
Namazda aşağıdaki âyetler okunur:
1. Rekâtta: Subhaneke + Fatiha + 3 Âyetel Kürsî
2. Rekâtta: Fatiha + Ihlâs + Felâk + Nas.
2. Rekâtın sonunda : Ettehiyyâtü
3. Rekâtta: Fatiha + Ihlâs + Felâk + Nas.
4. Rekâtta: Fatiha + Ihlâs + Felâk + Nas.
Namaz tamamlandıktan sonra Allah’tan hacet neyse o istenir. Allah’tan mürşid istemek için bu namaz kılındıysa mürsid istenir.
Bu namazdan sonra hiç konuşmadan yatmak gerekir. Yatarken kıbleyi sağa alacak şekilde yatak kurulur. Vücudun ön cephesi kıbleye çevrilerek yan üstü yatılır, 3 Âyetel Kürsî okunur ve Allah’tan mürşid istenir. Eğer kişinin haceti mürşid değil de başka bir hedefe ulaşmaksa (zahirî veya Batıni bir hedef olabilir) o hedefe ulaşmak istenir. Sessiz zikir (hafî zikir) bu istekten sonra baslar. Yanüstü yatıldığı için sağ kulak yastığa gelecektir. Bas biraz sağa, sola oynatılarak kulakta kalbin atışlarının, basınç sebebiyle rahatça duyulacağı pozisyona gelinir. Ve kalbin her çift atışında “Allah, Allah” diyerek kişi Allah’ı zikr-i hafî ile (yani sessiz olarak) içinden zikredecektir.
Eğer ilk namazdan sonra yatıldığında birşey görülmez ise tekrar tekrar, her perşembeyi cumaya bağlayan gece namaza devam edilmelidir. Her gece de kılınabilir.
Unutmayın Allah her insanı Allah'a ulaşa bilecek vasıfla yaratmıştır. Ama biz istiyor muyuz?
İNŞİKAK - 6:Yâ eyyuhel insânu inneke kâdihun ilâ rabbike kedhan fe mulâkîh(mulâkîhı).Ey insan! Muhakkak ki sen, Rabbine doğru (yola çıkarak) cehd ile (nefsinle) cihad edersin. Sonunda O'na mülâki olursun (ruhunu Allah'a ilka edersin, ulaştırırsın).
NE DURUYORUZ HADİ RABBİMİZ BİZİ DOSTU OLMAYA ÇAĞIRIYOR.