KAÜ’de Kadınlar Günü paneli

8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle Kafkas Üniversitesi (KAÜ) Rektörlüğü ve Kars-Ardahan Bölge Barosu işbirliği ile “Demokrasi ve Kadın” konulu panel düzenlendi.

 

 

KAÜ Prof. Dr. Necdet Leloğlu Konferans Salonu’nda düzenlenen panele; Vali Vekili Turgut Gülen, Rektör Prof. Dr. Abamüslüm Güven, Kars-Ardahan Bölge Barosu Başkanı Av. Cevdet Ucungan, Emniyet Müdürü Cengiz Zeybek, KAÜ Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi (KASUM) Başkanı Yrd. Doç. Dr. Aysel Güven, Araştırmacı-Yazar Av. Erkan Karagöz, Defterdar Hanifi Erarslan, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.

 

KASUM Başkanı Yrd. Doç. Dr. Aysel Güven yaptığı açılış konuşmasının ardından söz alan, Rektör Prof. Dr. Abamüslüm Güven “Teknoloji ve bilim çağı olarak algıladığımız günümüz dünyasında, kadın hakları konusunda olumlu anlamda birçok ilerlemelerin kaydedilmesine karşın, maalesef henüz istenilen düzeye gelinememiştir. Kadına yönelik şiddet ve taciz, cinsiyet ayrımcılığı dünya kadın ortak sorunu olmaya devam etmektedir. Geleneksel Türk toplumunda kadın asırlardır erkeğinin yanında yer almış, birlikte çalışmış ve onu tamamlamıştır. Kurtuluş savaşında cepheye mermi taşıyan, çocukları besleyip büyüten ve evin geçimini sağlayan kadındır. Ne yazık ki, dünyanın bir çok ülkesinde kadim daha doğumdan itibaren iten, aşağılayan, ötekileştiren, horlayan ve hatta ikinci sınıf gören uygulamalar vardır. Bu gün hala kız çocuğu doğuran kadına suçlu muamelesinin yapıldığına da zaman zaman şahit olmaktayız.”dedi.

 

Güven ayrıca, “Atatürk ilke ve Devrimleri sayesinde yaygın ve örgün eğitim olanaklarına kavuşan kadınlara, tüm mesleklerin kapıları ardına kadar açılmıştır. Bugün üniversitemizdeki öğrencimizin yüzde 35’i akademik personelin buna yakını ve idari personelin birçoğu bayandır. Sonuçta Devrimlerin, eşitlikçi ve akılcı yaklaşımı çağdaş Türk kadınını yaratmıştır. Ulu Önder Atatürk Mehmetçikler yetiştiren Türk kadınına verdiği önemi; "Şuna kani olmak lazım ki, dünya yüzünde gördüğünüz her şey kadının eseridir" sözleriyle ifade etmiştir. Atatürk'ün desteğiyle yürütülen çalışmalar sonucu, kadınlarımız, diğer birçok medeni ülkedeki hemcinslerine göre birtakım haklarını daha önce almışlar ve bu anlamda da dünyanın bir çok ülkesine örnek olunmuştur. Bulunduğu topluma saygınlık kazandıran, öngörüsüyle, azmiyle, fedakarlıklarıyla, alışkanlıklarıyla, direnç ve kararlılıklarıyla dikkatleri çeken, becerikli, üretken, özverili, anamız, bacımız, kızımız ve eşimizin haklarını gasp etmenin utancından, dünyamızın en kısa zamanda kurtulması dileği ile Dünyada kadın sorunlarının yoğun olarak dile getirilmesine vesile olan 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü Kutluyor, saygılar sunuyorum.”diye konuştu.

 

Kars-Ardahan Bölge Barosu Avukatlarından Hazel Evren Kaçak ise, “Cumhuriyet Döneminde Kadın” konulu sunumunda, “Türk ulusunun tarihin de Kurtuluş savaşı ve Cumhuriyetin kuruluşu, kadın haklarının gelişimi, kadının yasalar önünde erkekle eşit haklara sahip sosyal bir varlık olarak toplumdaki yerini alması doğrultusun da önemli bir dönüm noktasıdır. Çağdaş Türk kadınının doğuşu ve kadına erkekle her alanda eşitlik tanınması konusunda Atatürk'ün hayata geçirdiği uygulamaların önemi büyüktür. Kadın haklarının kısıtlı olduğu bir toplum düzeninin hakim olduğu Osmanlı devletinden kadın erkek eşitliğinin kabul edildiği çağdaş ve modern Türkiye Cumhuriyetine geçiş bir dizi toplumsal ve kültürel yenileşme hareketleri ile mümkün olmuştur. Atatürk, Türk toplumunu çağdaş uygarlık düzeyine çıkarmak amacıyla yaptığı devrimlerin başarıya ulaşabilmesi için, kadının yüceltilmesini tek çıkar yol olarak görmüştür. Atatürk; "Bizim toplumumuzun başarı gösterememesinin sebebi kadınlarımıza karşı gösterdiğimiz ilgisizlik ve kusurdan doğmaktadır..." Yaşamak demek faaliyet demektir. Bir toplumun bir organı faaliyette bulunurken diğer organı işlemezse o toplum felç olmuştur... Bizim toplumumuz için ilim ve teknik gerekli ise bunları aynı derecede hem erkek hem de kadınlarımızın edinmeleri lazımdır. Malumdur ki, her safhada olduğu gibi sosyal hayatta dahi iş bölümü vardır... Bugünün gereklerinden biri kadınlarımızın her hususta yükselmelerini temindir" diyerek de düşüncelerini vurgulamıştır. 1923'de Konya'da konuşurken de Atatürk Türk kadını ile ilgili düşüncelerini şöyle dile getirir: "Dünyada hiçbir milletir: kadını, ben Anadolu kadınından daha fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadını gibi emek verdim diyemez. Belki erkeklerimiz memleketi istila edenlere karşı süngüleriyle düşmanın süngülerine göğüslerini germekle düşman karşısında hazır bulundular. Fakat erkeklerimizin teşkil ettiği ordunun hayat kaynaklarını kadınlarımız işletmiştir... Çift süren, tarlayı eken, ormandan odunu, keresteyi getiren, aile ocaklarının dumanını tüttüren, bütün bunlarla beraber sırtıyla, kağnısıyla, kucağında ki yavrusuyla yağmur demeyip, kış demeyip, sıcak demeyip cephenin harp malzemesini taşıyan hep onlar, hep o yüce, o fedakar, o ilahi Anadolu kadınları olmuştur. Bundan ötürü hepimiz, bu büyük ruhlu ve büyük duygulu kadınlarımızı şükran ve minnetle sonsuza kadar aziz ve kutsal bilelim". Atatürk'e göre daha önce de milletimiz yenileşmeye teşebbüs etmiştir. Fakat gerçek yararlar görülmemiştir. Bunun nedeni ise "esasından, temelinden başlanmamış olmasıdır". Çünkü bir toplum, bir millet erkek ve kadın denilen iki cins insandan meydana gelir. Kadın ailenin temelidir. Aile içinde gerek çocukların yetiştirilmesinde, gerekse kültür unsurlarının nesilden nesile geçirilmesinde köprü vazifesi görür.” şeklinde konuştu.

 

Konuşmacı Yonca Kurt ise “Tanzimattan Cumhuriyete Kadın Hareketleri” konusunda bir sunum yaptı.

 

KAÜ Devlet Konservatuarınca hazırlanan müzik dinletisiyle panel sona erdi.

Kafkas Üniversitesi Haberleri