Karasal iklime sahip olan Kars’ta köylüler, geleneksel yöntemlerle sadece arpa, buğday, yulaf, fiğ ve korunga ekiyor. Bu ürünler dede - babandan miras kalan yöntemlerle ekilip biçildiği için yaz sonunda ürün alma oranı ise maliyetini dahi kurtaramayabiliyor.
Kars’ta zahirecilerde şu anda Buğday 750, Yulaf 850 – 650, Arpa 550, Fiğ 700 Kuruştan, Korunga ise 2 TL’den satılıyor. Mazot fiyatları ise 4 TL civarında satışa sunuluyor.
Mazot ve tohum almakta zorlanan köylülerin dayanışması ise kıskandırıyor. Bu nedenle de köylüler ya tohumlarını değiştiriyor ya da bir birlerinde ödünç tohum veya borç para veriyor.
HER GÜN ŞEHİRDEN KÖYLERE VARİLLERLE MAZOT TAŞINIYOR
Yöresel tabirle Kars köylüsünün çifte çıktığı bu günlerde, her gün varil ve bidonlarla mazot köylere taşınıyor. Köylülerin maddi durumu kısıtlı olduğu için ve mazot fiyatlarının yüksek olması nedeniyle günübirlik olarak mazot alabiliyorlar. Köylüler aynı zamanda traktörleriyle köyden şehre mazot almak için geldiklerinde ortaya çıkacak maliyeti de hesaba kattıkları için köy minibüsleri de içinde kendilerinin de yolculuk yaptığı bir tanker olarak kullanılıyor. Bu durumda olası kazalarla birlikte ortaya çıkacak büyük risklere de davetiye çıkartıyor.
DAMIZLIK KÜLTÜRÜ, HAYVANCILIĞIN GELİŞMESİNİ ENGELLİYOR
Kars’ta temel geçim kaynağı tarım ve hayvancılık olan köylü, ahırında bulunan hayvan sayısını sabit tutmak için yıl boyu çaba harcıyor. Son yıllarda hükümetin uygulamış olduğu hayvancılık politikaları nedeniyle küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinin bitme noktasına geldiği Kars’ta, bir köylü ortalama olarak 10 ile 15 arasında büyükbaş hayvan yetiştiriyor. Bu köylülerin temel amacı ise bu sayıyı korumak oluyor. Bu hayvanlardan elde edilen buzağılarının üçte biri ise çeşitli nedenlerle ölüyor. Geriye kalan buzağılarda satılarak ailenin bir yıllık ihtiyacını karşılayacak gelir oluyor. Yani Kars köylüsü, damızlık kültürü ile tarım ve hayvancılık yapıyor. Köylü, dede - babandan kalma yöntemlerle hayvan yetiştirdiği için tarlasında ektiği ürünleri de sadece hayvanlarının kışlık yiyeceklerini temin etmeği düşünüyor. Tarım ve hayvancılık bilimsel yöntemlerle, profesyonelce ve para kazanma düşüncesi ile yapılmadığı için bir adım ileriye gidemiyor.
AİLE İÇİ KAYIT DIŞI İŞÇİLİK GÖZ ARDI EDİLİYOR
Ülkenin birçok bölgesinde olduğu gibi Kars’ta da tarım ve hayvancılık yapan her bir evde, 2 veya 3 kişi 10 ile 15 inek için yıl boyu çalışıyor. Buna rağmen kayı dışı aile içi işçilik ise büyük bir kayıp olarak karşımızda duruyor. Oysa bu kişilerin bir işyerinde veya devlete ait bir fabrikada çalıştığı düşünüldüğünde ortaya çıkacak kayıp ülke ekonomisi için önemli paya sahip. Kars’ta hiçbir bölgede sulu tarım yapılmıyor. Ekilen tarlalara da yaz sonunda doğru dolu yağması ise köylüyü perişan ediyor. Ayrıca Kars’ın seracılık için son derece uygun bir iklime sahip olmasına rağmen bu yöntemle sebze ve meyve üretme bilinci kimsede bulunmuyor. Buna karşın Karadenizli çiftçiler, Kars’a gelerek yaz boyu bostan ekiyor. Bostanda ise her türlü sebze ve meyve ekerek büyük gelir elde ediyorlar. Karslılar ise bu insanları sadece seyrediyor.
Tacettin DURMUŞ