Kars, Ardahan, Iğdır ve Ağrı’da faaliyet gösteren Serhat Kalkınma Ajansı’nın (SERKA) 3.Olağan Kalkınma Kurulu Toplantısı, Ce-Mar Toprak Otel’de gerçekleştirildi. İki gün süren toplantıya Kalkınma Kurulu Başkanı Bülent Osman Osmanağaoğlu, kamu kurumları ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ile il ve ilçe belediye başkanları katıldı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan Tutar, bölgesel kalkınmanın yereldeki insanlarla birlikte mümkün olabileceğini söyledi. Bölgesel işbirliğinin önemine vurgu yapan SERKA Genel Sekreteri, “İstanbul, Ankara ve İzmir’deki projelerin benzerini bölgemiz için talep etmezsek bölgesel eşitsizlikler devam edecektir. Bunu yapabilmemiz için güçlü bir istişare mekanizmasına ihtiyacımız vardır. Taleplerimizin bölgesel, meşru ve makul olması gerekir. Bölgemizin geleceğini ancak bu şekilde inşa edebiliriz” dedi. Bölgede turizm, hayvancılık ve tarım alanında havzalar oluşturulması gerektiğini ifade eden Tutar, şöyle konuştu: “İzole olmuş bir yapıyla talepte bulunmamız doğru değil, bölgesel düzeyde entegre olmuş ve lobi faaliyetleriyle çok güçlenmiş plan ve programların arkasında koştuğumuz zaman verimli sonuçlar elde edebileceğimizi düşünüyoruz. Bu yapıldığı zaman taleplerimiz meşru hale gelebilir. Biliyorsunuz İstanbul, Ankara ve İzmir için çok güzel projeler açıklandı. Geleceğe yönelik olarak ülkemizi bu kentler aracılığıyla dünyaya tanıtacak olan projelerdir bunlar. Bu projelerin gerçekleşmesi çok güzel fakat eğer bunların dengini, benzerini bölgemiz için istemezsek, isteklerimizi bu doğrultuda gerçekleştirmezsek yine bölgesel eşitsizliklerin devam edeceğini düşünüyoruz. O bağlamda yine çok çarpıcı projeler ama gerçekçi, meşru, yasal dayanakları olan ve aynı zamanda makul olan projeleri de bu bölgelerimiz için istememiz gerekiyor ki, bölgesel kalkınma ve eşitlik sağlanabilsin. Buradaki insanlarımız kendi geleceklerini burada görebilsinler istiyoruz.”
“BİREYSEL ÇABALAR SONUÇ VERMEZ”
Bireysel çabaların sonuç vermeyeceğine dikkat çeken Tutar, şöyle devam etti: “İnanın çok büyük fırsatlarımız vardır. Dört ülkeyle sınır komşusuyuz, 7 tane sınır kapımız mevcuttur. Ulaştırma, turizm ve hayvancılık konusunda çok üstün yeteneklerimiz vardır fakat bunları kullanmamız gerekiyor. Bireysel çabalarımızın hiçbir şekilde sonuç vermeyeceğine inanıyorum. Bölgesel kalkınmadan söz edilecekse yereldeki insanlarımızla birlikte bu işi yapmamız gerekiyor. Kalkınmada merkezden gelen telkinler tabii ki dikkate alınacak, tabii ki onlar doğrultusunda politikalar oluşturulacak ama tümden merkezden oluşturulan politikalar değil, biraz da bu politikalara yön verebilecek olan yereldeki kalkınma unsurlarına, yereldeki sese ve projelere önem verilmesi gerektiği tavsiye ediliyor. Devletin de 2000’li yıllardan sonra böyle bir paradigma değişikliğine gittiğini görüyoruz. Dolayısıyla yaptığımız bu çalışma bu amaca matuftur ve yasal zemini de tamamen bölgesel kalkınma olan bir çalışmadır.”
“GÖÇ; EKONOMİK, SOSYAL VE BEŞERİ SERMAYENİN KAYBI DEMEKTİR”
Göçün bölgenin en önemli sorunu olduğuna işaret eden SERKA Genel Sekreteri Tutar, “Buradaki insanlar batıda bir yaşam alanı bulmak için göç ediyorlar. Bu beşeri sermayenin, sosyal sermayenin, ekonomik ve entelektüel sermayenin kaybı demektir. Bunu önlemek için insanlarımızın yaşadığı yerlerde müreffeh ve huzurlu bir hale getirmenin yollarını bulmamız gerekir. Bunun iki yolu var: Milli gelirdeki bölgesel payı arttırmak, ikincisi de işsizlik sorununa bir çare bulmaktır” diye konuştu. Tutar, şöyle devam etti: “Bizim bunları gerçekleştirmemiz için bölgesel kalkınmanın ikinci bir bileşenine bakmamız lazım. Bölgesel kalkınma teorileri şu şekilde açıklıyor bizlere: Bölgenin coğrafyasını önümüze almamız gerekiyor ve bu bölgenin farkını, farkındalığını ortaya çıkaracak, bu bölgenin karşılaştırmalı üstünlüğünü ortaya çıkaracak sektörlerimiz, yeteneklerimiz, kabiliyetlerimiz nelerdir bunlara bakmamız gerekiyor. Tıpkı bir insan gibi düşünelim. Nasıl ki, Allah her insanı farklı bir kabiliyetle yaratmıştır, her insanda her kabiliyet yok ama muhakkak bir alanda üstün bir kabiliyeti varsa, bir bölgenin de muhakkak sahip olduğu üstün yetenekleri söz konusudur. Bizim de bölgemizin öz yeteneklerini ortaya çıkarmamız gerekiyor. Dolayısıyla bunları bir plan, program çerçevesinde amaçları, hedefleri ve stratejileri belirlenmiş bir yapı doğrultusunda bu düşünceleri birleştirebilirsek, bunların arkasından koşuşturabilirsek o zaman biz bölgemize çok büyük bir iyilik yapmış oluruz. Türkiye’nin dünyadaki stratejik konumu neyse TRA2 bölgesinin Serhat illerimizin de stratejik konumu Türkiye’de öyledir. Talep etmemiz gereken şeylerin başında lojistik merkezi geliyor. Bölgenin stratejik konumuna baktığınız zaman lojistik merkezinin burada kurulmaması için hiçbir neden yoktur. Biz bölgeyi bir bütün olarak düşünüyoruz. Erzurum’dan kopuk olarak düşünmüyoruz. Tam tersine fonksiyonel ve bütünlüklü bir şekilde düşünüyoruz. Güçlü bir Erzurum’un olması için güçlü bir Kars şarttır. Güçlü bir Kars için de güçlü bir Erzurum ve güçlü bir Van şarttır.”
Serhat Kalkınma Ajansı Kalkınma Kurulu Başkanı Bülent Osman Osmanağaoğlu ise, SERKA’nın kalkınmada lider bir kuruluş olmaya hazır hale geldiğini söyledi. Osmanağaoğlu, “Geçtiğimiz yıl 12 milyonluk bütçemizi KOBİ’lere ve Küçük Ölçekli Altyapı projelerine ayırdık. Projeler objektif değerlendirildi ve hak eden projeler kazandı” dedi. Konuşmaların ardından SERKA uzmanları, faaliyet raporları hakkında katılımcılara bilgi verdi. İki gün süren Kalkınma Kurulu Toplantısı, Altyapı, Ulaşım ve Çevre Sektörü, Tarım ve Hayvancılık Sektörü, Turizm Sektörü, Sanayi ve Ticaret Sektörü ile Sosyal Sektörlerin toplantıları ile sona erdi.