İSTANBUL (AA) - Kaspersky'nin “Sosyal kredi ve güvenlik: Derecelendirme dünyasını kucaklamak” başlıklı raporuna göre, Türkiye'den ankete katılanların yüzde 11'i derecelendirme sistemlerinin sosyal medyadaki bilgiler üzerinde yaptığı değerlendirme nedeniyle finans hizmetlerine erişmekte zorlandı.
Kaspersky açıklamasına göre, sosyal ağlardan banka hesaplarına kadar günlük hayatın her alanında kullanılan tüm çevrim içi hizmetler hayatı kolaylaştırmak için verilerden yararlanıyor.
Sosyal medyadaki hareketlerin de dahil olduğu kişisel bilgiler sayesinde kurumlar mevcut ve potansiyel müşterilerine özel hizmetler ve deneyimler sunabiliyor.
Otomatik algoritmalarla çalışan bu tür davranış değerlendirme sistemleri, kişisel hayatı etkileyebilen sosyal kredi derecelendirmeleri de yapabiliyor.
Tüketiciler bu konuyla ilgili yaşadıkları deneyimleri Kaspersky'nin "Sosyal kredi ve güvenlik: Derecelendirme dünyasını kucaklamak" başlıklı yeni raporunda paylaştı.
Elde edilen bulgulara göre, Türkiye'de tüketicilerin yüzde 11'i kendileri hakkında sosyal medyadan toplanan bilgiler nedeniyle kredi almakta zorlandı.
Sosyal medya ve benzeri hizmetleri en çok kullanan 25-34 yaş arası grup bu durumdan en çok etkilenen (yüzde 13) kesimlerden biri oldu.
Finansal davranışlara göre kredi derecelendirme için bilinen mevcut düzenlemeler bulunurken, çevrim içi profillerden kişisel bilgi toplayan sistemler için herkes tarafından bilinen belirli bir kurallar çerçevesi bulunmuyor.
Kaspersky'nin hazırladığı raporda, insanların daha uygun fiyatlar, indirimler ve özel hizmetler için hassas özel verilerini paylaşabileceği sonucuna ulaşıldı.
Aynı zamanda, tüketicilerin büyük bir çoğunluğunun sosyal medyayı dikkatli bir şekilde kullandığı ve bir grup kullanıcının kurumlara kişisel bilgilerine göz atma izni vermeyi düşünmediği de ortaya çıktı.
Örneğin, araştırmaya Türkiye'den katılanların yüzde 33ü kredi kartı başvurusu için yapılan kontrolleri hızla geçebilmek için profillerini paylaşmaya sıcak bakmadıklarını belirtti.
Çocuğunu iyi bir okula yazdırmak (yüzde 12) veya kirada indirim (yüzde 11) için profilini paylaşmaya razı olmayanların oranı ise biraz daha düşük oldu.
- "Güvenlik ve şeffaflık konusunda soru işareti bırakılmamalı"
Açıklamada görüşlerine yer verilen Kaspersky Global Araştırma ve Analiz Ekibi Avrupa Direktörü Marco Preuss, "Günümüzün dijital dünyasında sosyal derecelendirme sistemleri daha da yaygınlaşarak yalnızca bir tercih olmaktan çıkıp birçok hizmetin önemli bir parçası haline gelecek. Ancak, Kaspersky'nin dünya çapında yaptığı anket daha iyi teklifler için kişisel bilgilerini paylaşmaya sıcak bakmayan geniş bir kitlenin olduğunu gösterdi. Bu kişilerin görüşleri göz ardı edilemez. Geliştiriciler sosyal derecelendirme sistemlerine yapay zeka algoritmaları eklerken herkesin menfaati gözetilmeli, güven ve şeffaflık konusunda kafalarda soru işareti bırakılmamalı." ifadelerini kullandı.
INSEAD Strateji Bölümünden Prof. Chengyi Lin de sosyal derecelendirme sistemlerinin temel amacının hem dijital hem de fiziksel dünyada güveni ölçmek ve artırmak olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Sistemin çalışması için insanların buna güven duyması gerekir. Ekonomik, sosyal ve kültürel bağlama göre genel güven, çeşitli kurumlara güven ve dijital dünyaya güven ülkeye göre değişir. Bu nedenle, kısa vadede bir sosyal derecelendirme sistemi uygulama kararını her ülke için ayrı almak gerekir.
Veri gizliliği ve güvenliği konusundaki soru işaretlerinin ötesinde, bu kararı alırken toplumun ne istediğini, bu sistemin tasarımı ve işletilmesi için kime güvenebileceğini ve sistemin nasıl uygulanacağını da dikkatli bir şekilde değerlendirmek şarttır."
Kaspersky, internet üzerinde kişisel bilgiler paylaşırken gizliliği korumak için kullanıcılara şunları öneriyor:
"İnternette hangi kişisel bilgilerinizi paylaştığınızı takip edin ve bu bilgilere kimlerin erişebileceğini bilin. Çevrim içi faaliyetlerinize dikkat edin. Birçok farklı tehdide karşı kapsamlı koruma sağlayan, Kaspersky Security Cloud gibi bir güvenlik çözümü kullanarak çevrim içi gizliliğinizi koruyun."