Turizm sektör temsilcileri ile bir araya gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yurt dışındaki vatandaşlarımız için “Komşunu Al Gel” ve “Düğün Vatanda Olur” kampanyası başlattıklarını belirtti. Ülkemizde çalışan yabancılara da “İşin de Burada, Tatilin de Burada” çağrısı yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan “Türkiye; en güzel denizlerin, dağların, ırmakların, toprakların, ağaçların, güneşin, yemeklerin, meyvelerin, en sıcak, içten gülümsemelerin ve yeryüzünde yaşanacak en güzel zamanların ülkesidir” dedi.
“TURİZM, STRATEJİK BİR SEKTÖR”
Turizm sektör temsilcileri ile bir araya gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, törende yaptığı konuşmada, Türkiye için turizmin, gerek istihdam, gerek dış ticaret açığının kapatılmasına sağladığı katkı ve gerek ekonomik getirisi sebebiyle stratejik bir sektör olduğunu ifade etti.
Göreve geldikleri 14 yıl içerisinde, turizm sektörünün gösterdiği gelişme ile Türkiye’nin büyümesinin birbirine paralel bir şekilde gerçekleştiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, turist sayısının 13 milyondan 40 milyona, turizm gelirlerinin ise 12,5 milyar dolardan 31,5 milyar dolara çıktığını hatırlattı.
Ulaşım imkânlarının gelişmesi, yeni tesislerin ve destinasyonların faaliyete geçmesi, turizm sektörümüzün önünü açtığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’deki otellerin dünyadaki nadide yerler olduğunu kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’da inşası süren yeni havalimanın, hâlen faaliyette olan 55 havalimanın, hızlı tren hatlarının, duble yolların, otoyollar gibi yatırımlarla, bu alanda ülke çapında gerçekten çok ileri bir düzeye geldiklerinin altını çizdi.
“TURİZM, ÜLKEMİZİN KENDİ İMKÂNLARIYLA HİZMET ÜRETMEKTEDİR”
Doğal ve tarihî güzelliklerin korunması hususunda, giderek artan bir bilinçlenme olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dolayısıyla, sektörün geleceği konusunda ümitli olmak için pek çok nedenimiz var. Devletin de turizm sektörünü desteklemesi için çok önemli sebepleri bulunuyor. Diğer sektörlerden farklı olarak turizm, tamamen ülkemizin kendi imkânlarıyla, kendi ürünleriyle, kendi varlıklarıyla hizmet üretmektedir. Bu da, turizm faaliyetleriyle ortaya çıkan kaynağın ülkemize olan katkısının gücünü ve değerini artırmaktadır” dedi.
“YENİ VE GÜÇLÜ POLİTİKALARA YÖNELİYORUZ”
Ekonomide dünyada ilk 10’a girmeyi hedeflerken, turizmde de ilk 3’ün içinde yer almak için mücadele ettiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son yıllarda yaşadığımız sıkıntılar, bize mahsus değildir, bizden de kaynaklanmamaktadır. Küresel ekonomik krizin süren etkileri, bölgemizde yaşanan güvenlik krizleri ve insani dramlar, siyasi söylem ve politik kırılmalar, bütün dünya ile birlikte bizi de tehdit ediyor, etkiliyor. Türkiye olarak, bu sıkıntılı süreçten kurtulmanın yolunun, içe kapanmaktan ve küçülmekten değil, tam tersine krizi fırsata çevirecek şekilde yeni bir atılım dönemine girmekten geçtiğine inanıyoruz. İhracatta, turizmde, büyümede, istihdamda ve diğer bütün alanlarda, bu anlayışla, yeni ve güçlü politikalara yöneliyoruz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha önce ilan ettikleri Turizm Acil Eylem Planı Destek Paketi’nin de işte bu yaklaşımlarla hazırlandığını belirterek, mevcut turizm destinasyonlarının yeniden canlandırmanın bunun yanında termalden sağlığa, golften yaylaya, inanç turizminden gastronomiye kadar geniş bir alanda yeni imkânları devreye sokmanın çabası içinde olduklarını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında, 2002 yılında Türkiye’de turizmin üç tane başlığı bulunduğunu, bunun da kum, deniz ve güneş olduğunu belirterek bunun dışında hareket alanının turizmde bulunmadığını dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, turizmi çeşitlendirmeye başladıkları andan itibaren hareket alanlarının genişlemeye başlığını ve ülkeyi tercih eden turist sayısının da ciddi oranda artmaya başladığını kaydetti.
“ÜLKEMİZ İÇİNDE DE TURİZM KÜLTÜRÜ GİDEREK YAYGINLAŞIYOR”
Hizmet kalitesini, ürün çeşitliliğini, kültürel ve tarihî birikimi, insan kaynağı en etkin şekilde kullanarak, kısa vadede 50 milyar dolarlık, ardından da 2023 hedefleri doğrultusunda 86 milyar dolarlık turizm gelirine ulaşılacağına inandığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Ülkemiz içinde de turizm kültürünün giderek yaygınlaştığını görüyoruz. İşte ara tatillerde gerçekten vatandaşlarımızın turizm noktasında nasıl bir hareketlilik içinde olduğunu görüyoruz. Bu bizi ayrıca sevindiriyor. Tüm bunlar, sektörün geleceği için umutlu olmamızı sağlayan hususlardır. Elbette bu imkânları değerlendirmenin yolu, yeni stratejiler geliştirmekten, yeni yollar, yöntemler, araçlar bulmaktan, kampanyalar düzenlemekten geçiyor. İlk etapta turist sayısını 8 milyon artırarak işe başlamak niyetindeyiz. Bunda kararlıyız ve bu adımı hep birlikte atmamız lazım. Bunun için de Bakanlığımız, bizzat benim himâyemde, sektörle iş birliği içinde bir kampanya başlatıyor. Buradan turizmcilere ve ister yerli, ister yabancı olsun, tüm turistlere seslenmek istiyorum. Türkiye; en güzel denizlerin, en güzel dağların, en güzel ırmakların, en güzel toprakların, en güzel ağaçların, en güzel güneşin, en güzel yemeklerin, en güzel meyvelerin, en sıcak, en içten gülümsemelerin… Velhasıl yeryüzünde yaşanacak en güzel zamanların ülkesidir.”
“TÜRKİYE DÜNYANIN EN BÜYÜK AÇIK HAVA MÜZESİDİR”
Türkiye’nin, tarihi, coğrafyası ve insanıyla özel bir ülke olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim insanımızın, topraklarımızın, genlerimizin böyle bir özelliği var. Bunu başka yerde kolay kolay göremezsiniz. Ülkemiz, Efes’ten Kapadokya’ya, Sümela’dan Ani’ye, Ayasofya’dan Topkapı’ya, Nemrut’tan Mevlana’ya, Selimiye’den İshak Paşa’ya dünyanın en büyük açık hava müzesidir. Edirne’den Kars’a Sinop’tan Antalya’ya, Diyarbakır’dan İzmir’e Türkiye’nin her bir şehri, ayrı güzelliklere sahiptir; hangi milletten, hangi inançtan, hangi dilden olursa olsun, herkese hitap edecek, herkese cazip gelecek olağanüstü zenginliklerin ülkesidir ülkem. Böyle bir ülkeye sahibiz. Doğuyla Batıyı, Kuzeyle Güneyi, otantikle moderni, geçmişle geleceği, denizle dağı, mozaikle çiniyi, ney’le kemençeyi, kaplıcayla kayağı ve daha nicelerini sadece Türkiye’de bir arada bulabilirsiniz. Sizleri, tüm bu güzellikleri ülkemizde yaşamaya davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hâlen yurt dışında yaşayan 5 milyon Türk vatandaşının bulunduğuna dikkat çekerek, bir süre yurt dışında yaşadıktan sonra Türkiye’ye dönerek hayatını burada sürdüren, ancak yurt dışıyla bağlantıları hâlen devam eden 3,5 milyon Türk vatandaşının bulunduğunu söyledi.
“YURT DIŞINDAKİ VATANDAŞLARIMIZI FAHRİ TURİZM ELÇİLERİ OLARAK GÖRÜYORUZ”
Her yıl ülkelerine sıla-i rahim için gelen vatandaşların bu güzel geleneğinin değerli olduğunu ve mutlaka devam etmeleri gerektiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şairin dediği gibi; ‘Memleket isterim, gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun; kuşların çiçeklerin diyarı olsun, memleket isterim, ne başta dert, ne gönülde hasret olsun; memleket isterim, yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun.’ Türkiye, işte böyle bir memlekettir, onun için de dünyanın neresine giderse gitsin hiçbir vatandaşımız ülkesiyle bağını kopartmaz. Biz yurt dışındaki vatandaşlarımızın tamamını, aynı zamanda ülkemizin fahri turizm elçileri olarak da görüyoruz. Bunun için yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızı, sıla-i rahim ziyaretine ilave olarak, aileleriyle birlikte ülkemizde tatil yapmaya davet ediyorum. Baba ocağına gelen, akrabalarını ziyaret eden vatandaşlarımız, izinlerinin en azından 1 haftasını da ‘Türkiye evimiz, vatanımızı tanıyalım’ anlayışıyla turizme ayırmalıdır” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşların, sadece kendileri gelmekle kalmayıp, yaşadıkları ülkelerdeki komşularını, dostlarını, arkadaşlarını da ülkemize davet etmelerini istedi.
“VATANDAŞLARIMIZIN, ÜLKEMİZE GETİRDİĞİ KOMŞUSUNA MAHCUP OLMAYACAĞINA İNANIYORUM”
Yurt dışındaki vatandaşlara yönelik olarak, “Komşunu Al Gel” kampanyasını başlattıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Türkiye, yurt dışındaki vatandaşlarımızın, çevrelerindeki herkese, ‘Türkiye, dünyanın en misafirperver ülkesidir, tatil için siz de gelin” demelerini sağlayacak güzelliklere ziyadesiyle sahiptir. Vatandaşlarımızın, ülkemize getirdiği komşusuna, dostuna, arkadaşına mahcup olmayacağına ben inanıyorum bundan kimsenin şüphesi olmasın. Başlattığımız bu seferberliği, turizmcilerimizle, medyamızla, esnafımızla, vatandaşlarımızla el birliği içinde, dalga dalga büyütmeli ve hedefine ulaştırmalıyız. Ülkemizi keşfetmek için yola çıkan; yanında komşusunu, eşini, dostunu da getiren vatandaşlarımızdan bir ricamız daha var. Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızdan, ‘Düğün dernek, vatan olur’ anlayışıyla düğün gibi, nişan gibi, sünnet gibi özel törenlerini, yani cemiyetlerini ülkemizde yapmalarını bekliyoruz. Elbette doğduğun yer kadar doyduğun yer de değerlidir, önemlidir. Ama bizim memleketimiz ayrı bir güzeldir. Ne diyor merhum Turgut Uyar, ‘Seni boydan boya sevmişim, ta Kars’a kadar Edirne’den, sen vatanımsın, ekmeğimsin, duyduğum, bildiğim zafersin yıllarca…’ Cahit Külebi de şöyle sesleniyor, yurduna, Türkiye’mize, ‘Ağladığım senin içindir, güldüğüm senin için, öpüp başıma koyduğum, ekmek gibisin…’ Doğduğumuz yerler, vatanımız, nerede olursak olalım bizim için işte bunları ifade ediyor”
Bugün yurt dışında, Türk vatandaşları tarafından yılda 50 binden fazla düğün yapıldığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yıldan başlayarak, birkaç yıl boyunca, bu düğünlerin, mümkün olduğu kadar Türkiye’de yapılması gerektiğini dile getirdi.
“Almanya’daki, Fransa’daki, Hollanda’daki, Belçika’daki, Avusturya’daki, İngiltere’deki kardeşlerime sesleniyorum” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gelin bütün düğün dernek neyse burada yapın” dedi.
“İŞİN DE BURADA, TATİLİN DE BURADA”
Bu vesilelerle Türkiye’ye gelecek yabancı misafirlerin, Türkiye’nin güzelliklerini bizzat görme, tanıma, yaşama imkânı bulduklarında, ziyaretlerini her yıl tekrarlayacaklarına inandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir başka önemli çağrımız, ülkemizde çalışan yabancılaradır, Onlara da, ‘İşin de burada tatilin de burada’ diyorum. Kimi felaket tellallarının aksine, ülkemizde iş yapan ve ikamet eden yabancılar, gerçek Türkiye’yi görme, tanıma, yaşama imkânına sahiptir. Bakanlığımız, sektörle iş birliği yaparak, ülkemizdeki 50 bin yabancı sermayeli şirkette çalışanlar için yeni ve çok cazip imkânlar sunuyor. Yabancı sermayeli şirketlerde çalışanları, sadece kendilerini değil, yurt dışındaki merkezlerinde çalışanları da, bu imkândan faydalanarak tatillerinin en azından 1 haftasını ülkemizde geçirmeye davet ediyoruz. Böylece, yurt dışındaki vatandaşlarımıza, onların komşularına, dostlarına ve ülkemizdeki yabancı misafirlerimize yönelik kampanyalarla, turizmde yeni bir atılım dönemi başlatmayı hedefliyoruz. Bakanlığımızın ve sektörümüzün el birliğiyle yürütülecek bu kampanyanın hayırlı neticelere vesile olmasını diliyorum. Türkiye’nin içinden geçtiği bu kritik dönemde, her alanda olduğu gibi turizmde de yanımızda yer alan ve yer alacak olan herkese şükranlarımı ifade ediyorum” diye konuştu.