Volkan KARABAĞ / karsmanset.com
KAÜ Kafkasya ve Orta Asya Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hacali Necefoğlu’un öngörüsüyle düzenlenen panelde, önceki gün hain silahlı saldırıda katledilen Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov da unutulmadı. Panel sırasında Büyükelçi Karlov’nun fotoğrafının altına ‘Hain Saldırıyı Lanetliyor, Sayın Karlov’u Saygıyla Anıyoruz” yazılarak sine vizyonla yansıtıldı. Panel, tüm şehitler ve Andrey Karlov için saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından başladı.
Kafkas Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Selçuk Ural’ın yönettiği panelde, konuşmacı olarak KAÜ Kafkasya ve Orta Asya Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hacali Necefoğlu ile TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç.Dr. Toğrul İsmayıl, sunumlar yaptı. Necefoğlu ve İsmayıl, Türk-Rus ilişkilerini geçmişteki boyutlarını ve günümüzde gelinen noktada siyasi, ekonomik ve jeostratejik yönleriyle ele alan sunumlar yaptı. Panel, konuşmacılara katılım belgelerinin takdim edilmesinin ardından son buldu.
Panele, Kafkas Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr. Mükremin Özkan Arslan, Belediye Başkan Vekili Tahsin Güngören, Azerbaycan Kars Başkonsolosu Nuru Guluyev, Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasan Özen ile çok sayıda akademik, idari personel ve öğrenciler katıldı.
Kafkas Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Selçuk Ural, sunumlar öncesi yaptığı konuşmada, Kafkas Üniversitesinin dışarıya açılmasında ve birçok alanda büyük hizmetler veren, bu panelin düzenlenmesine ön ayak olan KAÜ Kafkasya ve Orta Asya Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hacali Necefoğlu’na ve TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç Dr. Toğrul İsmayıl teşekkür etti.
URAL: BÜYÜKEÇSİ KARLOV’UN YAŞAMINI KAYBETMESİ NEDENİYLE MİLLETÇE ÇOK BÜYÜK BİR ACI İÇERİSİNDEYİZ”
Panelin konusunun daha önce belirlendiğini ve adının da “Rusya’nın Jeostratejisi ve Türk - Rus İlişkilerinin Durumu” olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Selçuk Ural, önceki gün menfur bir şekilde uğradığı suikast sonucu Büyükeçsi Andrey Karlov’un yaşamını kaybetmesi nedeniyle milletçe çok büyük bir acı içerisinde olduğumuzu söyledi.
Ankara’nın yıllardan beridir yabancı diplomatlara ve yabancı misyon şefleri için son derece güvenli bir başkent olduğunu söyleyen Ural, böylesine menfur bir olayın yaşanmasını büyük bir şiddet ve tepki ile karşıladıklarını ifade etti. Ural, Kafkas Üniversitesi olarak her türden terör eylemlerini ‘İnşallah bir daha olmaz’ diyerek kınadıklarını ve Rus halkına başsağlığı dileklerini iletti.
TÜRK - RUS İLİŞKİLERİNDE, TARİHİNİN GETİRMİŞ OLDUĞU YAŞANMIŞ OLAYLAR VAR
Türk - Rus ilişkilerinde, bölgenin geçmişten gelen tarihinin getirmiş olduğu yaşanmış olaylar olduğunu da hatırlatan Ural: “Bu bölgede doğup büyüyen her insan Rusya ve Rus ismi ve diğer kavramlarla yakından alakalı ve ilgilidir. Geçmişte yaşanan büyük bir mücadele ve çatışmalarla Türkler ve Rusların yaşadığı bu mücadele Milli Mücadele yıllarında işbirliği ve dostluğa, iyi niyete ve iyi dostluk ilişkilerine dayandı. Süreç içerisinde son 25 yıl içerisinde bu ilişkiler iyi bir noktaya taşınarak, bugün de iktisadi, ticari alanda enerji kaynaklarının nakli gibi birçok alanda, stratejik demesek de çok önemli bir ikili işbirliği yapılabilir bir düzeye gelmiştir. Bugün Rusya‘nın birikimleri ve Türkiye’nin bölgesel durumunu dikkate aldığımızda bu ikili ilişkilerin daha üst bir noktaya taşınacağı inancının taşıyoruz. “dedi.
TÜRK - RUS İLİŞKİLİLERİ BAŞLANGIÇTA MİLLETİMİZ AÇISINDAN FEVKALADE ACI SONUÇLAR DOĞURAN BİR TECRÜBEDİR
Türk - Rus ilişkililerinin başlangıçta milletimiz açısından fevkalede acı sonuçlar doğuran bir tecrübe olduğunu da ifade eden Kafkas Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Selçuk Ural: “1555’li yıllarda Rusya’nın devlete ve imparatorluğa dönüşümü ile başlayan ve 1917’ye kadar gelen bir süreç içerisinde daima bizim aleyhimize gelişen ve büyüyen bir tehlikeye dönüşmüştür. Özellikle Çarlık Rusya’sının Cihan Şümul bir devlete dönüşme yönündeki politikaları, ister istemez o yol üzerinde Osmanlı Devleti ve milletimizin bulunması hasebiyle bizler açısından çok elim vakalara yol açmıştır. Kimi kaynaklara göre Ruslar ile10’un üzerinde savaşlar yaşamış ve birçoğunu kaybetmişiz. Buna rağmen bizlerin bu coğrafyada kalma azmini ve kararlığını tartışılmazdır. Bugünde Türkiye Cumhuriyeti yaşadığı bütün içi ve dış sıkıntılara rağmen bu coğrafyada kalma azim ve kararlılığı içerisindedir.
“RUSYA” DENİLDİĞİNDE SADECE GEÇMİŞTE SAVAŞLAR YAŞADIĞIMIZ BİR ÜLKE AKLA GELMEZ
‘Rusya' dediğimizde geçmişte sadece toprak kaybettiğimiz ve savaşlar yaşadığımız bir devlet olmanın yanı sıra yakın tarihimizde Kuzey ve Güney Kafkasya’dan göçler olsun, Elviye-i Selâse ve muhacir akınları olsun tüm bunlar Türk - Rus savaşlarının sonuçları olarak karşımıza çıkıyor. Bütün bunlar kadar Kars’ta bir dönemler 40 yıl boyunca Rus kökenli insanlara ev sahipliği yapmıştır. 20. Yüzyıla geldiğimizde Türk - Rus ilişkileri bir sükunet ve iyi komşuluk ilişkileri içerinde devam etmiştir. O günden bu güne kadar bulunduğumuz bu coğrafya özellikle Kafkasya ve Ortadoğu bölgesi bir sukunet dönemi yaşamıştır. Bu anlamda bizler açısından iktisadi ve siyasi olarak gelişme açısından da bu dönem bizim için çok faydalı olmuştur. Zira bunun önemli kurucularından başına Atatürk’ün çok başarılı diplomasisi ve dış politikasını göz arardı edemeyiz. Çünkü 1925’te başlayan bu Başarlı diplomasi 1945’lere kadar devam etmiştir. Bu tarihten sonra da biliyorsunuz bizi Batı ittifakına taşıyacak olan NATO üyeliği ile Rusya ile ilişkiler artık farklı bir boyutta devam etmeğe başladı. 21. Yüzyıla geldiğimizde ise Rusya ile çok ciddi ticari, siyasi ve diplomatik ilişikler yaşadığını görmekteyiz. Özellikle son 15 yılda Rusya ile Türkiye arasından birtakım anlaşmalar yapıldı. İki devlet arasındaki ilişkiler sadece iyi komşuluğun ötesine geçilerek stratejik bir derinlik kazanmaya çalışılmaktadır. Ümit ediyoruz ki gerek Rus uçağının düşürülmesi Rus Büyükelçisi Karlov’un menfur bir şekilde öldürülmesi bu ilişiklere bir zarar vermeyecektir."