Şehitler Diyarı'nda, Gaziler Günü!
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'e 1921 yılında “'Mareşal”' rütbesi ile “Gazilik” ünvanı verilmesinin 92'inci yıldönümü ve Gaziler Günü tüm yurtta olduğu gibi Gazi Kars'ın Şehitler Diyarı Sarıkamış ilçesinde de çeşitli etkinliklerle kutlandı.
Şehitler Diyarı'nda, Gaziler Günü!
GÜL: TÜRK MİLLETİNİ AYAKTA TUTAN EN GÜÇLÜ UNSUR ÖLÜRSEM ŞEHİT, KALIRSAM GAZİ İDEALİ İLE GÖĞSÜNDEKİ İMANDIR
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’e 1921 yılında “‘Mareşal”‘ rütbesi ile “Gazilik” ünvanı verilmesinin 92’inci yıldönümü ve Gaziler Günü tüm yurtta olduğu gibi Gazi Kars’ın Şehitler Diyarı Sarıkamış ilçesinde de çeşitli etkinliklerle kutlandı.
19 Eylül Gaziler Günü nedeniyle Gaziler Meydanı’ndaki Atatürk Anıtı önünde tören düzenlendi. Saygı duruşunun akabinde Mustafa Kemalpaşa Ortaokulu Müzik Öğretmeni Sibel Bulut yönetiminde İstiklal Marşımız okunarak şanlı Bayrağımızın göndere çekilmesiyle başlayan tören, Atatürk Anıtına çelenklerin konulması ile devam etti.
19 Eylül Gaziler Günü nedeniyle Kuvayi Milliye Mücahitler Derneği Başkanı Osman Zekeriya Gül bir konuşma yaptı.
Bugün Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’e “Mareşal” rütbesi ile “Gazilik” ünvanı verilmesinin 92’inci yıldönümü ve Gaziler Günü olduğunu ifade eden Gül, “Muharip Gazi Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarından harbe katılanları ifade eder. Gazilik ünvanı devlet tarafından verilir. Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e dünya harp tarihinin en çetin muharebelerinden biri olan Sakarya Zaferinin ardından Türkiye Büyük Millet Meclisince Mareşallik rütbesi ve Gazilik ünvanı verildiği bugünü tüm gazilerimizi de onurlandıran Gaziler Günü olarak kutlamanın kıvanç ve mutluluğunu yaşıyoruz” dedi.
Gazilerin, millet olarak sahip olduğumuz şanlı geçmişimizle aramızdaki güçlü bağın en önemli sembolleri, cesaret ve feragat duygularını yaşayan abideler olduğunu belirten Gül, “Değerli gazilerimiz geçmişten günümüze bir devleti devlet yapan vatan, millet, bayrak ve egemenlik gibi değerleri korumak ve bu değerler üzerine kurulmuş olan Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bekasını sağlamak için her türlü hain saldırıya karşı göğsünü siper eden sizler Türkiye Cumhuriyeti Devleti için çok anlamlısınız. Sizler aynı zamanda millet olarak sahip olduğumuz şanlı geçmişimizle aramızdaki güçlü bağın en önemli sembolleri, cesaret ve feragat duygularını yaşayan abidelersiniz. Sergilediğiniz kahramanlık destanları ile tarihin altın sayfalarına kaydedilen isimlersiniz. Yüce Türk Milletinin gönlünde ve hafızasında sonsuza kadar yer almaya devam edeceksiniz. Kutsal vatan topraklarının korunması uğruna vermiş olduğunuz kahramanlık dolu mücadeleniz en büyük yol göstericimizdir. Sizlerden almış olduğumuz güç ile bu kutsal mücadeleyi nesiller boyu sürdüreceğimizden hiç kuşkunuz olmasın. Gazilik ünvanı ile onurlandırıldık. Gazilik ünvanı, kolay alınan bir ünvan olmadığı gibi bu savaşı süngünün ucunda kimimizi merminin vızıltısında bombanın dehşetinde sürdürdük. Sıkıntılı ve korkulu günler geçirdik hep vatan dedik. Yoksunmadık, korkmadık. Acılar çektik, vatanımızı düşündük acıyı unuttuk hep vatan dedik. Helal olsun akan ve akacak olan kanımız bu vatana dedik” diye konuştu.
Bir milleti ayakta tutan en güçlü unsurun ölürsem Şehit, kalırsam Gazi ideali ile göğsündeki imanı olduğunu ifade eden Gül, “Kollarımız arasında şehit olan arkadaşlarımızı, komutanlarımızı, astlarımızı kucakladık. Zaman geldi açık gözlerini ellerimizle kapattık. Kefen olduk niye bizde şahadete ermedik diye gözyaşı döktük ve yinede vatan dedik. Hiç pişman olmadık ve pişmanda değiliz. Sonunda gazamız mübarek oldu. Uğrunda savaştığımız devlet ünvanların en asil ve en şereflisi ile bizleri onurlandırdı. Siz artık bir ulusal değersiniz siz bir Gazi’siniz dedi. Bizler gazi olduğumuz için gururluyuz, onurluyuz. Çünkü; biz artık bir ulusal değeriz. Gaziler ve Şehit aileleri sizler öğle bir ünvanla onurlandınız ki bu unvan parayla satılamaz. Ülfe gibi dağıtılamaz ve gelip geçici bir değer değil. Ömür boyu sizde kalacak bir ünvan. Sizin göreviniz bu ünvanı onurla, gururla taşımak olacaktır” şeklinde konuştu.
Şehitlik ve Gazilik, mertebelerin en yücesi olarak gösterilmiştir diyen Gül şunları kaydetti;
“Vatan ve mukaddesatını korumak ve kollamak için savaşırken hayatını kaybeden kimselere şehit denir. Şehitlik bir şarapnel, bir kurşun, bir mermi parçasıyla ölen insan değil. İslam ruhunun yüceliğini kanıyla yazan kahramandır şehit. O toprağa kanlı elbiseleriyle kefensiz düşen kahramanlardır. İşte büyük şairin dediği gibi ‘Ey Şehit Oğlu Şehit İsteme Benden Makber Sana Avucunu Açmış Duruyor Peygamber.’ İşte o şanlı askerdir ki o Bedir de, Uhut da, Malazgirt de, Çaldıran da, Çanakkale de ve Allah-u Ekber Dağlarında Allah Allah sesleriyle düşmanı mağlup eden büyük ruhtur.
Şehitlik ve Gaziliğin ruhuna ermeyen bir millet her zaman ezilmeye ve yok olmaya mahkumdur. O halde Türk Milletini ayakta tutan en güçlü unsur ölürsem Şehit kalırsam Gazi ideali ile göğsündeki imandır.
Ecdadımızın yüce değerler uğruna üstün fedakarlıklar göstermesinin temelinde bu ilahi ve peygamberi müjdeler bulunmaktadır. Tarihimiz de Çanakkale gibi yer alan şanlı zaferlerin sırrı milletimizin tek vücut olması birlik beraberlik halinde bölünmez bir bütün oluşturması ve toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez ruhunun yaşamasında yatmaktadır. Milletimizin bekası işte bu ruhla yetişmiş nesillere sahip olmakla mümkündür. Bunun için çocuklarımıza Çanakkale destanını ve o ruhu anlatmalıyız. Vatanımızın milli değerlerimizin kıymetini öğretmeliyiz.
Bu vesileyle Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve kahraman silah arkadaşlarını milletimizin bağımsızlığı ve devletin bölünmez bütünlüğü için hayatını feda eden bütün şehitlerimizi rahmetle, değerli gazilerimizi minnetle ve şükranla anar şehit ve gazilerimizin kıymetli aileleriyle tarih boyunca desteğini hiçbir zaman esirgemeyerek ordusuna büyük özgüven ve cesaret aşılayan Yüce Türk Milletine, Şehit aileleri ve Gaziler adına şükranlarımı ve saygılarımı sunarım.”
Ardından Sarıkamış Lisesi Müdürü Ayhan Kaya, günün anlam ve önemini belirten bir konuşma yaptı.
Gerçek tarih yazanların tarihini unutmayanlar olduğunu belirten Kaya, “Bugün Türk’ün gurur günü, bugün Türk’ün yedi düvele nam saldığı tarih sahnelerini armağan eden gazilerimizin günü. Ve bugün başta Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, silah arkadaşları ve aziz şehitlerimizin minnetle, duayla, saygıyla anıldığı gün. Bizi biz yapan değerlerin başında vefa duygusu gelir. “Vefası olmayanın duası olmaz” ve gerçek tarih yazanlar tarihini unutmayanlardır. Vefamızı göstermek için ne yapsak aslında azdır. Ama elimizden geleni yapmak bu milletin boynunun borcudur. Bir nevi bu borcumuzu ödeyebilirsek ne mutlu bize ne mutlu bu millette!” dedi.
Türk milletinin, hiçbir millete nasip olmayacak bir tarih geçmişine, medeniyet ve kültür birikimine ve adları altın harflerle yazılmış kahramanlara sahip olduğunu vurgulayan Kaya, “Bununsa tek formülü bu vatanın evlatlarının bu topraklara canla başla hizmet etmesi ve gerektiğinde canını gözünü bile kırpmadan feda etmesidir. Bu duygu anlatılmaz sadece yaşanır. Ve bu mucizevi duygu nesilden nesle devam eder. “Komutanının yaşın daha küçük, sen köyünde ananla kal.” Diyince küçük Mehmetçiğin arka cebinden demir tarağı çıkarıp üst dudağının üstüne saplayıp kan ter içinde işte bıyıklarım, yaşım kemale ermiş demesinin düşündürdükleri. Bu yörelerde yeni doğan bebeklerin göbekleri kesilince “Vatana kurban olsun.” Diye şehitliklere gömülmesi, şehitliklerin ziyaretgah olarak ziyaret edilmesi bu milletin şehit ve gaziye verdiği değerden ve kendisinde var olan asaletindendir. Dünyada hiçbir milletin anası, çocuğunun elini kınalayıp peşinden su dökerek askere yollamamıştır” diye konuştu.
Özgürlüğüne sonsuz düşkün bir milletin evlatları olan bizlerin, bu ülke, bu bayrak, bu ezan ve bu topraklar için gazi ve şehitlerimizin yolunda yürümekten başka çaresi olmadığını ifade eden Kaya, “Veda demiştik ya işte şimdi bizler bugün ecdadımızın istediği gibi vefamızı ödemeliyiz. Bir gün hayal kuramayacak kadar çok çalışmalıyız. Ve o gün bugün!
Çok çalışması gereken bizler, yeni nesilleri de ideallerimiz çerçevesinde milli ve manevi değerlerine bağlı, canımızı acıtsa bile doğrudan vazgeçmemeyi öğreterek yetiştirmeliyiz. Yine bu yöre insanının özel bir ödevi de Türkiye ve Sarıkamış şehitlerine, gazilerine sahip çıkmak, adlarının yaşatılması için çaba sarf etmek ve Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün en önemli silah arkadaşlarından Kazım Karabekir Paşayı, Kafkas Kartalı Şeyh Şamil gibi yöreye mal olmuş değerleri anmak, gündeme taşımak ve çocuklarımıza anlatmaktır.
“Dünyada hiçbir şeye minnet etme özgürlüğünü ancak bu şekilde koruyabilirsin.” diyen Hz. Ali’nin sözlerindeki gibi özgürlüğüne sonsuz düşkün bu milletin evlatları bizler, bu ülke, bu bayrak, bu ezan ve bu topraklar için gazi ve şehitlerimizin yolunda yürümekten başka çaremiz yok. Bu can bu uğurda feda olmadıkça neye yarar ki. Canımız ve evlatlarımız bu vatana kurban olsun” şeklinde konuştu.
Konuşmasını Mehmet Akif’in Çanakkale Şehitlerine dizeleriyle tamamlayan Kaya, Akif’in dizeleri aslında bize yolumuzu çoktan göstermiş bile, sadece kulak verelim;
Âsım’ın nesli...diyordum ya...nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi nâmûsunu, çiğnetmeyecek.
Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...
O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar,
***
Yaralanmış tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.
***
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhîd’i...
Bedr’in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
“Gömelim gel seni târîhe” desem, sığmazsın.
***
Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb...
Seni ancak ebediyyetler eder istîâb.
“Bu, taşındır” diyerek Kâ’be’yi diksem başına;
Rûhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;
***
Sonra gök kubbeyi alsam da, ridâ namıyle,
Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmıyle;
Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan,
Yedi kandilli Süreyyâ’yı uzatsam oradan;
***
Sen bu âvîzenin altında, bürünmüş kanına,
Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına,
Türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile âvîzeni lebriz etsem;
***
Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...
Yine bir şey yapabildim diyemem hâtırana.
Sen ki, son ehl-i salîbin kırarak savletini,
Şarkın en sevgili sultânı Salâhaddîn’i,
***
Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayran...
Sen ki, İslâm’ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
O demir çenberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, rûhunla beraber gezer ecrâmı adın;
***
Sen ki, a’sâra gömülsen taşacaksın...Heyhât,
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât...
Ey şehîd oğlu şehîd, isteme benden makber,
Sana âgûşunu açmış duruyor Peygamber.
Konuşmaların ardından gaziler meydanındaki tören sona erdi.
Daha sonra Yukarı Sarıkamış Şehitliğine gidilerek tüm şehitler için dualar okundu.
Törene, Sarıkamış Kaymakamı Muhammed Gürbüz, 9’uncu Motorlu Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Mehmet Özoğlu, Belediye Başkan vekili Nuri Çayır, İlçe Emniyet Müdürü İsmail Turğut, İlçe Jandarma Komutanı Yüzbaşı Alper Akça, İlçe Milli Eğitim Müdürü Bülent Dağdelen, Kuvayi Milliye Mücahitler Derneği Başkanı Osman Zekeriya Gül, MHP Sarıkamış İlçe Başkanı Zülküf Koçak, daire amirleri, askeri erkan, Gaziler, şehit aileleri ve vatandaşlar katıldı. kha