Milliyetçi Hareket Partisi(MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Biz siyaseti mertçe yaparız, adam gibi yaparız, muhataplarımızın da böyle davranmalarını bekleriz" dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM'deki, partisinin grup toplantısında konuştu. Cumhuriyet'in yeni yüzyılında tarihi mahiyetli görev ve sorumluluklarının çok fazla olduğunu ifade eden Bahçeli, "Boşa geçecek zamanımız yoktur. Boş yere nefes tüketmeye gerek yoktur.Türkiye, peş peşe yapılan seçimlerin hitamında 4 yıl boyunca devam edecek seçimsiz bir döneme girmiştir. Önümüzdeki bu zorlu süreç doğru, etkin, kararlı, kaliteli, verimli ve sonuç odaklı gelişmelere birer birer sahne olmalıdır. Milletimizin beklentisi sürdürülebilir hizmettir" şeklinde konuştu.
Cumhur İttifakı'nın siyasi istikrarın kökleşmesinde, yüksek hedeflerin uyanışında muazzam bir rol oynadığını belirten Bahçeli, Cumhur İttifakı'nın, Türk ve Türkiye Yüzyılı hedeflerinin yediemin umudu, yegâne ufku olduğunu kaydetti.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin milletler mücadelesinde siyasi ve stratejik kuvveti olduğunu söyleyen Bahçeli, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni sorgulayan, yargılayan, karalayan çevrelerin asıl kaygı ve korkusu uyanan devin ayağa kalkması, küresel ve bölgesel hadiseler karşısında sözü geçen, ne diyeceği merak uyandıran bir Türkiye'nin doğuşudur. Doğum sancılı olsa da, doğan kudret Lider Ülke Türkiye'dir" diye konuştu.
Dünyada jeopolitik çalkantıların, jeokültürel çatlakların, siyasi ve ekonomik çarpıklıkların derinleştiğini hatırlatan Bahçeli, "Bugünün dünyasında Türkiye'mizin gücüne güç katması, adını ve varlığını hem masada hem de sahada izhar etmesi küçük bir azınlık dışında her insanımızın memnun ve mutmain olmasını sağlamaktadır. Mazlum toplumların tercümanı olan, haksızlık karşısında susmayı reddeden, zulme tepki gösteren bir millet, bir devlet vardır ve tarihin tekerrürüne şahit olunmaktadır. Böyle gelse de, böyle gitmez diyen; doğruya doğru, yanlışa yanlış hükmü veren bir irade hamd olsun dirilmiş ve sivrilmiştir" dedi.
"İsrail'in Gazze'de işlemiş olduğu soykırım suçunun takipçisi bilhassa Türkiye'dir"
Çocukların, kadınların, masum ve sivil bir halkın dökülen kanlarının yerde kalmayacağını ifade eden Bahçeli, "Açıkça ifade etmek isterim ki, İsrail'in Gazze'de işlemiş olduğu soykırım suçunun takipçisi bilhassa Türkiye'dir. Çocukların, kadınların, masum ve sivil bir halkın dökülen kanları inşallah yerde kalmayacaktır. 7 Ekim 2023 tarihinden buyana 35 bine yakın Filistinli kardeşimiz terör devleti İsrail'in saldırılarıyla hayattan koparılmıştır" diye konuştu.
"Gazze'nin yanı sıra Batı Şeria da tehlike altındadır"
Gazze Şeridi'nde kabus filmlerini aratmayan korkunç bir trajedinin yaşandığını aktaran Bahçeli, "Birleşmiş Miletler kaynaklı açıklamalara bakarsak, Gazze'de 37 milyon ton enkaz ve molozun biriktiği, bunların temizlenmesi için 14 yıla ihtiyaç olduğu anlaşılmaktadır. Gazze'deki katliam ve yıkımın cesametini göstermesi bakımından bu tespit başlı başına ibret verici ve isyan ettirici niteliktedir. Mısır'da devam eden taraflar arasındaki rehine takası ve ateşkes görüşmelerinin sonuca bağlanması gönülden dileğimizdir. İsrail müzakerelerde ilerleme kaydedilmemesi halinde Refah'a kara saldırısı tehdidini sürekli gündemde tutmaktadır. Gazze'nin yanı sıra Batı Şeria da tehlike altındadır" şeklinde konuştu.
Birleşmiş Milletlerin Filistin sorununun çözümünde acz içinde olduğunun altını çizen Bahçeli, BM Konsey'inin yapısı ve daimî üyelerinin veto yetkisi nedeniyle dünya barışı ve çatışmaların önlenmesi için bir umut olmaktan bugünkü haliyle çok uzak olduğunu belirtti.
"Netenyahu vakti ve saati geldiğinde Lahey'de yargılanacaktır"
Netenyahu'nun lekeli isminin tarihe katil ve soykırımcı olarak geçeceğini vurgulayan Bahçeli, "İsrail halkı Netenyahu'nun şiddet politikalarından oldukça rahatsızdır. Netenyahu vakti ve saati geldiğinde Lahey'de yargılanacaktır. Bu cani mutlaka görevden uzaklaştırılmalı, barış yanlısı ve iki devletli çözüme müzahir yeni bir yönetimin tezahürü behemehâl gerçekleşmelidir" dedi.
"Biz siyaseti mertçe yaparız, adam gibi yaparız"
Cumhur İttifakı'nın hesap yapanlara mecbur ve mahkum olmadığını dile getiren Bahçeli "Biz siyaseti mertçe yaparız, adam gibi yaparız, muhataplarımızın da böyle davranmalarını bekleriz. Yalan ile yol alınmayacağını, yalancıyla da yola çıkılmayacağını çok iyi biliriz. İsrail'in safına geçip Cumhurbaşkanlığı Kabinesi'ni yaylım ateşine tutan müflisleri önce millete, sonra da Allah'a havale ederiz. Jet yakıtı üzerinden Siyonizme yakıt olanların Türkiye'yi engelleme heveslerinin kursaklarında kalacağını cesaretle söyleriz.Belki niyetleri öyle olmayabilir, fakat eylem ve söylemleriyle iç cephemizi tahrip etmek, milli birlik ve dayanışma hissiyatını saf dışı bırakmak için her fırsatı ganimet sayan bir güruhun varlığı çok açıktır" ifadelerini kullandı.
"Irak'ın güvenliği ve huzuru Türkiye'nin güvenlik ve huzurudur"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Irak ziyaretine ilişkin "Bahçeli, Türkiye'nin komşularıyla barışçıl, dostane, yapıcı, karşılıklı saygıya dayalı, ortak çıkarların gözetildiği ve iyi niyetli diyaloglar kurması öteden beri savunduğumuz bir politikadır.Bu kapsamda Sayın Cumhurbaşkanımızın 22 Nisan 2024 tarihindeki Irak ziyareti, mana ve muhteva açısından tarihi önemdedir. İki ülke arasındaki ortak tarihi, kültürel ve beşeri bağların tahkimi bölgesel barış ve istikrara destek olacaktır. Irak'ın güvenliği ve huzuru Türkiye'nin güvenlik ve huzurudur" dedi.
Kalkınma Yolu Projesi'nin devreye girişiyle bölücü terör örgütünün Irak ve Suriye'de varlığının sonlanacağını ifade eden Bahçeli, "Kalkınma Yolu Projesi'nin devreye girişiyle bölgemiz hasretini çektiği refah, istikrar, huzur ve güvenliğe kavuşacaktır. Bu esnada Türkiye'ye ziyaret düzenleyip önce İstanbul'a gelen, alelacele belediye başkanıyla görüşme yapan Almanya Cumhurbaşkanının da döner diplomasinin yanı sıra, Türkiye'nin terörle mücadelesine destek vermesi samimi dileğimizdir. Ankara'ya gelmeden ve Cumhurbaşkanımızla görüşmeden İstanbul Belediye Başkanına koşan Almanya Cumhurbaşkanı'nın niçin böyle bir program akışına ihtiyaç duyduğu bizim nezdimizde soru işaretleriyle doludur" şeklinde konuştu.
"Soy ve ırk temelinde bir üstünlük bizim nazarımızda yok hükmündedir"
Cumhuriyet'in kuruluşunda değil, tarihin her döneminde millet kavramı birleştirici ve bütünleştirici bir işlev gördüğünü kaydeden Bahçeli, "Hiçbir zaman etnik köken, dil ve din gibi farklılıklara itibar edilmemiştir. Türkiye Cumhuriyeti devletini Türk milletinin birlikte yaşama ülküsü ve aynı geleceği paylaşma iradesi kurmuştur. Partimiz, ülkemizde yaşayan her insanımızı "Türk milleti" tanımı içinde kucaklamakta, hepsine aynı gözle bakmaktadır. Soy ve ırk temelinde bir üstünlük bizim nazarımızda yok hükmündedir.Kaldı ki üstünlük sadece takvadadır" diye konuştu.
"Türkiye'de yerel halk yoktur, Türk milleti vardır"
23 Nisan'da yayımladığı videolu mesajımın adresinin DEM'ciler, DEM'lenmiş ve yerel halk tabirini referans almış CHP'li bazı belediye başkanları olduğunu söyleyen Bahçeli "Türkiye'de yerel halk yoktur, Türk milleti vardır Hiç kimse çalı dibi yoklamasın, deve izi saymasın, niyet okuyuculuğuna teşebbüs etmesin, Hazine ve Maliye Bakanımızın da her zaman arkasındayız. Türk vatandaşından kaldığı otelde 120 Avro milliyet farkı alan sömürge kuklalarıyla görülecek işimiz vardır ve nefesimiz bunların siyasetteki ayaklarının ensesindedir" ifadelerini kullandı.
"Kobanili Ahmet, senin de klinik vaka olduğunu değerlendiriyor tedavi edilmeni özellikle tavsiye ediyorum"
MHP ve Cumhur İttifakı toplumsal siyasetin merkezinde olduğunu ifade eden Bahçeli, " Kobanili Ahmet, senin de klinik vaka olduğunu değerlendiriyor, insan ve toplum sağlığı adına gözetim altına alınıp tedavi edilmeni özellikle tavsiye ediyorum. Endişem odur ki, bir zaman sonra hiçbir aşı sana fayda etmeyecektir" diye konuştu.
Yeni anayasa hazırlık sürecine ilişkin de konuşan Bahçeli" Türkiye Cumhuriyeti devleti tektir, ülkesi ve milletiyle birdir. Milli birlik ve bölünmez bütünlüğümüzün dayandığı temeller tek devlet, tek millet, tek bayrak, tek vatan ve tek dil ülküsüdür. Yeni anayasa hazırlık sürecinde taviz vermeyeceğimiz esaslar bunlardır. Cumhuriyet'in kuruluş ilkelerini ve yapısını tartışmaya açmak, etnik köken farklılıklarına dayanarak bunları yıkmaya çalışmak, devletin varlığına kastetmekle eş değerdir" dedi.