Osmanlı devletinin 18. yüzyılın başlarında doğu sınırlarının korunması için inşa ettiği ve Osmanlı-Rus Savaşı sırasında 5 Temmuz 1828'de Rus General Paskeviç komutasındaki 5 tugaydan oluşan 14 bin kişilik Rus kuvvetlerinin 70 top ve 20 bin mermilik mühimmatla gece baskını yaptığı "Büyük Tabya"da 500 asker şehit edildi.
Kars Kalesi'ni ele geçiren Rusların da 4 bin kayıp verdiği saldırı sonrası kayıtlara "Kanlı Tabya" olarak geçen tarihi yapı, ziyaretçilerine duygu dolu anlar yaşatıyor.
Yapılan düzenleme ile Kafkas Cephesi Harp Tarihi Müzesi olarak hizmet veren tarihi tabya, son 150 yılda yaşanan olayları canlandırmasıyla ziyaretçilerden büyük beğeni topluyor.
- Ziyaretçilerini duygulandırıyor
Sarıkamış Harekatı'nda soğuk havada zor şartlar altında mücadele eden askerlerin bal mumu heykelleriyle, Osmanlı-Rus Savaşı'nda yaşanan mücadelelerin canlandırıldığı müze, ziyaretçileri eski dönemlere götürerek duygulandırıyor.
Türkiye'deki üç interaktif müze arasında yer alan Kafkas Cephesi Harp Tarihi Müzesi'ni geçen yıl 102 bin 315 kişinin ziyaret etti.
Ziyaretçilerden Fatma Özdemir yaptığı açıklamada, İzmir'den bölgeyi ziyarete geldiğini söyledi.
Müzede yoğun duygular yaşadığını ifade eden Özdemir, şöyle konuştu:
"Kars'ın, inanılmaz bir tarihi var. Kanlı Tabya'ya girdiğimde ışıklı çarıklar beni çok etkiledi. Sonsuzluğu göstermesi beni çok duygulandırdı. Revirde yatan askerin yüz ifadesi beni çok etkiledi. Her an kalkıp bize 'işte buradayız halen sizinleyiz, bugünler için biz canımızı malımızı bütün varlığımızı ailemizi her şeyimizi verdik' der gibi geldi. Onların bıraktığı emaneti en iyi şekilde korumamız, bakmamız ve bu tarihi en güzel şekilde yarınlara çocuklarımıza gençliğimize bizden sonra da kalıcı bir miras olarak bırakmamız gerekiyor."
Ziyaretçilerden Sakarya Üniversitesi öğretim görevlisi Tunç İnce ise müzede o dönemde yaşananların çok güzel anlatıldığını belirtti.
Çalışmaların görsel olarak başarılı aktarıldığını dile getiren Tunç, "Dönemin şartları çok iyi yansıtılmış. Minik öğrencilerin buraya girişini görünce çok mutlu oldum. Özellikle de onların burada olması gerekiyor. O yaştan itibaren bunları görmesi ve öğrenmesi gerekiyor. Kesinlikle herkese tavsiye ederim, biz müzeyi çok beğendik." diye konuştu.
Seher Gülşen de müzeyi gezerken çok etkilendiğini anlatarak, " Türkiye'nin birçok yerinde tarihi dokuları gezmeye, görmeye çalışıyorum. Bu da onlardan, acı olaylarımızdan bir tanesi. Özellikle küçük çocukların, gençlerin böyle yerleri görüp, bilmeleri, tarihi tanımaları için ziyaret etmeleri lazım." ifadesini kullandı.