1877–1878 Osmanlı Rus Savaşı’nda Kars düşer.
93 Harbi olarak tarihe geçen bu savaşın akabinde yapılan 3 Mart 1878 tarihinde Ayastefanos Antlaşması imzalandı.
Bu antlaşma ile ; Kars, Ardahan, Batum Sancakları ve Doğubayazıt Rusya'ya verilerek, Osmanlı savaş tazminatını (bir milyon yüz bin altın ruble) karşılığında Ruslar’a bırakılır.
1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı sonrası Ayastefanos Antlaşması büyük devletlerin çıkarlarına uymadığından yürürlüğe girmedi. Yerine Berlin Antlaşması yapıldı.
Bu şartla 13 haziran 1878’de Berlin’de Berlin Konferansı’na gidilir. Osmanlı Devleti’ni Ali Paşa, Mehmed Cemil Bey temsil ettiği bu konferans 30 günlük bir çalışma sonrası 13 Temmuz 1878’de Osmanlı Devleti’nin Rusya'ya ödemesi gereken savaş tazminatı olan (1.100.000) altın Ruble 802.500 Frank’a indirilerek taksite bağlandı.
Konferansta, Osmanlı Devleti yenik sayılır. Ancak bu tazminatın büyük bir kısmına karşılık Rumeli’deki bazı yerler ile Kars, Ardahan, Batum ve Doğubayazıt’ı Rusya’ya bırakacaktı. Kalan 300.000.000 Ruble ise para olarak ödenecekti.
1877’den sonra Kars’tan hiç gitmeyecekmiş gibi bir imar çalışması başlatılır ve bugünkü Kars ortaya çıkar.
Sadece Kars ve tabyalar için 200 bin Ruble harcanmış 30 km Dereiçi’ne yol yapılmıştır.
Kars’ı gezdiğiniz zaman taş binalar, yollar, menfezler kısaca Rus dönemi yapılarını gördüğünüz zaman ; “Vay be adamlar ne çalışmışlar” dersiniz. Oysa çalışan TÜRKLER’dir Para da bizim… 1877’den 1917’ye kadar Kars’ta ki esaret altındaki halk ve asker esirlerdir. Bu esirler arasında bulunan Aşık Sezayi’nin bu mazlum destanı bunu ispat niteliktedir.
1915’TE MOSKOFLARIN YOLLARDA ZORLA ÇALIŞTIRDIĞI TÜRKLERİ KIRAN BİTLERİN DESTANI
Kehle Ordusu’nun destanıdır bu (Kehle : Bit 9)
Dinle candandan Vasfi hali bitlerin.
Felek kesesinden bir gün aparmış
Çekilmiyor derdi deli bitlerin.
Kafir Urus, etmiş İslam’ı bende (Urus –Rus )
Koymadı er kişi Kars, Kağızman’da
Çalıştırır şoşta, yolda her yanda
Açıldı hoş bahtı falı bitlerin
Çevirdiler ırgatların yanların
Karınca tek sardı giribanların
İlikten damardan emdi kanların
Uzandı kuyruğu ölü bitlerin
Yaktı bir canı leyl ile Nehar ( leyl ü nehâr: Gece ve gündüz)
Dalımdan aşağı su gibi akar
Koltuğumdan girer, boynumdan çıkar
Her yana plandır yolu bitlerin
Bir yere cem olduk İslam fahlesi (amale)
Olduk ocak yakmaz müflis mahallesi (Muflis : iflas etmiş)
Kimi kara kara camış kehlesi
Kimi ince, ince beli bitlerin
Kendine bir yer yonga buldu her uşak
Kaşınmadan mecal yok ki konuşak
Sirkeler büyüdü oldu yavuşak
Günden güne artar dölü bitlerin
Yaktız bu canımı vay garip kuşlar
Yataktan yatağa yolları işler
Karınca tek gezer yılan tek dişler
Akrepten beterdir mili bitlerin.
Kimseler görmedi böyle bir hikmet
Saldatlardan beter verirler zahmet ( Saldat Rus askeri)
Hasımı sabun imiş su ile avrat
Onunçün uzundur dili bitlerin
Nerde ataş yansa sürer tütüne
Cem olurlar yatakların altına
Zalimler kanıktı insan etine
Dönüptür kütüğe dalı bitlerin
Gezdikçe ayağı dikene benzer
İnsanın ömrünü sökene benzer
Yedi yıl sıtma çekene benzer
Her kime dokunsa yeli bitlerin
Urusun başına belalar yağa
Zulümü işledi taş ile dağa
Niçe bin yiğidi saldı toprağa
Ünü aştı Rüstem Zal’i bitlerin
Sarartılar SEZAYİ’nin gül rengin
Kaşınmadan yiyebilmez çömleğin
Ekleder etini,sarar gömleğin
Kime yetişse eli bitlerin
Kars’ta ki mekanları dili olsa da burada çalışan esir Türkler’in duvardaki feryatlarını duyardınız.
Şimdi soruyorum : Para bizim, işçi bizim, toprak bizim.
Sahi Kars’ı kim inşa etmiş?
Eskiden Kars mı varmış diyorlar…
Fotoğrafı incelerseniz henüz Atatürk Caddesi yok…
Kazım Paşa Caddesi yok…
Şimdi halkın 29 dediği askeri alandaki yapıları Ruslar yapmış diyorlar ; peki Rus Kars’ı işgal etmeden önce Mecidiye Kışlası var.
Ruslar geldikten sonra ilaveler yapmışlardır. Havariler Kilisesi önünde 1882 yılında yapılan Çan Kulesi yok. 1890 yılında Ruslar tarafından sökülen Kars Kalesi’nin dış surları olan çifte sur ayakta demek ki bir Kars varmış.
Yıldırım ÖZTÜRKKAN