“Sana dar gelmeyecek makber’i kimler kazsın?
Gömelim gel seni tarihe”desem, sığmazsın”
Herkesin bildiği gibi bu dizelerin sahibi büyük şair Mehmet Akif Ersoy’dur.
O bir devrin bitip başka bir devrin başlamasına tanıklık etmişti…
Mebusluğu, Öğretmenliği, Şairliği ve Baytarlığı (Veteriner Hekimliği) ile karanlık bir devrin bütün acılarını yüreğinde hissetmiş, vatanın kahırlı günlerinde sahaya inmiş ve o günleri derinden yaşamıştı.
Sarıkamış şehitlerimizi ve onlara tarihin en büyük methiyesini yazan şairi aynı günlerde anmak ne anlamlı bir tesadüf !
Şehitlerimize ne kadar anlamlı şeyler yazarsak yazalım, ne kadar güçlü sözler edersek edelim, en güçlü son sözü söylemek mümkün değil…
Nitekim büyük şair Akif şöyle demişti:
“Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...
Yine bir şey yapabildim diyemem hatırana”
Akif bu mısraları Çanakkale Şehitleri için yazmıştı. Ancak bu mısralara, vatan için hiçbir fedakarlıktan kaçınmadan ve hiçbir hesap yapmadan Sarıkamış’da dahil her yerde ve her zaman komutanının sözüne kayıtsız şartsız itaat etmiş ve canını seve seve vermiş tüm şehitlerimiz fazlasıyla layıktır. O şanlı asker ve millet, yüksek basiret sahibi bir komutan tarafından doğru yerde, doğru zamanda doğru şekilde sevk ve idare edilmişse tarihte görüldüğü gibi zaferlerin de en büyüğünü kazanmıştır.
Çanakkale’de bizi boğmaya gelen, üzerimize vahşice çullanan güçler vardı. Sarıkamış’taki talihsizlikten sonra ordumuz her zamankinden daha zor koşullar altında savaşmıştı. Sarıkamış’ta savaşıp gazi onlalar daha sonra Çanakkale’de savaşmıştı. Sarıkamış harekatında koşullar nispeten Çanakkale’den daha iyi olmasına rağmen maceraperest bir zihniyetin ütopik hayali yüz bine yakın askerimizin kurşun atmadan şehit olmasına sebebiyet vermişti. Öyle ki, Çanakkale savaşında tıbbiyeliler, üniversiteliler askere alınmış ve bir Darul’fünun sadece bir tepede şehit düşmüştü. Sonradan kurulan fakir ve genç cumhuriyet savaşlarda ölen yetişmiş insanların eksikliğini çok derinden hissetmişti.
…
Sarıkamış, Çanakkale, Kurtuluş Savaşı, Kore, Kıbrıs….
Hepsi bizim için birer destandır.
Orada ölenlerin her biri birer kahramandır…
Tam burada sormak lazım…
Onlara layık mıyız? Onlara layık olmak için ne yapıyoruz? …
Kuşkusuz, şehitlerimizi anmak ve onların hatıralarını yad etmek hepimizin görevidir.
Ama sadece nutuk atmak yetmez, gereğini de yapmak gerekir. Orhan Veli’nin dediği gibi:
“Neler yapmadık bu vatan için
Kimimiz öldük kimimiz nutuk söyledik”
Onların ruhlarını şad etmek için vatana hizmette kusur etmemek, vatanın her köşesini yüceltmek, birlik-beraberliğimizi güçlendirmek, her ferdi değerli kılmak ve hiçbir ferdin enerjisini heba etmemek gerekir.
Şehitlerimizin ruhları şad olsun…