Sivil Toplum kuruluşları adına açıklama yapan Murat Hançer'in okuduğu basın açıklaması şöyle:
Irkçı emperyalizm 5700 yıldır büyük İsrail’i kurmak için çalışıyor. 19. yüzyılın sonlarında Osmanlı’yı içerden yıkarak bütün arz-ı mevudu kaplayacak şekilde büyük İsrail’i kurma hedefine yöneldi. Bunun için her türlü entrikayı çevirdi. Filistin, Ortadoğu korumasız kaldı. Osmanlı’yı içinden yıktılar. İkinci cihan harbinden sonra ırkçı emperyalizm tarafından Birleşmiş Milletler’in ilk kararı Filistin topraklarında İsrail devletini kurmak oldu.
Bunu gerçekleştirmek için başta Amerika, İngiltere olmak üzere bütün Batılı ülkeler beraber oldu 1400 yıllık İslam toprağından Filistinlileri kaba kuvvet zoruyla, füzelerle, tanklarla, evlerinden, yurtlarından göçe mecbur bırakarak İsrail’i kurdular. Sonra da ırkçı emperyalizm bu İsrail’i bütün arz-ı mevudu içine alacak şekilde büyük İsrail’e çevirmek için 70 yıldan beri Ortadoğu’da sürekli savaş, tecavüz, terör ve suikastler yaparak huzur namına bir şey bırakmadı.
1990’da Sovyetler dağılıp komünizm iflas edince ABD’nin tek kutup olmasını artık nihai zaferleri için yeterli gören ırkçı emperyalizm şimdi 19 yıldan beri bir yandan büyük İsrail’i kurmak diğer yandan da 28 Müslüman ülkeyi kendi kontrolü altına almak için İsrail’in emniyetini sağlamak maksadıyla 20. haçlı seferini yapmakta. Kesin ve kararlı adımlarla hedeflerine doğru yürümeye çalışmaktadırlar.
Filistinliler kendi ülkeleri için değil, İslam alemi, Türkiye ve bütün insanlık için mücadele ediyorlar. İsrail’in hileli, vahşi planlarını yaşıyoruz. İsrail, Gazze bölgesini, sözde Filistin’in bir bölgesini serbest bırakmış görüntüsü altında boşalttılar. Halbuki asıl maksadı, orayı bütünüyle bombalayıp yok ederek, kendi askerlerine bir zarar gelmemesini temin etmek, korumak içindi. Hedef, Gazze’deki 1 buçuk milyon Müslüman kardeşimizi bir yandan tanklarla, füzelerle, uçak bombardımanlarıyla yok edilmesi sağlanırken, öbür yandan kuşatılmış Gazze bölgesine konulan ambargolarla Müslüman kardeşlerimizin aç, ilaçsız, elektriksiz bir suretle yok edilmelerini sağlamaktır.
Son 15 günde sadece 484 şehit, 4 binin üzerinde yaralı ve ilaç ve yiyecek tedavülünde kullanılan 40 tünel ve mahalleler yıkılmış, taş üzerinde taş bırakılmamıştır. Bu zulüm 50 yıldan beri devam etmektedir. İsrail böylece, Firavunların İsrailoğullarına uyguladıklarından daha fazlasını Filistinli kardeşlerimize uygulamaktadır
İsrail’in vahşi saldırıları karşısında, Müslümanlar olarak Selçuklu ve Osmanlı’nın abadı olarak aziz milletimizi inancıyla, imanıyla, ruh köküyle, tarihiyle ve kimliğiyle temsil ettiğimiz için bundan önce nasıl İsrail’in Kudüs’ü başkent ilan etmesi üzerine siyasi ilişkileri kesmeyen dışişleri bakanını ikaz ettiysek ve bugüne kadar çeşitli mitinglerle hep vücut Filistin’deki katliamların karşısında üzerimize düşeni yaptıysak şimdi de Filistin’de aylardan beri devam eden soykırım, katliam ve vahşet karşısında suskun kalmayı nefislerimize yediremiyoruz.
İsrail’in zulümlerini telin ediyoruz. Ve bütün gücümüzle soykırım ve katliama uğrayan Filistinli kardeşlerimizin yanında olduğumuzu haykırıyoruz. Filistin ecdadımızın bize bıraktığı mirastır.
8 Milyonluk Siyonist İsrail önceki akşam 1,5 Milyarlık İslam dünyasının gözlerinin içine baka baka Filistin’de yeni bir katliama imza attı. Ümmet yine bir sınavı kaybetti.
Biliyoruz ki, bizim inancımızda şefkat vardır... Hangi dinden, hangi renkten, hangi ırktan olursa olsun masum olan herkese karşı merhamet vardır.
Müslümanlar çaresizlik içinde bırakarak şuursuzlaştıran, etten yığınlar haline getirenlerin, oynadıkları maskeli balo ise sürüyor. İsrail politikalarına doğrudan ya da dolaylı olarak teşne olanlar, rüyalarından Filistinli çocukların kâbusuyla uyanıyor.
Özellikle dünyayı kana bulayan, insanlığı kaosa sürükleyen Siyonizme ve terör devleti Siyonist İsrail’e karşı olan tavırları törpülemek adına ‘nefret söylemi’ ifşaları yapmaya kalkışan ‘sevimli işbirlikçilere’ cevap İsrail’den geldi. Hicri yılın ilk gecesinde Gazze’ye yaptığı yeni bir insafsız saldırı ile İsrail yine İsrail’liğini yaptı. Biz bu İsrail’den nefret etmeyelim de kimden nefret edelim!
Biz asla nefret etmeyiz; yeter ki birileri nefreti hak etmesin!
Evet biz senden NEFRET ediyoruz!
Elinde taş var diye çocuğun üzerine tank yürüten;
Biçare babanın kucağında çocukları, annelerin karınlarındaki, koyunlarındaki bebekleri katleden..
Bir millete vatanında vahşice saldırılarla sistematik soykırım uygulayan,
Mazluma yardım götüren Mavi Marmara’mızda 9 canımızı şehit ederek bize ve şanlı tarihimize meydan okuyan;
İşgal ve yıldırma yöntemlerinde aşağılaştıkçaaşağılaşan...
Ey İsrail senden NEFRET ediyoruz!
Seni masumlaştırmaya çalışanları; yaptıklarının karşısında suskunluğu kendine mezar edinenleri ve sana uşaklıktan şeref duyanları da Allah ‘a havale ediyoruz!
Sen öldürürken, sen katlederken senden nefret edemiyorsak, sana buğzedemiyorsak eğer...
YAZIKLAR OLSUN öyleyse bize..
Ve işte yine haykırıyoruz: İsrail istiyor diye, Mescid-i Aksa’nın kahramanlarını ne yetim ne de öksüz bırakırız biz!