Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un milli ve edebi yönü, üstün şahsiyeti, büyük bir imparatorluğun küllerinden doğan Türkiye Cumhuriyeti’nin doğuşuna tanıklık ederken ortaya koyduğu eşsiz edebi eserleri, milli mücadele yılları ve hayatı her anma töreninde ve onunla ilgili yazılarda ayrıntılı olarak anlatılır…
Ancak onun bilimsel yönünden ve Veteriner Hekimliğinden pek söz edilmez.
1889 yılında o zamanki adıyla “ Halkalı Baytar ve Ziraat Mektebi”ne giren ve 4 yıl sonra birincilikle mezun olan Mehmet Akif Osmanlı Devleti’nde Veteriner İşleri ile ilgili teşkilatlarında çalışmıştır. O zamanki adıyla Orman, Meadin ve Ziraat Nezaretinde (Orman,Maden ve Tarım Bakanlığı) 20 yıl memuriyetinde Veteriner Hekim olarak önemli görevlerde bulunmuştur. Veteriner İşleri Müdür Yardımcılığı görevinde 4 yıl çalışmış, Müdürü Abdullah Bey’e yapılan bir haksızlığı içine sindiremeyerek görevinden istifa etmiştir.Rumeli, Arabistan ve Anadolu’da bulaşıcı hayvan hastalıkları ile mücadele, orduya at seçimi ve benzer birçok işte önemli görevler yapmıştır.
Baytar Mektebinde (Veteriner Fakültesinde) okurken onu en çok etkileyen hocası Mikrobiyoloji Uzmanı Rıfat Hüsamettin bey’di. Çünkü o Pastör’ün öğrencisiydi. Akif o yıllarda bir Pastör hayranıydı. Akif, Rıfat Hüsamettin beyi büyük bir hayranlıkla dinliyordu, sanki onun yüzünde Pastör’ü görüyordu. Çünkü ona göre hocası Pastör’ü görmüş, Pastör’e dokunmuştu.
Akif Baytar dairesinde yeni tanığı katip gence “Siz Pastör’ün hayatına ait bir kitap okudunuz mu? Diye sormuştu. Genç hayır deyince : “Behemehal okumalısınız,ben anlamıyorum,hem Avrupalı olmalıyız diyorlar hem de Pastör’ü size tanıtmıyorlar,bu nasıl iş ? Okur yazar genç bir müslüman Pastör’ü tanımıyorsa bu ayıptır”. Demişti. Bu sözlerinin ardından katip gence Pastör’ün hayatını anlatan Fransızca bir kitap hediye etmişti.
“Pastör ne büyük adammış ya rabbi!,Onun nasıl insanları seven bir kalbi, İsa önünde eğilirken ne büyük bir imanı vardı? Demiştir….
Pastör’ün resmine bakarken bu ne ilahi yüzdür! “Diyerek öpmüştür Mehmet Akif…
Bir şiirinde Veteriner hekimliğe, deney ve gözlemin önemine vurgu yapan Akif şöyle der:
“Beni dinler misin evlad yine kabilse çalış
Çünkü bir tecrübe etsen de aklın yatar
Bize insan hekiminden daha lazımdır baytar”
Bu mısralardan da anlıyoruz ki; Akif’e göre tecrübe, gözlem ve deney olmadan bir şey olmazdı.
Bunlar, Akif’in dindar bilime ve bilim adamlığına önem verdiğini gösteren örneklerden birkaçı…
Milli şairimiz siyasi tartışmalardan uzak her yönüyle gençliğimize tanıtılmalı ve yakın geçmişin milli birlik ve beraberlik simgesi olarak yaşatılmalıdır.
Bu duygu ve düşüncelerle İstiklal Marşımızın yazarı Mehmet Akif Ersoy’u rahmet ve minnetle anıyor,saygılarımı sunuyorum.
13.03.2012
Prof.Dr.Yavuz ÖZTÜRKLER