“Engelsiz Engelli”
“…Engelli olmanın başarıya mani olmasına gerek yok. Yetişkin hayatımın neredeyse
tamamını motor nöron hastalığı ile geçirdim. Ama bu hastalık beni astrofizik alanında önemli
bir kariyer ve mutlu bir aile sahibi olmaktan alıkoyamadı”…
Yukarıdaki cümlelerin sahibi ünlü astrofizikçi Profesör Stephen W. Hawking…
Dünyayı sarsan bilimsel iddialarıyla gündemden düşmeyen ve Einstein’den sonra en büyük
teorik fizikçi olarak kabul edilen bilim insanı…
Dünyadaki bir milyarı aşkın engelliden biri…
Hastalığı: Amyotrofik lateral skleroz (ALS)…
Zihinsel faaliyetleri olmasına rağmen, ayağa kalkamıyor, yürüyemiyor ve kaslarını
kullanamıyor. Tekerlekli sandalyeye mahkum.
Hawking bu hastalığa 21 yaşında yakalandı… 46 yaşında sesini kaybetti.
Ona en fazla 25 yaşına kadar yaşayabileceği söylendi, bu yıl 8 Ocak’ta 72.Doğum gününü
kutladı.
Her yıl üç-dört kez yolculuğa çıkıyor ve yaşamdan büyük keyif aldığını dile getiriyor…
Hayatından son derece memnun…
O adeta engel tanımıyor…
O bir “engelsiz engelli”…
***
Dünya Engellilik Raporuna göre, engellilerin sayısı her geçen gün artmaktadır. Ne yazık ki
düşük gelirli ve orta gelirli ülkelerde engellilerin yaşamının büyük bölümü kronik
hastalıklarla geçmektedir.
Raporu sonuna kadar okuduğunuzda şu kanıya varıyorsunuz:
Engelli oranının gittikçe azalması, engellinin toplumda var olabilmesi, topluma yarar
sağlayabilmesi, mutlu yaşaması ve bir anlamda “engelsiz engelli” olabilmesi her konuda
olduğu gibi gelişmiş bir ülkede ve bilinçli bir toplumda mümkündür.
“Stephen Hawking, ekonomik yönden güçlü bir ülkede ve bilinçli bir toplumda yaşamasaydı
başarılarla dolu kaliteli bir yaşam öyküsüne sahip olabilir miydi?”
Dünya Engellilik Raporunu sonuna kadar okuduğunuzda bu sorunun cevabı : “Çok zor”
olurdu.
Ülkemizde neredeyse her 8 kişiden biri engelli. Mutsuz bir engellinin, bulunduğu topluma
hiçbir yarar veremeyeceği ve bulunduğu aileyi de maddi veya manevi olumsuz etkileyeceği
herkesçe bilinen bir gerçektir.
Oysa dünyada engellerini aşmış, kendisi ve sevdikleri için engelsiz bir dünya oluşturmuş
sayısız “engelsiz engelli” vardır. Toplumumuzda engellerini aşmış mutlu engellilerimizin
oranının artması ve engelli sayımızın her geçen gün azalması kuşkusuz ülkemizin
potansiyelinin doğru değerlendirilmesine ve gelişmiş modern ülkelerin seviyesine çıkmasına
bağlıdır.
Herkes bir engelli adayıdır” sözü beyinlerimize bir tokat gibi inmeli ve bilincimizde bir
şimşek gibi çakmalıdır. Engellilerin yaşamını kolaylaştıracak hususlarda son derece duyarlı
olunması tüm toplum için bir zorunluluktur. Ayrıca, toplumların ve ilgili kurumların görevi
“engelsiz engelliler” oluşturmak ve engelli sayısının gün geçtikçe azalmasını sağlamak
olmalıdır.
Sonuç olarak, engellilerin engelsiz bir dünyada yaşamaları için önce engelsizlerin
kafalarındaki ve vicdanlarındaki engellerin kalkması, yani “öteki engelsiz engellilerin”
değişmesi gerekmektedir.
Engelsiz duyarlı bir dünyada yaşanması ve engellilerin “sadece bir gün” hatırlanması yerine
hiç unutulmaması dileği ile …
Prof.Dr.Yavuz ÖZTÜRKLER 03.11.2014