“Ayda ve Mars’ta hayat var mı veya dünya dışı canlılar var mı” derken şimdi de ayda su bulundu…
Evet, NASA ayda su keşfettiklerini duyurdu…
Dünya dışında yaşam olabileceği savını destekleyen bu keşif, ister istemez bizleri daha derin düşünmeye sevk ediyor…
Su demek hayat demektir.
O halde bizi dünya dışında da bir yaşam bekliyor olabilir mi?
Hızla gelişen bilim ve teknoloji yeni keşiflerle birleşirse daha neler olacak kim bilir?
İnsanoğlu ilk aya ayak bastığında birçok kişi inanmamış bunu gelişmiş ülkelerin bir aldatmacası olduğunu söyleyenler bile çıkmıştı.
Bundan çok değil 15 yıl önce küçücük bir cep telefonu ile dünyanın öbür ucundan anında haberleşebileceğimizi, internette sörf yapıp, msn’de çet yapılabileceği söylenseydi ne kadar gerçekçi gelirdi bizlere?
Belki bazılarımız “imkansız” görmezdik ama bu kadar hızlı gerçekleşebileceğine asla ihtimal veremezdik?
Oysa şimdi 3G ile tanıştık… Yüz yüze haberleşme dönemi başladı…
Bu gidişatın nereye kadar gideceğini ve dünyayı nelerin beklediğini de düşünmek zorunda kalıyorsunuz.
Bir zamanlar Eric Von Daniken’ın “Yıldızlara Dönüş” ve “Tanrıların Arabaları” adlı kitaplarını okuduğumuzda hep dünya dışı varlıklar veya uzaylıları düşünüp “acaba” deyip durmuştuk…
Şimdi “aydan gelen bir haberle” bir kez daha düşünüyorsunuz…
Dünyaca ünlü Kırgız yazar Cengiz Aytmatov’un “Gün olur asra bedel” adlı romanındaki mavi orman gezeninin sahipleri bir gün gelip bizi de bulabilirler mi?
Her akşam gökyüzünden bir gümüş tepsi gibi evimize konuk olan ayda su varsa, kim bilir evrenin sonsuz gizeminde ve derinliklerine neler var?...
Bu bağlamda gelişen dünya biliminin ve keşif tutkusunun karşısında kendimizi acımasızca eleştirmeliyiz. Kendimize itiraf edeceğimiz acı gerçekler çok…
Hazıra alışmayan, merak ve arayış tutkusu kazanmış, kitap karıştıran, bizzat kendisi araştıran ve sorgulayan bir nesil yetiştirmeliyiz.
Bir zamanların “onlar çıktı aya biz kaldık yaya” meşhur sözü demode olmuş gözükse de bilinçaltımızdaki varlığını hala koruyor…
Böyle giderse korkarım sadece “aydan gelen haberleri” konuşur dururuz.14.11.2009
Prof.Dr.Yavuz ÖZTÜRKLER