Komşumuzda da Türkçe İhmali…
Yıl 1998, yer Japonya...
Kobe uluslar arası kültür festivalindeydim…
Adı sanı duyulmamış ve haritada bulmakta güçlük çekilecek ülkelerin bile sergisi,afişi ve tanıtım broşürleri,müzikleri ve temsilcileri vardı. Tüm festival sahasını dolaştım Türkiye’ye ve Türkçe’ye dair hiçbir şey bulamadım.
Yıl 2012, yer Batum…
Ailece gittiğimiz Batum’da yunus balıklarının gösterisini izlerken, tribünleri dolduranların yarısı Türkiye’den gelmişlerdi. Sunucu tüm salonu neşelendiriyor ve yunusların maharetlerine daha fazla alkış toplamak için elinden gelen “şaklabanlıkları” yapmaya çalışıyordu. “İngilizce dahil- Türkçe hariç” birkaç dilde konuşuyordu. Çocuklar: ne diyor?” diye beni ha bire sıkıştırırlarken, İngilizce konuşulanlardan yakalayabildiklerimi hızlıca aktarmaya çalışıyordum. Bu arada yunusların nefis sahnelerini kaçırıyorduk… Böylece 45 dakika gelip geçiyordu.Seyrederken iki duyu organımızdan ne yazık ki birinden yararlanamamıştık. Ayrıca gittiğimiz otel ve lokantaların çoğunda özellikle uyarı niteliğindeki açıklamaların hiçbirisinde tek bir Türkçe kelimeye rastlamadık. Nadiren Türkçe’yi çat pat bilen bir Gürcü’ye rastlamazsanız işiniz zor. Türklerin neredeyse her alanda var oldukları, 1 TL’ye kimlik’le 3 saatte sınırını ancak geçebildiğimiz, hatta ot-saman ithalatı bile yaptığımız ve daha birçok ortak yanımız olan komşumuz dost ülke Gürcistan’ın turistik şehri Batum’da bile bu duruma maruz kalmak çok ilginçti…
Yer Kars, yıl 2012… Bir kırtasiyede rastladığım yapboz oyuncağın üzerinde neredeyse 10 dilde uyarı niteliğinde bir açıklama vardı. Ama Türkçesi yoktu. Acaba, oyuncağı ihraç eden ülke, masum çocukların maruz kalacağı olası bir tehlikeyi umursamamışlar mıydı?...
Herkesin bildiği gibi elektronik ev aletlerinin birçoğunda neredeyse “Afrika’nın adı duyulmamış kabilelerinin dilinde” bile açıklama var. Ama Türkçe açıklama yok. Yoksa yabancı ülkelerin birçoğu Türklerin onların dillerini bildiklerini mi zannediyorlar?...
Bu örnekleri çoğaltmak mümkün…
Pazarı durumunda olduğunuz yabancı ülkeler tarafından böylesine yok sayılmak çok üzücü. 350 milyon insanın konuştuğu bir dilin önemsenmemesi veya önemsetilmemesi çok daha üzücü.
Görülüyor ki, tabelaların yabancı kelimelerle dolup taştığı, Öyrovizyonda bile İngilizce duygulanmak zorunda kalındığı ve gençlerin yabancı terimleri kullanmayı maharet saydığı içeride ihmal edilen Türkçe, ne yazık ki dışarıda da ihmal edilmektedir. Öyle ya, biz Türkçe’ye saygı göstermezsek dışarının saygı göstermesini nasıl bekleyebiliriz?..
23.11.2012
Saygılarımla
Prof.Dr.Yavuz ÖZTÜRKLER