Türkiye Enerji Üssü Olacak
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, "Enerji aksın, Türk baksın istiyorlar. Artık gözümüz açıldı, enerji akacak ama Türk bakmayacak. O enerjiTürkiye'den akacak" diye konuştu. Davutoğlu, Habertürk televizyon kanalında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Irak merkezi yönetimini endişelendirmeden Ankara-Erbil enerji dinamiğinin ne kadar ileri gidebileceğine ilişkin soru üzerine Davutoğlu, bunun kendi tercihleri olmadığını, Bağdat ve Erbil arasında güç, enerji, kaynak paylaşımı konusunda yasal düzenlemeler yapılmasını ve sorunun Türkiye'ye hiç yansımamasını arzu ettiklerini söyledi. Türkiye'nin önündeki en büyük meydan okumanın büyüyen ekonomisinin enerji ihtiyacı olduğunu vurgulayan Davutoğlu, "Türkiye'nin geleceğini planlıyorsanız, Türkiye'yi dünyanın en büyük 10 ekonomisine sokacaksanız, gücünüzü de zaafınızı da bileceksiniz. En büyük gücümüz insan gücümüz, zaafımız da enerji açığımızdır. İnsan gücümüzü maksime etmek için ne lazım, vize muafiyeti, dünyanın her yerine gidip gelebilsin diye. Enerji zaafımızı ortadan kaldırmak için ne lazım, 'bütün yollar Roma'ya çıkar' gibi bütün enerji hatları Anadolu coğrafyasına çıksın isteriz biz" diye konuştu.
Davutoğlu, İran'ın üzerindeki yaptırımların kalkmasını, enerji fiyatlarını düşüreceği ve Türkiye'nin en yakın komşusu ve dünyanın en yüksek doğalgaz potensiyeline sahip ülke üzerinden en ucuz enerjiyi almasını sağlayacağı için desteklediklerini belirtti. "Hangi ülke Irak'ta barışı bizden daha fazla ister? Biz, sadece Kuzey Irak'a bakmak istemeyiz. Basra'dan kuzey hattıyla Avrupa'ya gitmesini isteriz" diyen Davutoğlu, birçok aktörün enerij pastasından pay almak istediği Erbil kaynağının Türkiye'ye en yakın kaynak olması sebebiyle tercih edildiğini ifade etti. Davutoğlu, şöyle konuştu: "Enerji aksın, Türk baksın istiyorlar. Artık gözümüz açıldı, enerji akacak ama Türk bakmayacak. O enerji Türkiye'den akacak. O yüzden provoke edecekler, terör yapacaklar, bu coğrafyada kardeş halklar birbirine girsin ve enerji kaynaklarını birileri istediği gibi parsellesin ya da enerji fiyatları tırmansın isteyecekler ki şu veya bu ülkeler karlı çıksın. Bizim hedefimiz ise ne kadar çok barış olursa, o kadar çok enerji çıkacak ortaya. Bunun için biz tansiyonun düşmesini isteriz Irak'ta da, Suriye'de de." İran ziyareti sırasında Tahran'daki hava kirliliğinden rahatsızlık duyduğunu dile getiren Davutoğlu, Türkiye'de enerji açığına rağmen doğalgaz kullanımına geçildiğini hatırlattı. Davutoğlu, Türk halkının hayat standartlarını korumak ve artan potansiyele sahip sanayinin açığını gidermek için enerjiye ihtiyaç duyulduğunun altını çizerek, şöyle devam etti: "Böylesi bir tabloyla karşı karşıya kalan ülkenin gelecek vizyonuna sahip liderleri, Kuzey Irak'taki küçük çatışmalarla bakar mı olaya? Erbil-Bağdat arasında bugün anlaşamayan iki lider olabilir, yarın anlaşabilirler. Ama o enerjinin nereden gideceği bir kere tespit edilirse, bir daha onu değiştirmek kolay olmaz. Gürcistan'da kaç yönetim değişti ama Bakü-Tiflis-Ceyhan akmaya devam ediyor. Dolayısıyla kalıcı olana bakmalıyız. Gönül ister ki Erbil ile Bağdat arasında sorunlar aşılsın ama o vakte kadar bir taraftan Kuzey Irak ile enerji iş birliğimizi artıracak çalışmalar yürüteceğiz, diğer taraftan da enerji de dahil bütün iş birliği alanlarını geliştirecek çalışmalar yürüteceğiz." Kuzey Irak'la entegrasyonun ve kimlikle seyahatin mümkün olup olmadığıyla ilgili soruya karşılık Davutoğlu, Türkiye-Irak arasındaki sınırın anlamsızlaştırılması, Avrupa Birliği'nde (AB) olduğu gibi insanların geçerken fark etmeyeceği hale getirilmesi gerektiğini söyledi. "Bu sınırı koruyacağız diye demokratik olmayan yöntemler üzerinde çaba sarf edersek Türkiye etkilenir, ya da Irak'ta çatışma olursa burası etkilenir" ifadesini kullanan Davutoğlu, Kerkük ve Diyarbakır üzerinden yapılan tartışmaların sembolik ve gereksiz olduğunu vurguladı. Davutoğlu, kimsenin Türkiye'den Irak'taki Kürtleri terbiye etmesini veya onlar üzerinde baskı uygulamasını beklememesi gerektiğini belirterek, şunları kaydetti: "Türk-Kürt çatışması olmayacak bu coğrafyada, bizim en temel yaklaşımımız böyle bir çatışmanın önüne geçmektir. Çünkü Kürtler de Türkiye'deki diğer etnik, mezhebi unsurlar gibi bu ülkenin asli unsurlarıdır ve cumhuriyetin kurucu unsurlarıdır. Bu asli unsurlar Türkiye'de ne kadar barış içinde olursa, Balkanlar'da, Ortadoğu'da da o kadar barış olur. İnşallah bir gün siz, Gürcistan'a gittiğiniz gibi Erbil'e de kimlikle gideceksiniz, bir gün Halep ve diğer yerlere de öyle olacak ama yeter ki kendi enerjimizi heba etmeyelim ve bu vizyonla, istikrarla devam edelim."