Tacettin DURMUŞ
12 Eylül’ün herkese çok şeyler hatırlattığını açıklamasında belirten Toraman, ’12 Eylül olmasaydı neler olurdu?” diye hatırlatıcı ifadeler kullandı.
12 Eylül askeri darbesinin adaletsizlik, kan, gözyaşı, baskı, zulüm, işkenceler, cezaevleri, idam edilen gençler, karartılan hayatlar ve yok edilen gelecekleri hatırlattığını da belirten Başkan Toraman, “Bu kara günler tekrarlanmasın diye uyanalım. Geçmişi unutanların yarını olmaz. ‘hak, hukuk, adalet’ diyelim. Daha fazla özgürlük, daha fazla adalet, daha fazla barış için seslerimizi yükseltelim. Aydınlık ve geleceği güzel bir Türkiye’yi birlikte başaracağız.”dedi.
Darbenin ardından ülke genelinde yüz binlerce insanın, kan, gözyaşı, işkence ve ölümle imtihan edildiğini de ifade eden CHP Kars İl Başkanı Taner Toraman “Ülkemizin içinde bulunduğu süreci hatırladığımızda o yıllarda; Bir yanda güçlü bir işçi sınıfı örgütlenmesi, güçlü bir halk örgütlenmesi vardı. Sosyal devlet anlayışı daha terk edilmemiş, dış politikada bağımsız kararlar verebilen, dışarıya borcu yok denecek kadar az olan, ulusal sanayini kurmak noktasında önemli adımlar atmış üretimini kendi olanaklarıyla yapan, dışarıya fazla bağımlı olmayan bir ekonomi, bankaları, sigorta şirketleri, fabrikaları yabancıların eline geçmemiş ekonomik güçleri yabancılaşmamış bir ekonomi.
Bir yanda da sokaklarda birbirini öldüren genç insanlar. Binlerce insan öldürüldü. Sağ-sol diye ayrışan insanların birbirlerini öldürmelerinin ortamı hazırlandı. Ülkenin genç insanları birbirlerini öldürerek ülkeyi kurtarmanın peşine düşürüldüler. Bir günde ülkedeki terör ortamı ortadan kaldırıldığında; sokaktaki terörün aslında bir ortaoyunu olduğunu herkes 12 Eylül sabahı gördü. 12 Eylül darbesiyle birlikte; 650 bin kişi gözaltına alındı,1 milyon 683 bin kişi fişlendi, 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı. 7 bin kişiye idam cezası istendi, 517 kişiye idam cezası verildi, 50 kişi idam edildi, 98 bin 404 kişi ‘örgüt üyeliğinden yargılandı,14 bin kişi yurttaşlıktan çıkarıldı, 30 bin kişi ‘mülteci olarak yurtdışına gitti, 300 kişi kuşkulu şekilde öldü. 171 kişi işkenceden öldü, cezaevlerinde 299 kişi öldü,14 kişi açlık grevinde öldü,16 kişi ‘kaçarken’ vuruldu, 95 kişi ‘çatışmada’ öldü.12 Eylül’de utanç verici işkenceler uygulandı. Milyonlarca insan uzun yıllar sürecek psikolojik ve maddi sorunların içinde debelendiler, kişi olarak çözüldüler insanları en küçük parçalarına ayırdılar. İnsanlar uzun yıllar karşıdan karşıya geçerken sola bile bakamadılar. Ne için yapıldı bunlar? Terörü engellemek için mi? Şu an ülkemizde daha yoğun bir terör var, her gün “iki-üç-beş “gencecik askerlerimiz şehit ediliyor. Ulusal bütünlüğümüzü sağlamak için mi? Ayrılıkçı terör örgütleri yoktu. Farklı etnik kimliklerdeki insanlar “sağ” ya da “sol” adı altında mücadele ediyorlardı. Ve etnik ayrılıktan bahseden yok denecek kadar azdı. Ülkemiz 12 Eylül öncesi parçalanma tehdidi altında değildi. Neden yapıldı 12 Eylül? Cumhuriyete sahip çıkmak laikliği korumak için mi? Ekonomik yolsuzlukları engellemek, güçlü bir ulusal ekonomi yapmak için mi? Bunların tümünün yanıtı kocaman HAYIR! Peki ne için? Bu kadar insan ne için yok edildi.12 Eylül yeni bir ekonomik sistem ve ona uygun toplumsal ve siyasal bir yapı ve kurmak için yapılmıştır. Rahmi Koç bunu çok net açıklıyor.“12 Eylül hareketinden önce her şeyi demokratik bir sistem altında yapmak zorundaydık”. 1983 yılında Koç Holding’in karı 1983 yılı fiyatlarıyla 163,7 Milyardan 407 Milyara, Sabancı Holding’in karı ise 184,8 Milyardan 308 Milyara yükselmiştir. Küreselleşmenin önünü açmak ve ona karşı oluşabilecek toplumsal direnci ortadan kaldırmak için yapılmıştır. ABD’nin bölgedeki politikalarını daha rahat uygulayabilmesi için yapılmıştır. 12 Eylül yeşil kuşak projesi kapsamında ”şükür eden” ve ABD’ye ”biat eden” insan tipi yaratma projesidir. Bunların hepsi de ülkedeki gençlerin birbirlerini öldürmelerine seyirci kalınarak yapılmıştır. Son söz; 12 Eylül olmasaydı ; “24 Ocak kararları” uygulanamaz, ülke açık bir yağma pazarını dönüştürülemezdi. 12 Eylül olmasaydı; Ülkenin yaratılmış olan tüm kamusal değerleri ve var olan kamu kaynakları bu kadar açık ve alenen yağma edilemez, peşkeş çekilemezdi. 12 Eylül olmasaydı; Türkiye’nin ne bu kadar çok dış borcu olurdu, ne de bu kadar yabancıların eline geçmiş bir ekonomisi olurdu. 12 Eylül olmasaydı; sendikalar bu kadar etkisiz, halk bu kadar “bihaber “ ve “örgütsüz “olmazdı 12 Eylül olmasaydı; Türkiye’de ayrılıkçı hareketler bu kadar güçlenmezdi. 12 Eylül olmasaydı; Türkiye’de tarikatlar, cemaatler ve gerici akımlar bu kadar güçlenemezdi. 12 Eylül olmasaydı; Kendisini “sadaka”ya muhtaç edenlere oy veren bir halk olmazdı. 12 Eylül olmasaydı; Yolsuzluk, hırsızlık, talan ve yağma bu kadar rahat ve açıkça yapılamazdı. Bu yağma ve talanları yapanlar halkın karşısına bu kadar rahat çıkamazdı.” dedi.