KARS KAZI
Kars Hayvancılığının ana gövdesini büyükbaş hayvancılığı oluşturmakla birlikte, kümes hayvancılığı da hayvancılığımız içinde azımsanmayacak bir yer tutmaktadır. Kümes hayvancılığımız içerisinde Kaz Yetiştiriciliği de aile ekonomisine önemli katkıda bulunmaktadır.
Karslı hemşerilerimizin büyük şehirlerde düzenledikleri dayanışma gecelerinde Kaz vazgeçilmez bir menü oluşturmakta ve kaz etine rağbet her geçen gün artmaktadır. İlimiz de dahil olmak üzere Ankara ve İstanbul ‘da Kaz eti lokantaları açılmaya başladı.
Yöremizde tandırda kaz, bulgurlu kaz çekmesi dışında kaz eti yemeği çeşidi yok gibi. Yörenin bitki örtüsünün zenginliğinden dolayı Kars Kazı'nın lezzeti eşsizdir. Oysa bu lezzet birçok şekilde sunularak, daha çok sevdirilebilir.
Dünya mutfaklarına baktığınızda kaz etinden yüzlerce çeşit yemek yapıldığını ve Kazın Noel menüsü arasına girdiğini görürsünüz.
Portakallı kaz’dan cevizli, fıstıklı -cevizli kaz’a kadar bir çok usulde pişirilen kaz yemekleri vardır. Birçok kaz yemeği çeşidinde kazın derisinden arındırıldığı görülmektedir.
Kaz etinin lezzeti ve besleyici değeri yanında kolesterol düzeyinin tavuk ve balıktan yüksek (özellikle yağı ve derisinde daha yüksek), kırmızı etten hafif düşük olduğunun bilincinde pişirmeli ve tüketmeliyiz. Özellikle yağından ve derisinden arındırılacak şekilde pişirme teknikleri geliştirmeliyiz. Kars’a gelen yerli ve yabancı turistlerin damak tadına uygun pişirme tarzları geliştirmeliyiz. Çünkü yağlı, tuzlu ve derili kaz eti Kars’lı olmayanlar tarafından pek sevilmemektedir. Öte yandan Kazın tüyü ve ciğerinin de pazarlanması önem taşımaktadır.
Gittikçe meşhurlaşan Kars kazının iyi bir pazarlama stratejisine ihtiyacı vardır.
Usulüne göre parçalanmış, tasnif edilerek şeffaf poşetlere konularak etiketlenmiş Kars Kazını daha da yaygınlaştırmak mümkündür. Buna yönelik olarak kırsal kalkınma hibelerinden istifade edilmelidir.
Kars kazı için iyi bir pazar oluşturulursa, köylerde ev hanımlarının kışlık tedarik ve harçlığını temin eden bir kaynak olmaktan öteye bir sektör haline gelebilir.
Prof.Dr.Yavuz ÖZTÜRKLER.05.12.2010