Kars Manşet Yazarı Prof. Dr. Yavuz Öztürkler'in "Mutlu Öğretmen, Mutlu Öğrenci" başlıklı yazısı:
Finlandiya PISA sonuçlarına göre okuma –anlama ve bilim alanında başı çekince, eğitim sistemi üzerine bir anda dünyada tüm dikkatleri üzerine çekti. Problem çözme alanında da ikinci sırada . Hong Kong,Güney Kore,Makao ve Lihteştayn gibi ülkeler bu sınavda ilk 6’nın içindeler.
PISA nedir?
Uluslararası öğrenci başarısını değerlendirme çalışması veya programı
Bakanlığımızın PISA ‘ya hazırlık yönünde 2003 yılından beri kalite kontrol ve durum değerlendirmesi yaptığını biliyoruz.
PISA 15 yaşındaki öğrencilere uygulanan dünya çapında bir sınav.3 yılda bir yapılmakta.
Finlandiya’yı incelediğimizde:
Öğretmen mutlu, veli mutlu ve en önemlisi öğrenci mutlu.
15 yıllık öğretmen tüm üniversite mezunlarından fazla maaş alıyor. En prestijli meslek öğretmenlik. İlk %10 arasından seçiliyorlar ve master dereceleri var.
Analiz, yorum ve eleştiri yapabilen ve bunu hayatlarına yansıtan öğrenciler yetiştiriliyor.
Öğrenciler yarışmıyor, her öğrenci birer ayrı birey olarak bakılıyor, kapasitesi ölçüsünde ayrı ayrı değerlendiriliyor . Okullar yarışmıyor birbirlerinin eksikliklerini gideriyor. Çünkü eğitim imkanları ve düzeyi her yerde aynı.
Günde 4 saat dersin 2 saati teorik iki saati mesleki uygulama.
16 yaşında tek bir sınava giriyorlar.
Eve ödev yok, okulda, doğada, sahada uygulayarak öğrenmek var.
Soyuttan somuta indirgeyerek öğreniyorlar.
7 yaşında iken okula başlanıyor, 6 yıl not yok.
Spor, müzik, tiyatro ve sanata çok önem veriliyor.
Aşırı veli korumacılığı, sınav baskısı, kaygısı ve kabusu altında ezmeden matematik ,okuma anlama ,bilim ve problem çözme üzerine odaklı bir eğitim veriliyor.
PISA’nın sınavları da matematik ,okuma anlama ,bilim ve problem çözme üzerine yapılıyor.
Bilindiği üzere, ülkemiz son 40 yıldır eğitim sisteminde ciddi değişiklikler yapmakta, değişik metotlar ve müfredatlar üzerinde çalışmalar yapmaktadır. Ancak, eğitimde AB ve OECD ülkeleri ortalamasına kıyasla henüz arzulanan düzeye gelmiş sayılmayız. PISA sıralamasında da umduğumuz bir seviyede değiliz.
Millet olarak kitap okumayı pek sevmesek de çocuğumuzu ceketimizi satarak yüksek okullarda okutmayı tutku derecesinde seviyoruz. Her şeye rağmen eğitime önem veriyoruz.
Eğitime önem veren bir millet olarak eğitimin de en iyisini hakkediyoruz.
Ülkemizin öğretmen ve öğrencileri de mutlu olmayı hakkediyor.
Umuyoruz, ülkemiz hakkettiği yere gelecektir. Başka çaremiz yok. Çünkü ülkemizi bu hassas coğrafyada sürekli kalkınan ve üzerinde oyunlar oynanmayan bir ülke yapmak zorundayız. Bunun yolu, Baş Öğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi fikri hür vicdanı hür nesillerin yetiştirildiği, analiz ve yorum yaptırabilen iyi bir eğitimden geçiyor.
Eğitimde fırsat eşitliğinin ve ideal eğitim düzeyinin en iyi düzeyde olduğu günleri yaşamamız dileği ile,tüm öğretmenlerimizin bu özel günü kutlu olsun.