Sağlık ve Göç…
Herkesin bildiği gibi Kars’ta 60’lı yıllarda başlayan göç devam ediyor…
TUİK rakamlarına göre, 31.12.2008 itibariyle Türkiye’de yıllık nüfus artış oranı %13 iken Kars’ta -0,25. Göç açısından karamsar gibi görünen bu tabloya rağmen, Kars’ın göç verme hızında Bilecik, Amasya, Yozgat, Kütahya ve Isparta gibi birçok ille kıyaslandığında çok daha iyi durumda olduğu söylenebilir.
Bu da gösteriyor ki aslında biraz çözüm üretilirse belki de Kars’ta göç durabilir, hatta nüfus artışa geçebilir…
Öteden beri, Kars’ta göç’ün sebepleri arasında işsizlik ve ekonomik sorunlar birinci sıraya konulur.
Oysa, Atatürk Üniversitesi’nde göçün sebeplerini irdeleyen bir araştırmanın sonucunda Kars’ta göçün birinci sebebi ortaya çıktı:“Sağlık”…
Maazallah ciddi bir sağlık sorununda Erzurum yollarında perişan olmak veya göz göre göre bir yaşamın yitip gitmesine tanıklık etmek, Kars’ta yaşayanların en büyük kabuslarından biridir…
Kaygı verici ve can sıkıcı bu durumları kimse düşünmek bile istemez…
TUİK rakamlarına bakılırsa, Kars ve merkez köylerdeki 0-14 yaş arası çocuk 30 binden fazla ve ilçelerde 0-14 yaş arası çocuk sayısı ise yaklaşık 55 bin civarında…
Kars’ta bebek ölüm oranı Türkiye ortalamasından %33, Doğu Anadolu ortalamasından %25 ve Avrupa’dan yaklaşık % 1500 fazladır.
Ve Kars Doğumevinde sadece bir çocuk doktoru var…
Kaldı ki, Kars’ta sağlık sorunu sadece yeterli doktor sayısı ile aşılacak bir sorun değildir. Alt yapı ve ekipman sorununun da kalıcı olarak çözülmesi lazımdır…
Bu gibi açılardan bakıldığında Kars mazlum bir durumdadır.
Kars’ta sağlık sorunu çözülmesi gereken birinci sorun olarak ele alınırsa diğer sorunların çözümünde diğer yollar daha kolay açılabilir…
Sağlıkta Erzurum’a bağımlılığımız daima devam etti, uzun süre devam edeceğe benziyor.
Madem Erzurum’a bağımlılığımız devam edecekse –ki öyle görünüyor- Kars’ın sağlıktaki değişmeyen sorunu kısa vadede tam teçhizatlı ambulans helikopterlerle (sosyal güvenlik kapsamında), orta vadede Kars-Erzurum arasını 1 saatin altına düşüren otoban yapımıyla büyük ölçüde çözülemez mi?
02.12.2009
Prof.Dr.Yavuz ÖZTÜRKLER