Korkma Sönmez Bu Şafaklarda Yüzen Al Sancak…!
Bu dizeleri marş okurken söylediğimiz ve ezberimizden okuduğumuz için bugüne değin belki de çok fazla tahlil etme gereği duymadık…
Oysa içimizden defalarca okuduğumuzda ne kadar güçlü ve etkili bir dize olduğunu iliklerimize kadar hissediyoruz…
Bu dizeyi yazarken sanki yıllarca beklemiş ağzını doldurmuş ve birden bir volkan gibi patlamış Mehmet Akif ERSOY…
Sakince “Korkma” demiş olsa bile içinden haykırıyor gibi yazmış…
Çünkü bu dizeyi yazdıktan sonra bir sel gibi coşuyor ve bir birinden çarpıcı ve etkileyici 10 kıta ve 1 mısradan oluşan bir şaheser armağan ediyor milletine…
Öyle bir yazıyor ki, kalemi bırakırken “Allah bir daha yazdırtmasın” diyor...
Milli Marş olarak seçilen şiirinden dolayı kendisine layık görülen ödülü almıyor…
Çünkü o şiirin milletine ait olduğunu söylüyor Akif…
Peki Akif’e bu kadar duygu, coşku ve içtenlik yükleyen şey neydi?...
Buna cevap vermek için Mehmet Akif Ersoy'u biraz tanımaya çalışmak gerekir…
Mehmet Akif, milletinin en zor günlerinde yaşamış olması ve milli mücadele sırasında yaptığı konuşmaları ve aktif çalışmaları, meclisimizde milletvekili olarak vermiş olduğu hizmetler ve edebiyatımıza kazandırdığı eşsiz eserleriyle tarihte bıraktığı izleri asla silinemeyecek olan bir ölümsüzdür.
Mısır'da geçirdiği yılların ardından bir arkadaşına yazmış olduğu bir mektupta, “Allah benim kalan ömrümü Mustafa Kemal'e versin” diyecek kadar Atatürk'ün kıymetini bilmiştir. Akif, Osmanlı'dan koparak iç karışıklıklar yaşayan Arnavutluğu örnek göstererek; “Bunu benden dinleyiniz!/ Evet: ben ki Arnavudum/ Başka bir şey diyemem/ İşte perişan yurdum” diyerek ülkemizde birlik ve beraberliği kaybetmememizi içtenlikle vurgulayan bir milliyetçidir.
Akif, Neyzen Tevfik'le aynı görüşlere sahip olmamasına rağmen, samimi dostluğunu daima sürdürecek bir kültüre sahiptir. Portrelerini batılı ressamlara yaptıracak kadar aydındır.Yazmış olduğu İstiklal Marşı'nın ödülünü almayacak kadar fedakar, yazmış olduğu Marşımızdan dolayı birinciliği açıklandığında mecliste alkışlanırken masum bir mahcubiyet içinde dışarı çıkacak kadar mütevazi ve edebi bir abidedir o. Mehmet Akif, özellikle gençlerimiz tarafından tüm yönleriyle anlaşılması ve bilinmesi gereken yakın tarihimizin birikimini biyografisinde taşıyan bir şahsiyettir.
Aynı zamanda bir Veteriner Hekim (o zamanki adıyla Baytar) olan Mehmet Akif'le aynı vatanı paylaşmanın yanında aynı mesleği de taşımanın onuru ve mutluluğu ile onu saygı ve rahmetle anıyorum.11.03.2010
Prof.Dr.Yavuz ÖZTÜRKLER
Kars-Ardahan-Iğdır Veteriner Hekimleri Odası Başkanı