İçişleri Bakanlığı Eğitim Daire Başkanlığında düzenlenen 109. Dönem Kaymakamlık Kursu Tecrübe Paylaşımı Programı'na katılan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Sizler devletin, hükümetin gören gözü, işiten kulağısınız. Bizler de sürekli halkımızın arasındayız. Adaletten, hakkaniyetten ayrılmadan herkese eşit bir şekilde davranmak gibi bir sorumluluğunuz olacak" dedi.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 109. Dönem Kaymakamlık Kursu Tecrübe Paylaşımı Programı'na katıldı. İçişleri Bakanlığı Eğitim Daire Başkanlığında düzenlenen programda İçişleri Bakan Yardımcısı Bülent Turan ile çok sayıda kaymakam adayı yer aldı.
"Sizler devletin, hükümetin gören gözü, işiten kulağısınız"
Kaymakamlık makamının önemine ve anlamına dikkat çeken Bakan Tunç, "Kaymakamlarımız görev yaptığı yerlerde milletimizi, devletimizi, hükümetimizi temsil ederler. Halkımızı memnun edecek projeleri yürütürseniz o ilçedeki halkımızı memnun edersiniz. Sadece rutini halletmek değil rutinin dışında milletimizi, ilçe halkımızı memnun edecek projeleri hayata geçirirseniz, ilçe halkı sizden gururla bahsedilecektir. O nedenle kaymakamlığın başlangıcı nasıl başlarsanız o şekilde gider. İlk atandığınız yerde duyulduğunuzda çarşıda hiç gözükmediniz, yüzünüzü gören olmazsa bunu düzeltmeniz mümkün olmaz. Makamınıza oturmadan tek tek esnafları gezerseniz, halkı kucaklarsanız, halk sizi sevecektir, sizde halkı seveceksinizdir, zevkle hizmet edeceksinizdir. Sizler devletin hükümetin gören gözü, işiten kulağısınız. Bizlerde sürekli halkımızın arasındayız. İlçelerin ileri gelenleri sizlere ziyarette bulunacaklar. Tüm bu ortamlardan adaletten, hakkaniyetten ayrılmadan herkese eşit bir şekilde davranmak gibi bir sorumluluğunuz olacak" dedi.
Eğitimin önemine değinen Tunç şöyle devam etti:
"Dolayısıyla çocuklarımızın gelişmesine çok önem vermemiz gerekir. 22 yıldır hep önce insan dedik. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın dedik. Eğitimden sağlığa, güvenliğe varıncaya kadar insanımızı güçlendirmenin gayreti içerisinde olduk."
"20 yıl önceki Türkiye'yle bugünkü Türkiye arasında çok fark var"
Türkiye'yi dünyanın en büyük havalimanlarına, barajlarına, nükleer santrallerine kavuşturduklarından bahseden Tunç, "20 yıl önceki Türkiye'yle bugünkü Türkiye arasında çok fark var. 81 vilayetimizi daha da ileri taşımanın gayreti içerisinde olduk. Ülkemizin fiziki kalkınmasını sağlarken, sessiz devrimleri de hayata geçirdik. Mevzuatımızı yeniledik. 80-90 yıldır uygulanan Türk Ceza Kanunu'ndan Borçlar Kanunu'na kadar tüm temel kanunlarımızı vatandaşlarımızın ihtiyacına uygun hale getirdik. Önemli anayasa değişiklikleri yaptık. Milletimizin desteğiyle bunları hayata geçirdik. Anayasada gerçekleştirdiğimiz reformlarla Milli Güvenlik Kurulu'nun sivilleştirilmesi gibi önemli yapısal reformları hayata geçirdik" diye konuştu.
"Türkiye Yüzyılı'na da yeni bir anayasa yakışır"
Türk milletinin daha fazla hizmet hak ettiğine değinen Tunç, yeni anaysa için vazgeçmediklerini söyleyerek, "Bir darbe anayasasıyla yönetiliyoruz. 184 kez değişiklik yapılan bir anayasa bu değişiklikler sonucu uyum sorunu da ortaya çıktı. Bunların bir kez daha ortaya çıkmaması, devletin sorumluluklarını ortaya koyan katılımcı bir anayasayı yapmak zorundayız. Türkiye Yüzyılı'na da yeni bir anayasa yakışır" ifadelerine yer verdi.
Tunç konuşmasına şöyle devam etti:
"Kaymakamlarımızın özellikle eğitime önem vermeleri gerekir dedik. Sık sık uğrayacağınız yerler okullarımız. Okullara giderken çat kapı gidilmesi gerekir. En arka sıraya oturarak derslerin takip edilmesinde büyük fayda var. Çocuklarımızı en güzel şekilde yetiştirmemiz gerekiyor. İlçenizde bir tek çocuğun istismara uğramaması lazım, çocuklarımızın üstüne titreyeceksiniz. İlçenin başarısını sizler başaracaksınız. Gençlerimizi kötü alışkanlıklardan korumak için projeler yapacaksınız. Gençlerimizi sportif ve kültürel etkinliklerle geliştireceğiz. İlçemize uygun projelerin üretilmesi de sizin elinizde. O ilçede yapılması gereken çok şey vardır. Siz farklı bir gözle bakacaksınız. Tarımsal projeler önemli, hayvancılıkla ilgili projeler yapılabilir. Adaletli olmak en önemlisi adaletten ayrılmamamız lazım. Adaletten ayrılmadan, eşitlikten ayrılmadan görevlerimizi en güzel şekilde yapacağız."
Bakan Tunç, kaymakam adaylarına güvendiklerini de belirterek başarılar diledi.
Program sonrası basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Tunç, Ordu'da cumhuriyet savcısıyla esnaf arasındaki arbedeye ilişkin, "Bebeğin yere düşmesi, yaralanması bizi üzdü. Geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Bu tür olaylar hoş olaylar değil. Bu şiddet olayları kime yapılırsa yapılsın kabul edilmemesi gerekiyor. Üzüntüyle karşıladık. Bir soruşturma süreci var. Olayın gelişi, kimler suçlu, orada gerekli kararı verecek olanlar yetkili yargı makamları. Özellikle sosyal medya ve bazı basın yayın kuruluşlarında olay farklı anlatıldı. Demek ki baştan teyit etmeden tek taraflı şekilde olayı sunmamak gerekiyor gazetecilik sorumluluğu altında. Doğruluğunu tespit edip ona göre yayın yapmak gerekiyor. Sonradan özür dilemek zorunda kalınıyor. O nedenle basına olan güvenirliği yitiriyor. Basın açısından tatsız bir durum. Cumhuriyet savcısına ve ailesine geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum" ifadelerini kullandı.
Sosyal medya platformu Instagram'daki erişimin kısıtlanması hakkında ise Bakan Tunç şunları söyledi:
"BTK'nın yetkileri var. 5651 sayılı internet ortamındaki yayınların düzenlenmesine ilişkin kanunumuz var. 2007 yılında bu kanun yürürlüğe girmişti. 2014 yılında bu kanunda önemli değişiklikler yapıldı. 2020 yılında da internet kanunumuzda önemli değişiklikler yapıldı. Kanunda erişim sağlayıcıları internetle ilgilenen kuruluşlara yönelik herkesin görevleri, sorumlulukları söz konusu, burada BTK'nın yetkileri var. Bu yetkiler çerçevesinde gerçekleştirilen durum söz konusu. Katalog suçlar dediğimiz; çocuk istismarı, terör suçları, Atatürk aleyhine işlenen suçlar, yasa dışı bahis gibi kanunda sayılan katalog suçlarla ilgili internet ortamında bir yayın söz konusu olduğunda bu yayının durdurulması yetkisi BTK'ya verilmiş bir yetki. Burada bu yetkiyi kullanan BTK hangi gerekçelerle bu yayın durdurma kararını aldığını ilgili sosyal medya kuruluşuna bildiriyor. Öncelikle bu yayının çıkarılmasıyla ilgili bildirimde bulunuyor. BTK'nın gerekçeleri ilgili sosyal medya şirketine tebliğ edilmiş durumda. Türkiye Cumhuriyeti devleti bir hukuk devleti. Herkes kanunlara uyacak. Türkiye'de yayın yapan sosyal medya kuruluşları, ülkemizin kanunlarına uyacak. Hiç kimsenin ayrıcalığı yok. İnternette suç işlenmesinin önlenmesi konusunda devlete verilen bir görev varsa, devlet bu görevi kurumlarıyla beraber yapmak durumunda o nedenle BTK'nın vermiş olduğu kararın katalog suçlarla ilgili olduğu ifade edildi. Sosyal medya şirketi eğer BTK'nın kapatmaya gerekçe gösterdiği yayınları erişimden çıkarırsa sorun ortadan kalkar."