İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Derik ilçesindeki temaslarının ardından beraberindeki Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Yaşar Güler, Emniyet Genel Müdürü Selami Altınok ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Fatih Şahin ile birlikte İl Müftülüğü Toplantı Salonu’nda düzenlenen, ‘Siyaset Akademisi Büyük Güç Türkiye Eğitim Programı’na katıldı. Burada konuşan Soylu, bölgenin kadim bir medeniyete ve kültür birikimine sahip olduğunu söyledi. İçişleri Bakanı Soylu, “Ülkelerin ve milletlerin farklı dönemler vardı. Bazen kendi içinde bulunduğumuz dönemi çok uzun ve çok da nihayetsiz görürüz. Oysa şöyle bir insanlık tarihine bir baktığımızda aslında değişimlerin, kırılmaların çok da olağan şeyler olduğunun farkına varırız. Bizden önce de insanlar geldi geçti. Siyaset yaptılar, ülke yönettiler. Belki de bunu anlayacağımız en anlamlı yer Mardin’dir. Bu bölgeyi dünya kültür turizm merkezlerinden biri haline getireceğiz. PKK terörü, bu bölgede sadece insanların değil, siyasetin de hukukun da canına kastetmiştir. Biz bu terörün hem fiili ayağını kurutacağız hem de onu besleyen uyuşturucu ticareti, kaçakçılık gibi finans ayaklarını kurutacağız, bu bölgeye verdikleri zararları ve yıkımları telafi edeceğiz.” dedi.
“BU COĞRAFYAYI KURDA KUŞA YEM ETMEYECEĞİZ”
“Farklı din ve dillerin iç içe yaşadığı bu medeniyet, bir kaç kökü dışarıda şeytan örgütünün ismine sığdırılamaz” diyen Soylu, buna müsaade etmeyeceklerini belirtti. Ülkeyi ve bu coğrafyayı kurda kuşa yem etmeyeceklerine işaret eden Soylu, bu medeniyetlerin bu karabasandan kurtulması gerektiğini aktardı. Devletin bu konuda kararlı olduğunu vurgulayan Soylu, “Bu bölgeyi, dünya kültür turizminin en önemli merkezlerinden birisi haline getireceğiz. Hedefimiz göç veren değil göç alan bir Güneydoğu Anadolu Bölgesini yeniden milletimizle ve medeniyetimizle buluşturmaktır. Bunu boş bir siyasi vaat olarak söylemiyorum. Hükümet olarak bu atılımla ilgili bütün planlarımızı yapmış durumdayız” dedi.
“OPERASYONLAR SİYASETE VE HUKUKA DA CAN SUYU OLMUŞTUR”
PKK terörünün bu bölgede sadece insanların değil, siyasetin, hukukun da canına kast ettiğini belirten Soylu, sözlerine şöyle devam etti: “Siyasetteki uzantıları vasıtasıyla iş birliği yaptıkları, FETÖ’nün adamları vasıtasıyla bu bölgede vatandaşımızın sandıkta kullandığı özgür iradesine siyaset sahnesinde ipotek konulmak istenmiştir. Buna müsaade etmemiz elbette ki mümkün değildir. Yaptığımız operasyonlar siyasete ve hukuka da can suyu olmuştur. Sadece insanlarımızın değil siyasetin de hukukunda demokrasinin de can ve mal güvenliği sağlanmak zorundadır. Bunu için yeni bir güvenli konsepti içinde hareket etmekteyiz.”
“BU MİLLET ACİZ VE SAF DEĞİLDİR”
Yeni bir güvenlik konseptine geçildiğini aktaran Soylu, oyunu kendi sahasında kabullenmeyen, tehlikeyi kapısına gelmeden oluştuğu yerde karşılayan bir güvenlik anlayışı ile hareket edildiğini belirtti. Soylu, hukukun üstünlüğünü ve siyasetin özgürlük alanını genişleten bir güvenlik konseptinin, önümüzdeki dönemin temel karakteristik özelliklerinden birisi olacağını vurguladı. Soylu, “Bu millet sabahtan akşama kadar helal alın teri dökerek para kazanacak, vergisini verecek, bununla hizmet talep edecek. Siz bu parayı alıp belediyeleriniz vasıtasıyla dağdaki teröristlere göndereceksiniz. Maaş bağlayacaksınız. Yol yapılsın imar hizmetleri yapılsın diye aldığımız dozerleri kepçeleri, teröristler için hendek kazmaya kullanacaksın. Belediyenin araçlarını yaralı teröristleri dağa kaçırmak için kullanacaksınız. Bu millet ve devlette buna seyirci kalacak öyle mi? Bu millette bu devlette aciz değildir, saf değildir. 40 yıldır bu terör oyunu oynuyorlarsa bu millette bilinmelidir ki bin yıldır Anadolu toprakları üzerinde devlet sahibidir ve siyaset sahibidir milletinde de birlik sahibidir. Bu hain terör örgütünü çapı, Kürt, Arap, Arnavut, Boşnak, Alevi ve Sünni’si ile bu milletin bütün evlatlarının arasına girmeye gücü yetmeyecektir. Buna müsaade etmeyeceğiz” dedi. Bakan Soylu, “Siz hangi hakla bu ülkeyi yönetiyorsunuz diyenler, 15 Temmuz’un talimatını verenler, 27 Nisan’ın talimatını verenler, 1960 darbesinin talimatını verenler, 17-25 Aralık’ın talimatını verenler, Gezi olaylarının olduğu saatte onları kendi televizyon kanallarında onları Avrupa’da Amerika’da yayınlatanlar ve doları, faizi yükselterek insanların ceplerindeki helal parayı sömürmeye çalışanlar aynı insanlardır” şeklinde konuştu.
Yapılan konuşmanın ardından siyaset akademisine katılanlara plaket verildi.