Kılıçdaroğlu'na sert tepki!
Başbakan Ahmet Davutoğlu, "CHP lideri eğer IŞİD'ci arıyorsa, sağına baksın bir hanımefendi görecek. 28 Şubat'ta ikna odalarında bu milletin öz evlatlarımı süründüren bir hanım görecek. IŞİD zihniyeti ikna odalarını kuranlardır" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Samsun'da toplu açılış töreninde halka hitap etti. Konuşmasına "Hürriyetimizin, izzetimizin, meşale şehri Samsun ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü misafir eden Samsun'dayız" diye başlayan Başbakan Davutoğlu, "Burası bizim Cumhuriyet felsefemizi yansıtır. Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemleri tarihimizin birbirinden ayrılamayacak, koparılamayacak unsurlarıdır. Şimdi onun için değerli belediye başkanımızın söylediği gibi Samsun'a 'meşale şehir' dedim. Samsun meşalemizin yükseldiği şehirdir. Özgürlük ve onur meşalemizin yükseldiği ve yeni bir devletimizin atıldığı bir şehirdir" ifadelerini kullandı.
Başbakan Davutoğlu, ezan okunduğu sırada konuşmasına ara verdi. "2002 yıllarında ne hale düşürülmüştük?" diye konuşmasına devam eden Başbakan Davutoğlu, "Milli irade 28 Şubat darbesiyle büyük bir zarar görmüştü. Samsun'da Kuvayi Milliye ruhuyla atılan o tohum, büyük bir tahribata uğramıştı. Millet devlet bütünlüğü zedelenmişti. Bu onurlu millet 2001 yılında bir IMF memurunun vicdanına teslim edilmişti. Uluslararası itibarımız yerle bir edilmişti. İşte tam bu karanlık günlerin içinden 19 Mayıs ruhuyla, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bağımsızlık şiarıyla, Samsun'un taşıdığı meşaleyle AK Parti hareketi başladı. O günden bu güne öylesine büyük reformlara imza atıldı ki, Sayın Cumhurbaşkanımızı da buradan şükranla anarak onun başbakanlığı döneminde milli irade tekrar bütün haşmetiyle siyaset sahnemize hakim oldu. Ekonomimiz yükselerek uluslararası yükselen ekonomiler arasına girdi. Uluslararası itibarımız dünyada en üst zirvelere çıkartıldı" diye konuştu.
“BEKLEDİLER VE İSTEDİLER Kİ, CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ BAZI KUMPASLAR İLE ETKİLENEBİLSİN”
Davutoğlu şöyle devam etti:
"17 Aralık ve 25 Aralık'ta Türkiye'nin geleceğini karartabilmek için 30 Mart'a kadar hükümetimizi devirmek için her türlü komployu kurdular. Her türlü hainliğin içine girdiler. Hesap neydi biliyor musunuz? 30 Mart'a kadar AK Parti hükümetini düşürebilmek. Bizi millet getirmiş, kim götürebilir? Millet ayağa kalkmışken onun adına ayağa kalkanları kim geri artırabilir? 30 Mart seçimlerini geçtik. Beklediler ve istediler ki, Cumhurbaşkanlığı seçimleri bazı kumpaslar ile etkilenebilsin. O da olmadı. 10 Ağustos'ta milletimiz ilk defa doğrudan kendi Cumhurbaşkanını seçti. Samsun'a teşekkür ediyoruz. Yüzde 65 oyla buna destek verdiniz ve dediniz ki Samsun'dan yükselen meşaleyi kimse susturamaz. Ondan sonra beklediler ki AK Parti içinde fitne çıksın, farklı görüşler çıksın ve AK Parti içinde bir türbülans yaşansın. Bizler bu yola Hakk’ın ve halkın rızası için çıktık ve omuz omuza verdik, gönül gönüle verdik ve olağanüstü kongrede başbakanlık ve genel başkanlık devredildi. Onun için Samsun'dayım.
İlk adımın atıldığı meşale şehrindeyim. Aziz Samsunlular, bu emaneti fani omuzlarına devralmış bir kardeşiniz olarak size söz veriyorum. Nasıl Samsun izzetimizin, istiklalimizin, hürriyetimizin meşalesini yakmışsa, bütün Samsunlular ve milletimiz adına söylüyorum bundan sonra bu meşale ebediyete kadar yanacaktır. Bizim istikbalimizi, bizim hürriyetimizi, bu hürriyetin ve istiklali temin altına alan milli irademizi kimse tehdit edemeyecektir. Onun için durmadık. Cumhuriyet tarihinin en kısa süresinde 3 gün içinde hükümetimizi kurduk. Parti grubumuzda gerekli değişiklikleri yaptık. Bizim için bu millete hizmet yolunda bir saniyelik, bir dakikalık gecikme bile Allah indinde hesap verilmesi gereken bir sorumluluktur. Bir saniyeyi ve bir dakikayı bile kaybetmiyoruz. 12 yıl içinde tahkim ettiğimiz milli iradenin gücünü kimseye çiğnetmeyeceğiz. Bir daha bu milletin arasında kimse herhangi bir vatandaş topluluğunu iç tehdit olarak tanımlayamayacak. 28 Şubat'ta olduğu gibi bu milletin öz evlatları, üvey evlat muamelesi göremeyecek. Kimse bir daha bu milletin arasında kardeş kavgası çıkartamayacak."
“CHP ZİHNİYETİ 28 ŞUBAT'I ÇIKARTAN ZİHNİYETTİR”
Kılıçdaroğlu'nun bir gazeteye yansıyan açıklamasına cevap veren Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Demeçlerine bakın. CHP zihniyeti 28 Şubat'ı çıkartan zihniyettir. Kendisi de 28 Şubat'ın takipçisi zihniyettir. Ortaöğretimde başörtüsüne özgürlük getirdik diye diyor ki, 'Bunlar IŞİD sever, IŞİD'ciler, IŞİD'ciler gibi davranıyorlar'. Bunu bize söylüyor. Şimdi buradan Sayın Kılıçdaroğlu'na sesleniyorum. Yine de edebimi koruyarak 'sayın' diyerek. Eğer IŞİD'ci arıyorsa, sağına baksın bir hanımefendi görecek. 28 Şubat'ta ikna odalarında bu milletin öz evlatlarını süründüren bir hanım görecek. IŞİD zihniyeti oradadır. Gencecik kızlarımızı onurlarını çiğneterek, İstikbal Harbi'ni başörtüsü için başlatan Sütçü İmam'a ihanet ederek, zorla başlarını açtıranlar IŞİD zihniyeti onlardır. İster dini kimlikle olsun, isterse başka ideolojilerle insanlara bir kıyafeti dayatanlardır IŞİD zihniyeti. IŞİD zihniyeti ikna odalarını kuranlardır.
Bu milletin evlatlarına, dedeleri bu topraklar için şehit düşmüş, İstiklal Harbi'ni yan yana yapmış olan o aziz insanların çocuklarına o kapılarda işkence edenler IŞİD zihniyeti sizsiniz. Sonra Kılıçdaroğlu dönüp sol tarafına baksın. Orada da bir beyefendi, milletvekili görecek. Kitap düşmanı bir milletvekili görecek. Meclis’te aziz milletimizin temsil makamı olan Meclis’te Sayın Cumhurbaşkanımıza 95 ülkenin temsilcisi Ankara'dayken, millet iradesine saygısızlık yaparak, Sayın Cumhurbaşkanımızın töreni öncesinde Meclis Başkanına yani Samsun'da söylüyorum. Gazi Mustafa Kemal'in kürsüsüne kitap fırlatan, o kitap fırlatan kitap düşmanı o milletvekili var ya, dönsün ona baksın. IŞİD'i orada görecek. Bağnazlığı orada görecek. Özgürlük düşmanlığını orada görecek. Hiç başka yerlere bakmasın" şeklinde konuştu.
62. Hükümet’in ilk icraatının başörtü yasağını ebediyen tarihe gömecek şekilde ortaöğretimde başörtüyü serbest bırakmak olduğunu vurgulayan Başbakan Davutoğlu şunları kaydetti:
“Bu milletimizin iradesidir. Bu iradeden geri dönüş asla olmayacaktır. Sanki biz herkesin başını örtemeye zorluyoruz. Hayır, biz diyoruz ki, isteyen başını örtsün, isteyen örtmesin. Özgürlükçülük budur. Onlar ise geçmişte demişlerdi ki, 'Başörtülüler bu üniversiteye giremez. Başörtülüler bu Meclis’e giremez'. 'Dışarı, dışarı' diye tempo ettiler. Başörtülülerin de oy verdiği o Meclis’teki milletvekilleri birine ‘dışarı dışarı' diye tempo eden 28 Şubat zihniyetidir. O zihniyetin devamı olanlar, sonra üniversite kapılarını kapatmaya çalıştılar. Bakın söz veriyorum. Herhangi bir vatandaşımız kıyafeti dolayısıyla başı açık olduğu için veya başı kapalı olduğu için herhangi bir negatif ve olumsuz bir muameleye tabi olursa onun hesabını soracak olan biziz. Hiç kimse vatandaşlarımız arasına nifak tohumu ekemez. Şimdi ortaöğretimde de aynısı olacak. İsteyen takacak, istemeyen takmayacak. Ama Kılıçdaroğlu'nun o geri kafa zihniyetini biz hiç takmayacağız, hiç takmayacağız. O önce ikna odalarının hesabını versin.
Milletin karşısına çıksın ve ikna odalarında yapılan psikolojik zulmün hesabını versin. O zulmü yapanları nasıl Meclis’e taşıdığının hesabını versin. Türkiye Cumhuriyeti bayrağının, bu aziz bayrağın üzerinde olduğu Anayasa kitapçığını Meclis kürsüsüne fırlatan kitap düşmanlarının hesabını versin. Biz kitabı da aziz bildik, insanı azil bildik. Bundan sonra da aziz bileceğiz. İnsan hukukunu çiğnetmeyeceğiz. Özgürlükleri genişleteceğiz. Herkesin kendi tarzı kendisi için kendi özgürlük alanında istediği gibi şekillendirilecek. Kimse kimseye zulüm etmeyecek. İşte yeni Türkiye'nin şiarı budur. Ama böyle ifadelerle milletini birbirine düşürme çabalarına da izin vermeyeceğiz. Diyor ki, 'annelerini teslim etmeyin bunlara'. O anneler seni çok iyi biliyorlar. O çocukların anneleri ikna odalarında ne çektiklerini biliyorlar.
O anneler evlatlarını bağırlarına basacaklar. Yeni Türkiye'yi inşa ettik. Aynı şekilde uluslararası alanda da itibarımızı koruduk, korumaya devam edeceğiz. Bu kritik dönemde Musul'da rehin alınan 3 Iraklı kardeşimiz, 46 vatandaşımız kurtarıldı. Şimdi hafızanızı geçen 3 aya yoğunlaştırın. O 3 ay içinde neler söylediler. Ne ithamda bulundular. Dediler ki, Türkiye'yi dünyaya şikayet ederek, Ana muhalefet başkanı ve diğerleri 'Türkiye IŞİD'e yardım ediyor. Aslında aralarında danışıklı bir dövüş var'. Tam Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde bu rehineler bırakılıp Recep Tayyip Erdoğan'a bir prim kazandırılacak. Daha sonra AK Parti kongresine giderken aynı şeyi söylediler. Şimdi muhasebe vakti ve hesap sorma vakti. Kendi devletini böylesine şikayet eden bir zihniyetten şimdi de biz hesap soruyoruz. Bu kardeşlerimiz çok zor şartlarda ve güvenlik birimlerimizin ortak koordinasyonu ile kurtarıldı ve hiçbirinin burnu kanamadan hepsi ülkemize getirildi. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde mi kullanıldı bu? AK Parti kongresi de mi? Hayır. Güçlü, kudretli ve her bir vatandaşının saç telini dünyadaki makamlarda aziz bilen bir hükümetin gayretleriyle, hepimizin gayretleriyle kardeşlerimiz burunları bile kanamadan bu al bayrağının gölgesine getirildi mi?"
“KARADENİZ DALGALARI BUNDAN SONRA SAMSUN'A BİR BAŞKA SELAM VERECEK”
Başbakan Ahmet Davutoğlu konuşmasını şöyle tamamladı:
"Bölgemizde ve dünyada her türlü terör faaliyetlerine, özellikle de yüce İslam’ın adını yanlış bir şekilde tanıtan her türlü faaliyetlere karşı çıktık, karşı çıkmaya devam edeceğiz. Türkiye'nin ulusal güvenliği söz konusu olduğunda, milli güvenliğin, kardeş halkların kaderi söz konusu olduğunda, uluslararası barış, istikrar söz konusu olduğunda, zalimlere karşı mazlumları desteklemek söz sonucu olduğunda biran bile tereddüt etmedik, etmeyeceğiz. Türkiye'nin sınırlarında gerektiğinde her türlü tedbiri alırız ama bu aziz vatana herhangi bir şekilde çevredeki ateş çemberinden herhangi bir ateş sıçramasına da izin veremeyiz. Biz istiklalimizi kolay elde etmedik. Samsun öyle bir coğrafi konumdadır ki, Karadeniz'in gerçekten başşehridir. Sadece bizim sınırlarımız itibarıyla söylemiyorum. Bütün Karadeniz'e bakın en optimum ortada bir liman tayin etseniz bu Samsun'dur. Aslında Samsun için çok büyük projelerimiz var. İnşallah gerçekleştireceğiz. Ukrayna-Türkiye-Mısır arasında Samsun'u ana bir liman yapmak. Maalesef Ukrayna’da bir istikrarsızlık, Mısır’da da darbe bunu engelledi. Karadeniz'in en önemli limanı olma dışında Samsun'u bir sağlık merkezi, bir lojistik merkez, bir sanayi ve tarım merkezi haline getirmeye kararlıyız. Önümüzdeki günlerde bunların işaretlerini tek tek göreceksiniz. Şehirlerimiz yükselecek ki Türkiye yükselsin. Türkiye yükselecek ki şehirlerimiz istifade etsin.
Onun için bugün burada toplam değeri 786 milyon Türk Lirası olan 78 eşsiz proje, 20 okul inşaa ettik, 245 yeni derslik var. Bu 20 okulda. 5 öğrenci pansiyonu yurdu inşaa ettik. 940 öğrenci alacak şekilde. 2 hastane Asarcık ve Bafralılar'a, bir tanesi 250 yataklık. 19 eserde Büyükşehir Belediyemize. Kongre fuar merkezi çevre düzenlenmesi ve köprüler ile 8 gençlik merkezi, Gençlik ve Spor Bakanımızın özel çabalarıyla. Dikkat edin Gençlik ve Spor Bakanı hep Samsun'da çıkıyor. Çünkü, Samsun hep genç ve dinamik. Gençlik ve Spor Bayramı'nın Samsun'da başlaması gibi. Bütün bu projelerle Samsun'da hem hayat standardını yükselteceğiz, hem Türkiye'nin, bütün Karadeniz'in en önemli arkası, geniş arka bahçesi, en etkin şekilde değerlendirilmiş şehri yapacağız. Karadeniz otobanının tamamlanmasıyla zaten Samsun bu konumu kazandı. Karadeniz dalgaları bundan sonra Samsun'a bir başka selam verecek. Daha güzel selam verecek. Samsun'un yemyeşil ovaları daha bir şenlikli olacak."
Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç ise yaptığı konuşmada, "Rabbimin verdiği güçle ve hükümetteki bütün arkadaşlarımızla, bütün bakan arkadaşlarımızla bu çalışmalarımıza devam edeceğiz. AK Parti hükümetleri her zaman ve her şart altında Samsun'a büyük hizmetler yapmıştır, bundan sonra da yapmaya devam edecektir" dedi.
Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz ise, Samsun'da yaptıkları yatırımlar ve yapacakları yatırımlar hakkında bilgiler verdi.
Başbakan Davutoğlu'nun konuşması sırada kalabalık arasında bulunan bir genç, "Başbakanım elini öpmek istiyorum" diye bağırdı. Bunun üzerine Başbakan Davutoğlu, "Hiç merak etmeyin aranıza geleceğim. Basın ile aramızda bariyer var. Sizleri kucaklayacağım" dedi.
DAVUTOĞLU ZOR ANLAR YAŞADI
Toplu açılış kurdelesinin kesilmesinin ardından Başbakan Davutoğlu, bariyerlerin üzerinden vatandaşların yanına geldi. Bu sırada izdiham nedeniyle Başbakan Davutoğlu zor anlar yaşadı. Korumalar Davutoğlu'nu kalabalık arasından apar topar çıkardı. Başbakana seslenen genç ise korumalar ile uzun süre tartıştı. Yere yığılan gence 112 Acil Servis ekipleri müdahale etti. Sedye ile sağlık çadırına götürülen genç, sedyeden kaçıp bariyerler üzerinden atlayınca bu kez polis tarafından gözaltına alındı. Bafra ilçesinde Devlet Hastanesi'nde temizlik görevlisi olarak çalıştığı öğrenilen Barati A. adlı genç, Samsun Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü.