Kafkas Üniversitesi (KAÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü, Azerbaycan Şairi Ahmet Cevat’ın doğumun 123. vefatının 80. yılı anısına, “Çırpınırdı Karadeniz” konulu konferans düzenledi.
KAÜ Necdet Leloğlu Konferans Salonunda gerçekleştirilen anma etkinliğinde, Azerbaycan Milletvekili Dr. Ganire Paşayeva, “Ahmet Cevat Şiirinde Türk Dünyası Birliği” konulu bir sunum yaptı.
Paşayeva ile birlikte Ege Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yavuz Akpınar “Ahmet Cevat’ın Türk Dünyasındaki Yeri” ve Kafkas Üniversitesi Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyat Bölümü Öğretim Üyesi” Doç Dr. İlkin Guliyev de “Ahmet Cevat’ın Azerbaycan Türkçesine Katkıları” konularında sunumlar yaptı. Oturum başkanlığını KAÜ Fen Edebiyat Fakültesi Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Afina Barmanbay da Ahmet Cevat’ın ‘Vatan’ kavramını anlattı.
Azerbaycan Şairi Ahmet Cevat’ın torunu Cevat Ahundoğlu’nun da katıldığı anma etkinliğine, Kars Vali Yardımcısı Mehmet Halis Aydın, Belediye Başkan Vekili Tahsin Güngören, Azerbaycan Kars Başkonsolosu Nuru Guluyev, KAÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Selçkuk Ural, öğretim üyeleri ve öğrenciler iştirak etti.
Azerbaycan Milletvekili Dr. Ganire Paşayeva, yaptığı sunumda 3 Mayıs Türkçülük Gününde Azerbaycan Şairi Ahmet Cevat’ın Kars’ta anılmasından duyduğu memnuniyeti dile getirerek, Kafkas Üniversitesi Rektörlüğüne ve KAÜ Fen Edebiyat Fakültesi Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Afina Barmanbay’a teşekkür etti.
Mayıs ayının Azerbaycan ve Ahmet Cevat için önemli olduğunu söyleyen Paşayeva, Ahmet Cevat’ın en büyük arzularından birisinin Bağımsız Azerbaycan Cumhuriyetinin kuruluş günü olan 28 Mayıs olduğunu söyledi.
Bütün Müslüman dünyasında kurulan ilk demokratik parlamentolu Cumhuriyetin, Azerbaycan Cumhuriyeti olduğunu da hatırlatan Paşayeva, Nisan ayının da Azerbaycan’da önemli bir ay olduğunu belirterek, ilk Bağımsız Türk Cumhuriyetinin, Bolşevik İmparatorluğu tarafından işgalinin de Nisan ayının sonunda gerçekleştirildiğini ifade ederek bu tarihlerin hiçbir zaman unutulmaması gerektiğini söyledi.
AHMET CEVAT: “ÜLKÜSÜ ‘TURAN’ OLAN BİR AYDIN”
Sunumunda Ahmet Cevat’ı “Ülküsü ‘Turan’ olan bir aydın” olarak anlatan Azerbaycan Milletvekili Dr. Ganire Paşayeva: “Ülküsü ‘Turan’ olan bir aydını anlatma istiyorum. Düşüncesi Türk Milli Düşüncesi sınırlar üstünde olan. Ben bir aydından konuşmak istiyorum. Bütün Türk topraklarına, Türk yurtları içerisin de bir sevda halinde yaşatan. Bir aydını anlatmak istiyorum, tüm Türk yurtlarını yüzyıl önce bilen, onların acısıyla ağlayan. Acılardan, sıkıntılardan nasıl kurtulabiliriz diye millete yol gösteren. Bir aydın anlatmak istiyorum. Öldüğün de bile davasından vazgeçmeyen. Öldüğünde bile, kurşuna dizilmeye gönderildiğin de bile ülküsüne inanan. Bir aydın anlatmak istiyorum. Neyin ki gerisinden yetmiş yıl isminde bile, koskocaman bir imparatorluğun korktuğu. Ve bir milletin sinesinden, kalbinden söküp atmak için her yolu denemesine rağmen milletin kalbin de sevdası azalmayan. Ben bir aydından bahsetmek istiyorum. Neyin ki gerisinden yetmiş yıl isminde bile, koskocaman bir imparatorluğun korktuğu. Ve bir milletin sinesinden, kalbinden söküp atmak için her yolu denemesine rağmen milletin kalbin de sevdası azalmayan. Ben bir aydından bahsetmek istiyorum ki yıllar geçer ama milletin kalbin de ona sevda, saygı tükenmez. Daha da artar. Bu aydının adı Ahmet Cevat’tır.
BİZİM GENÇLİĞİN AHMET CEVAT’I ANLAMAYA ÇOK İHTİYAÇ VAR
O yüzden de Ahmet Cevat’ ı sadece anmak O’na olan bir vefa borcudur. Bizim gençliğin Ahmet Cevat’ı anlamaya çok ihtiyaç var. Ahmet Cevat’tan öğrenmesine çok ihtiyaç var. Çünkü şimdi Türk Milletinin, Türk Yurtlarının her yerinde Ahmet Cevat’ların çoğalmasına çok ihtiyacımız var. Bu yüzden gençlerimiz; neden yüzyirmibeş yıl sonra hala Ahmet Cevat ‘tan neden konuşulur bunu düşünmesi gerekir. Eğer bunu düşünürse, hayat yoluna bakarsa. O zaman Ahmet Cevat’ın fikir ve düşünce yoldaşları olarak yola devam edebilirler.
BUGÜN KARS’TA 100 YIL ÖNCESİNİ KONUŞUYORUZ
Bakın yüzyıl öncesini konuşuyoruz. Bu gün Kars’tayız. Yüzyıl önce birinci dünya savaşı ve bu topraklarda, maalesef ki birinci dünya savaşın da yenilgiye uğramışız. Anadolu’nun Doğu tarafları Rusların işgali altında idi. Ruslarla beraber Rusların desteklediği Ermeni çeteleri buralar da amansız katliamlar yaptı ve amansız vahşetler yaşadık. Ahmet Cevat’ın doğum yeri benim seçim bölgemin ve doğduğum yerin hemen yanı. Ahmet Cevat, Şemkir dediğimiz zaman belki bilmezsiniz. Ama Gence ’yi duymayan yoktur. Gence yakınlarında Şemkir de doğmuştur. Ama o Şemkir de doğan aydın yüzyıl önce televizyon yok, cep telefonu yok, bu kadar iletişim hemen hemen yok. Ama o aydın nerdedir Kars’ta. Bu aydın Kars’ta ne yapıyor. Bakü’de Hayriye Cemiyetinin üyesi olarak, Bakü’de insanların topladıkları yardımın bu topraklara, burada yaşayan insanlara yetiştirilmesi için. Burada ki insanlar acı için de. Ve buradaki insanlarımıza daha çok yardım toplayıp yardım edelim diye bu yollardadır. Bu işgal ve zulüm yılların da bile bu yollardadır. 22 Mart 1915’te Sarıkamış’ı yaşamışız. Ne acılar var bu coğrafya da. Mart ayının yirmi ikisi Türk milleti için, Azerbaycan Türkleri için çok önemlidir. Biz Nevruz Bayramını kutlarız. Bu gençlik bunu öğrenecek ki, bugünleri Türk Milleti’nin Türk yurtların da bu kadar acı var, gözyaşı var. Bu bizim yurtlarımızdır, orda üzülen bizim insanımızdır. Ha Karabağ, ha Kerkük, ha Telafer, ha Ahıska, ha Kırım. Benim gencim Ahmet Cevat’tan örnek alırsa, böyle bir durumda bu kadar eğlenme hakkımız yoktur. Bizim bugün bu kadar rahat olma hakkımız yoktur. Bizim bugün bilmek, öğrenmek, milli davalarımıza sahip çıkmak ve milli davalarımız uğrunda mücadele etme zamanıdır. Ahmet Cevat’ı yüz yirmi beş yıl sonra bile anmamıza vesile olan o düşüncelerdi ve o fikirlerdi.
İkincisi hatıraları okuyun. Ne yazıyor biliyor musunuz? Kars’tan bu bölgeden anne ve babasını Rus ve Ermeni zulmünde kaybeden kaç kız çocuğunu götürerek Azerbaycan da çevre illerin de zengin insanların kapısını çalmış bu kızlar bizim namusumuzdur. Anne babaları yoktur. Bunlar size emanet. Bu kızları yetiştireceksiniz, onları kaybedemeyiz. Çünkü bunlar milletin namusudur diye, yorulmadan çekinmeden bütün gün kapıları çalarak kızlarımız, kadınlarımız. Kars’taki, Iğdır’daki, Ağrı’daki, Erzurum’daki o kızlar, anne babasız kalan o çocuklar bu milletin namusudur diyen bir aydındır. Ama fikre ve düşünceye bak. Ahmet Cevat o yüzden yüz yirmi beş yıl sonra bile anılır. Vatan için gerektiğin de silaha sarılarak mücadele etmiştir. Belki birçoğunuz bilmiyor.
Anadolu da Kafkas Gönüllü Ordusunun üyelerinden biri olmuş. Burada ki insanımız için mücadele etmiş. Azerbaycan Cumhuriyeti kurulduğunda o zaman da Rus Bolşevikler, Ermeni Taşnaklarını da silahlandırmıştı. Ve kendi memleketimiz de Bakü’yü başkent yapamıyorduk. Ve insanımıza karşı acımasız katliamlar yapıldığında Ahmet Cevat o yollarla birlikte Kafka İslam Ordusu, Nuri Paşa’nın Başkanlığında yürüyordu. Azerbaycan’ı da Kafkas cephesinde başarı kazanmıştı. Ve Ahmet Cevat o orduyla beraber yürüyordu. Yeri geldiğin de kaleme yeri geldiğin de silaha sarıldı. Ve bir gün olsun ben bunu yapmak zorunda mıyım demeden kapı kapı dolaşıp gece gündüz davasını anlattı. Sahip çıkılması gerektiğini söyledi.
O yüzden bütün gençlerimizin Ahmet Cevat’ı ciddi anlamda öğrenmesi gerekmektedir. Ahmet Cevat sadece yazmadı. Yazdıklarını yaşadı ve yaşadıklarını yazdı. Onun hayatı hep zorluklar hep acılar içindeydi. Ama buna rağmen hiçbir zaman vazgeçmedi. Çünkü ben bu milletin aydınıysam her acıya, her zulme karşı mücadele eder. Ama o davadan vazgeçmez.”