Günümüzde Veteriner Fakültelerin eğitim ve öğretim anlayışları farklılaşmaya başlamıştır. Kafkas Üniversitesi bu farklılaşmaları yakından takip ederek, öğrencilerinin geleceğe hazırlanmasında daima bir adım öndedir. Bu kapsamda 2011 Yılında Kafkas Üniversitesi Veteriner Fakültesi bünyesinde kurulan Yaban Hayatı Kurtarma ve Rehabilitasyon Ünitesi, 2013 yılında merkeze, şimdi ise akademik bir boyut kazanıp, kapsamı genişleyerek ana bilim dalı haline geldi.
Kafkas Üniversitesi Veteriner Fakültesi, yeni kurulan bu ana bilim dalı ile öğrencilere; omurgalı ve omurgasız türlerin biyolojisi ve ekolojisi, yaban hayatı ile ilgili koruma, üretme, geliştirme, iyileştirme, hastalıklarla mücadele, yaralı hayvanların bakımı, besleme ve iyileştirme, refahlarını sağlaması, rehabilitasyonları ve biyoçeşitlilik konularında bilgi sahibi olmalarını amaçlayarak bu konuda ülkemizde öncü rolünü üstlenmiştir.
Ayrıca Yabani Hayvan Hastalıkları ve Ekoloji Anabilim Dalı Veteriner Hekimlerin insan sağlığı ve evcil hayvanların sağlığı üzerine olduğu kadar, yaban hayatı hekimliği ile ekolojik sağlık üzerinde de etkin ve donanımlı olmalarını sağlayacaktır.
Konu ile ilgili bilgi veren Kafkas Üniversitesi’nden bir yetkili Kafkas Haber Ajansı aracılığı ile tüm emeği geçenlere teşekkür ederek, şunları ekledi:
“Üniversitemiz yaban hayvanları açısından ülkemizin en önemli bölgesinde faaliyet göstermektedir. Üniversitemiz kampüs alanında 148 tür kuş, 9 memeli hayvan, 68 tür omurgasız hayvan, 15 balık türü ve 293 bitki türü (5 tür endemik) bulunmaktadır. Veteriner Fakültemiz bünyesinde kurulan Yabani Hayvan Hastalıkları ve Ekoloji Anabilim Dalının, adeta açık hava laboratuvarı olan üniversitemize be genel anlamda ülkemiz Veteriner Hekimliğine hayırlı olmasını diliyorum. Bu kapsamda 2011 yılında beri bize her konuda destek verip yüreklendiren rektörümüz Prof. Dr. Sami Özcan’a, üniversitemiz senatosuna, üniteye ve Merkeze ev sahipliği yapan, olanaklarını paylaşan, akademik olarak bu gelişimi sahiplenip gündeme taşıyan Veteriner Fakültesi Dekanı Prof Dr Gürsoy Aksoy’a, ve emeği geçen herkese teşekkürü borç bilirim.”