''Türkiye’nin göz bebeği kamu kuruluşlarından biride hiç şüphesiz ki Üniversite hastaneleridir. Fakat son dönemde bu kurumlar
uygulanan yanlış politikalara kurban edilmektedirler'' dedi.
Murat Şanlı sözlerine şöyle devam etti;
''Önce Sağlıkta Uygulama Tebliğleri ile gelirleri azaltılan üniversite hastaneleri borç batağına sürüklendi. Sözleşmeli personel
istihdamına zorlanan hastanelerin döner sermayeleri borçları ve personel giderlerini karşılayamaz hale geldi. Böyle bir
dönemde Türk Sağlık-Sen olarak genel bütçeden üniversite hastanelerine acil yardım yapılmasını talep etmiştik. Bu talebimizi
durumun vahametini ancak son aşamayla geldiğinde gören siyasi irade tarafından yerine getirilerek üniversite hastanelerinin
bir nebze rahatlanması sağlanmıştır.
Fakat sorunlar Üniversite hastanelerinde devam etmektedir. Son olarak uygulanmaya başlanan performansa göre döner
sermaye sistemi ile iş çığırından çıkmıştır. Devlet Hastanelerinde vukuatlı bu uygulama Üniversite hastanelerinde de
başlatılarak İş barışımız bozulmuştur.
Performansa göre ücretlendirme ile çalışanların döner sermayelerinde ciddi düşüşler yaşanmıştır. Yaşam standartlarını maaş
ve aldıkları döner sermayeye göre belirleyen Üniversite hastanesi çalışanlarının ekonomisi bozulmuştur. Çalışanlar borçlarını,
taksitlerini ödeyemez hale gelmişledir. Yaşanan bu döner sermaye düşüşleri sonucunda tüm sağlık çalışanlarının huzuru
kaçmıştır.
Sendika olarak döner sermayeler üzerindeki personel giderleri yükünün kalkması için tüm sözleşmeli çalışanların genel
bütçeden maaşlarını alması, kadroya geçirilmeleri için dilekçe kampanyası düzenledik ve Maliye Bakanlığına başvuru yaptık.
Umarız ki iktidar bu talebimizi değerlendirerek hem çalışanları sevindirir. Hem de üniversite hastanelerinin mali yükünü
azaltır. Diyen Şanlı sözlerini şu cümlelerle bitirdi;
İşyerinde huzuru baltalamak, iş barışını bozmak hiç kimsenin hakkı ve haddi değildir.
Ekip işi olan sağlık hizmetlerinde ekipteki personeller arasında yapılan ayrımcılık en kötü adaletsizliktir. Bu ayrımcılığa son
verilmeli, haksızlıklardan uzak, olabildiğince adil bir döner sermaye sistemi uygulanmalıdır.
Çok ağır iş yükü altında vatandaşlarımıza özverili bir şekilde hizmet veren Üniversite hastanemizin çalışanları emeklerinin
karşılığını alamamaktadır. Sağlık Hizmeti tüm çalışanlarla yürütüldüğü halde sıra gelir dağılımına gelince adaletsiz dağıtılan
döner sermaye ödemeleri ile çalışanlar mağdur edilmektedir.
Necip Fazıl Kısakürek Üstadı rahmetle anıyoruz. Yıllar önce yazdığı şiirle bu gün yaşadıklarımızı özetlemiş.
Allah'ın on pulunu bekleyedursun on kul;
Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul.
Kurt yapmaz bu taksimi kuzulara şah olsa!
Yaşasın, kefenimin kefili karaborsa!
Daha önce Türk Sağlık Sen; verdiği hukuki ve sendikal mücadele ile yemek ücretlerini, ek ödemeyi, denge tazminatını,
nöbet ücretlerini, sözleşmeli personele iş güvencesini nasıl çalışanlara sağladı ise bu sorunu da çözüme kavuşturana kadar
mücadeleye devam edecektir.
Adalet ve eşitlik isteyen çalışanların sesine idare artık kulak vermelidir. İdarecililiğin temelinde adaletle hükmetmek
yatmaktadır.’Bir Günün Adaleti Yetmiş Yıllık İbadetten Üstündür.’Yetkilileri alın terimizin karşılığını vermeye davet
ediyoruz. Aksi takdirde bu haksızlıklar devam ettirilirse hizmet üretiminden gelen gücümüzü kullanarak iş bırakma eylemine
kadar gideceğimizi açıkça ilan ediyoruz. Buradan bizleri yönetenlere sesleniyoruz. Biz sözleşmelilerin maaşlarının genel
bütçeden ödenmesi ve döner sermayelerin emekliliğe yansıması için çalışmalar yaparak hastanemizin geleceğini düşünürken,
sizler döner sermaye dağıtımında ki adaletsizliğe göz yumamazsınız. Artık çalışanın feryadını duyun.Adaletsizliği bitirin.Türk
Sağlık-Sen olarak mücadelemize devam edeceğiz. Yılgınlık, boş vermişlik bizim lügatimizde yer almıyor. Sonuç alana kadar
mücadeleye devam edeceğiz.'' dedi
karsmanset.com