Yıldırım'ın “Sarıkamış Şehitleri” Mesajı
Kars Ardahan Iğdır Serhatlılar Birliği Federasyonu Genel Başkanı Erdoğan Yıldırım'ın “Sarıkamış Şehitleri” Mesajı
1914 yılında Sarıkamış'ta şehit olan doksan bin askerimizi bu yıl da Sarıkamış'ta
99. Yıl Anma Törenleriyle “Türkiye Şehitleriyle Yürüyor” Anma Etkinlikleri Programı çerçevesinde anacağız.
Bilindiği üzere 1914 yılında başlayan Birinci Dünya Savaşı'nda, Osmanlı İmparatorluğu Rusya'ya karşı savaşmış, Osmanlı Ordusu bu savaşın en ağır mağlubiyetlerinden birini Kafkas Cephesi'nde Sarıkamış'ta almıştı. Tarihe 'Sarıkamış Faciası' olarak geçen olayda dönemin Genelkurmay Başkanı Enver Paşa diğer kumandanların 'Ordu hazırlıksız, üstelik kış bastırmak üzere' yolundaki uyarılarına dinlememiş, verdiği emirle bölgeye yazlık üniforma ve ayaklarında çarıklarıyla gönderilen 90 bin askerimiz, kara kışın aniden bastırmasıyla Allah-u Ekber Dağları'nda şehit olmuştu. Yapılan savaş planında her birliğin günlük yürüme hızları hesaplanarak, hangi günde nerede olacağı, nerede buluşacakları ve saldırma noktaları tek tek tespit edilmişti ama –35 dereceye, hatta daha aşağıya düşen dondurucu soğuklar hesaba katılmamıştı.
Harekâtın başladığı gün hava şartları çok kötü olmasına rağmen, harekât planı aynen uygulandı. İkinci gün kar ve tipi bir türlü aman vermiyordu, erzak ve teçhizat ileri hatlara taşınamıyordu. Askerler aç, çıplak, donanımsız, yalınayak başı açık durumdaydı. On binler dinmek bilmez bir tipi altında dağlara sürüldü.
İstanbul'dan kışlık elbise ve askeri malzeme getiren gemiler, Karadeniz'de Ruslar tarafından batırıldığı için ayaklarında yırtık çarıklar, sırtlarında yamalı elbiselerle, bir savaşa giden askerlerden çok tarlaya giden işçilere benzeyen gencecik vatan evlatlarının, ne bir paltoları ne de kalın çorapları vardı. Onlar vatanlarını kurtarmak için Anadolu'nun her yerinden koşup gelmişlerdi. Sahip oldukları tek şey yüreklerindeki vatan sevgisiydi ve yüreklerini dolduran vatan sevgisiyle aldıkları emir doğrultusunda ölüme yürüdüler. 1915 yılının ilk günlerinde Allah-u Ekber Dağları'nda ne yazık ki doksan bin askerimiz şehit oldu. Koca bir ordu tamamen yok olmuştu. Tarih ne böyle bir faciayı yazdı, ne de gördü.
Rus Kurmay Başkanı Pietroroviç, anılarında Sarıkamış'a ulaşan bir avuç kahramanı şöyle anlatır: “İlk sırada diz çökmüş beş kahraman. Omuz çukurlarına yasladıkları mavzerleri ile nişan almışlar. Tetiğe asılmak üzereler. Ama asılamamışlar. Kaput yakaları, Allah'ın rahmetini o civan delikanlıların yüreklerine akıtabilmek istercesine semaya dikilmiş, kaskatı. Hele bıyıkları, hele bıyıkları ve sakalları! Her biri birer fütuhat oku gibi çelik misal. Ya gözler? Dinmiş olmasına rağmen şu kahredici tipinin bile örtüp kapatamadığı gözleri! Hepsi açık!”
Bize hürriyetimizi, yaşadığımız bu günleri hayatları pahasına armağan eden kefenleri ak kardan, tabutları saf buzdan olan Anadolu'nun bu genç evlatları için bugün Türkiye'nin her ilinde, ilçesinde birer Sarıkamış Şehitleri Anıtı yapılsa yinede onlara olan vefa borcumuzu ödeyemeyiz.
Onlar belki içlerinden tabiat şartlarına, kumandanlarına, karşılarındaki düşmana isyan ettiler ama hiçbiri içlerindeki isyanı yüksek sesle dile getirmedi. Hepsi vatanları için canlarını seve seve feda ettiler.
Bu duygu ve düşüncelerle 23 Aralık 1914 – 05 Ocak 1915 tarihleri arasında yaşanan Sarıkamış Faciasının 99. Yıldönümünde, yalnız Sarıkamış'ta değil, vatanımız ve bizlerin özgür yaşaması uğruna Anadolu'nun her bir köşesinde canları pahasına savaşan kahraman şehitlerimizin aziz ve tertemiz ruhları önünde saygı ile eğiliyor onları rahmet ve minnetle anıyoruz. Ruhları şad olsun. Saygılarımla