Türkiye-Ermenistan sınırı tartışıldı

Türkiye-Ermenistan sınırı tartışıldı

Kars Kafkas Üniversitesi'nde düzenlenen 4. Uluslararası Türk Dış Politikası Sempozyumu'nda akademisyenler Türkiye-Ermenistan sınırını masaya yatırdı.

Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) Başkanı Doç. Dr. Sedat Laçiner, dünyanın en büyük güçlerinin bile tüm dikkatlerini Türkiye-Ermenistan sınırına çevirdiklerini söyledi.

Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu ile Kars Kafkas Üniversitesi'nin (KAÜ) birlikte düzenlediği 4. Uluslararası Türk Dış Politikası Sempozyumu, Veteriner Fakültesi Prof. Dr. Necdet Leloğlu Konferans Salonu'nda yapıldı. Sempozyuma; Kars Valisi Mehmet Ufuk Erden, 14. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Şeref Oguş, Belediye Başkan Vekili Turhan Çiçek, KAÜ Rektörü Prof. Dr. Abamüslüm Güven, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

"CİN ŞİŞEDEN ÇIKTI"

Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan sempozyumda, 'Ermeni Sorunu, Diaspora ve Türk Dış Politikası' üzerine konuşan USAK Başkanı Doç. Dr. Sedat Laçiner, ilk olarak, Orta Asya ve Kafkasya'da yaşanan gelişmelere değindi. Orta Asya ve Kafkasya politikasında Türkiye'nin büyük rolü olduğunu söyleyen Doç. Dr. Sedat Laçiner, "Avrupalının hak ettiğini bizde hak ediyoruz. Şu anda medeni dünya o tarafsa o tarafta yerimizi alacağız. Ama aynı zamanda dış politikada bir Kafkasya, bir
Orta Doğu, bir Afrika, bir Asya, bir Güney Amerika gibi; Fransız'ın, İngiliz'in, Alman'ın bu güne dek sonuna kadar yararlandığı bu bölgelerden de hakkımıza düşeni almak bizim en doğal hakkımızdır. Avrupalı olmak demek Kafkasyalı olmakla çelişir bir durum değil. Orta Doğu ile de ilgilenmek çelişir bir durum değil. Bunlara ilaveten bu bölgeler birer eğer bataklıksa, hani yaygın bir kanaat vardır ya, 'Orta Doğu bir bataklıktır uzak durmak lazım'. Bataklıksa biz burada yaşıyoruz bataklığı kurutmakta bize düşüyor. Kafkasya'da çok hızlı gelişmeler yaşanıyor. Kafkasya'da adeta donmuş olan sorunlar hızla çözülmeye başladı. 2008 yılının Ağustos ayındaki Gürcistan savaşı cini şişeden çıkardı. Bir daha da o cinin oraya yeniden girmesi mümkün görünmüyor. Gürcistan 3 parçaya bölündü, Osetya ve Abhazya bağımsız oldu, Rusya bunu tanıdı. Şimdi ise Rusya'nın gözü Ermenistan ve Azerbaycan üzerinde. Rusya, Kafkasya'ya yeni bir şekil verme arzusunda. Sadece Rusya buraya pençesini atmadı ama aynı zamanda ABD'de Obama'nın başkanlığıyla birlikte, Ermeni lobisinin de etkinliğiyle birlikte burada gücünü göstermeye çalışıyor. Avrupa Birliği de devreye girmiş durumda" dedi.
Bölgede sadece bir hareketlenme olmadığını, aynı zamanda tüm dünyanın en büyük güçlerin bile tüm dikkatlerini Türkiye-Ermenistan sınırına çevirdiklerini de belirten Laçiner, "Bütün dünya burayla ilgileniyor. Bütün dünya burayla ilgilenirken Ankara'nın, Kars'ın burayla ilgilenmemesi elbette ki olmazdı" diye konuştu.

"ERMENİLER BİZİM NEYİMİZ OLUR?"

Laçiner, Ermenilerin soy isimlerine bakıldığında hepsinin Türk ismi olduğunu vurgulayarak, "Ermeniler kısmına baktığımız zaman çok duymaya alışık değiliz belki ama, Ermeniler bizim neyimiz olur diye düşünüyorum bazen. Zaten işi duygusallaştıran kısımlarından bir tanesi bu. Bir hoca demişti ki, 'Biz sizin gayrimeşru çocuğunuzuz. 1915 yılında tecavüz ettiniz. O tecavüzün çocuğuyuz'. Şimdi öyleler mi, değiller mi?. Bilmiyorum. Ama; böyle hissediyorlarsa eğer bu büyük bir problem. Yani, babasından nefret eden bir çocuğun psikolojisi var. İkincisi; bu babalık-evlatlık ilişkisinin 1915'de oluştuğunu düşünmüyoruz açıkçası. Yani yüzlerce yıllık bir babalık-evlatlık ilişkisi olmalıdır. Ermenilerin soy isimlerine baktığınız zaman onların Türk isimleri olduğunu görürsünüz. Örneğin, 'Nalbantyan' yani Nalbantçılar. Ermenistan'da Türk soy ismini taşımayan insan bulmak zor. Bu, diasporada da az çok böyledir. Soy isim kimden gelir? Babadan gelir. Eğer siz, babanızla bir nefret ilişkisine girerseniz baba sizi
evlatlıktan reddeder. Siz babayı babalıktan reddederseniz bıçaklar konuşur, akıl konuşmaz. O yüzden burada sakin olma zaruriyeti var. Karşı tarafın ruh halini görme zaruriyeti var. 'Ne yapalım, Ermeniler özürlü, ruh hastası, bizden nefret ediyorlar, bizi baba sanıyorlar, bana ne kardeşim' deyip geçemezsiniz" şeklinde konuştu.

"KARDEŞ İLİŞKİSİ HERŞEYİ ÇÖZMEZ"

Her gün onlarca Ermeni'den hakaret mailleri aldığını da kaydeden Laçiner, şunları söyledi:
"Her gün onlarca Ermeni'den hakaret maili alan bir insan olarak bu ruh halini her gün yaşıyorum. Hiç tanımadığınız insan size hakaret ediyor ve ağza gelmeyecek şeyler söyleyebiliyor. Şimdi Azerbaycanlı Türklere geldiğimiz zaman. Şimdi biz kardeşiz. Evet buna bende katılıyorum ama, kardeş ilişkisi her şeyi çözmez. Şimdi bu kardeşlik, aşk, evlat, baba ilişkilerinde trajediler çok derin olur. Kardeşlik iki taraf arasındaki ilişkinin garantisi değildir. Nice kardeş ilişkisi vardır ki iki yabancı ilişkisinden daha beter bir noktaya sürüklenir. Eğer ki siz, kardeşliğe güvenir yapmanız gerekenleri yapmaz iseniz. Yani, 'o benim kardeşim zaten ne gerek var anlasın o beni' derseniz olmaz. Pragmatik davranmaz yani realiteye göre hareket etmezseniz yine olmaz. Türkiye-Azerbaycan ilişkileri ne yazık ki kötü bir örnek olmuştur bu kardeşlik ilişkisine. 1991 yılından bu yana taraflar üzerlerine düşenleri önemli oranda yapmamışlardır ve kardeşliğe aşırı bir güven ortaya çıkmıştır. Bunun iki tarafa da düşen mutlaka sorumluluk boyutu vardır. Yani bu kardeş bir yaban eldeydi, çok değişti, bozulan çok yönleri var. Aldıkları artılar yok mu? Onlarda var muhakkak. Ama araya bir Rus girdi. Ve o Rus, oradan çıkmış değil. Damarlarda dolaşıyor, devletin kadrolarında dolaşıyor, medyada dolaşıyor, toplumda dolaşıyor. Salt kardeşlik üzerine bir ilişki geliştiremezsiniz. Emek harcamak zorundasınız. Bu ihanet, vesaire, bu duygusallık, Türk filmlerini andıran tablolar değildir. Yol almayı iki taraf açısından da zorlaştırıyor"

"ABD, BÖLGEDE RUSYA'NIN PLANLARINA HİZMET EDİYOR"

Laçiner, ayrıca, bölgedeki planlardan da bahsederek, "Şu anda en büyük hatayı yapan ABD'dir. Obama'nın Ermeni soykırım iddiaları sorunuyla, Ermenistan ve Kafkasya sorunlarını birbirine karıştıran tutumudur. Çünkü burada batının da, ABD'nin de, AB'nin de çıkarı Türkiye, Gürcistan, Azerbaycan aksını güçlendirip entegre edebilmek ardından da buraya Ermenistan'da katılabiliyorsa onu da katmaktır. Çünkü, şu anda ABD'nin yaptıkları kanaatimce Rusya'nın planlarına az çok hizmet etmektir" dedi.
5 oturumdan oluşan sempozyum, Cuma günü akşama kadar devam edecek

Önceki ve Sonraki Haberler