Kars'ta Yeni Dersimiz Şeker

Kars Şeker Fabrikası Şeker-iş Sendikası Başkanı Ertan Altunoğlu, İlköğretim Okullarına giderek sınıflarda şeker pancarının önemi anlattı ve öğrencilere nişasta bazlı ve kimyasal tadlandırıcıların zararlarıyla ilgili uyarı broşürleri dağıttı.

 

Sınıfları tek tek ziyaret ederek, nişasta bazlı tadlandırıcıların zararlarını anlatan Altunoğlu, Şeker pancarı katkılı gıdaların tüketilmesi gerektiğini söyledi. Bisküvi, dondurma, cola gibi ürünlerde nişasta tadlandırıcıdan kullanıldığını ve bunun zararlı olduğunu belirten Altunoğlu, çocuklardan bunlara dikkat etmelerini istedi.

 

Öğrenci velilerine de broşür dağıtan Altunoğlu, Sağlık kuruluşlarında başlattıkları bu çalışmayı okullarda devam ettirdiklerini daha sonra da kent merkezinde bütün ailelere ulaşarak pancarın önemini anlatacaklarını vurguladı.

 

Altunoğlu ayrıca, Türkiye genelindeki şeker fabrikalarının özelleştirilmesinin altında da bu nişastalı ürünlerin rahatlıkla satılması yattığını kaydederek, Kars’ta da şeker fabrikasının özelleştirme kapsamında olduğunu ve yavaş yavaş fabrikanın kapatılmasının istendiğini de sözlerine ekledi.

 

Atunoğlu şu bilgileri verdi:

NİŞASTA BAZLI VE KİMYASAL TADLANDIRICILAR

Ülkemizde NBŞ sektörüne yönelik büyük tavizler söz konusu olmaktadır. Bu tavizlerin en önemlisi hiç kuşkusuz ki; AB ülkelerinde ortalama % 2 olan NBŞ kotalarının ülkemizde 4634 sayılı Şeker Kanunu ile % 10 olarak belirlenmesi, Bakanlar Kurulu’na da bu kotayı % 50 oranında arttırma veya azaltma yetkisi verilmiş olmasıdır.

 

Ülkemizde NBŞ kullanımı da etkin bir şekilde denetlenememekte, özellikle merdiven altı tabir edilen bazı firmalarda mevzuatın izin verdiği ölçülerin üstünde NBŞ kullanımı engellenememektedir.

 

NBŞ, PANCAR ŞEKERİNİN ALTERNATİFİ OLAMAZ

NBŞ’lere tanınan bu avantajlar, ülkemizde NBŞ’lerin pancar şekerinin alternatifi olarak görülmesini ve kontrolsüz bir şekilde kullanımını körüklemiştir. Oysa ki; gerek pancar tarımının getirileri gerekse pancar şekerinin avantajları açısından böyle bir karşılaştırmanın yapılması bile mümkün değildir.

 

NBŞ SEKTÖRÜNDEKİ FAHİŞ KAR ORANLARI

Ülkemizdeki NBŞ satış fiyatları, dünya fiyatlarının çok üzerinde bulunmaktadır.

NBŞ satış fiyatları ABD’de ton başına ortalama 308 dolar iken, Türkiye’de bu rakam 716 dolardır.

 

Yapılan hesaplamalar, NBŞ kar marjının GDO’lu mısırda % 587 ila % 711 arasında, normal mısırda ise % 334 ila % 414 arasında değiştiğini göstermektedir.

Pancar şekerinde kar marjının (810 $/Ton maliyete göre) %38 olduğu göz önüne alındığında, NBŞ sektöründeki kar oranının fahişliği ve yaratılan haksız rekabet ortamının derinliği daha iyi anlaşılacaktır.

 

* Pancar şekeri kar marjı iskontosuz satış fiyatı üzerinden hesaplanmıştır. İndirimler gözönüne alınmamıştır.

 

Bu nedenle sektördeki firmalar üretimini dışarıya satmak yerine iç piyasaya daha fazla sokabilmek amacıyla NBŞ kotasının arttırılması için sürekli mücadele vermektedirler.

 

GENETİK MODİFİYE RİSKİ

Ülkemiz tarafından ithal edilen ve nişasta bazlı şeker (NBŞ) üretiminde de kullanıldığı düşünülen mısırın genetiğinin değiştirilmiş (GDO) olma ihtimalinin çok yüksek olduğu ileri sürülmekte ve etkileri tam olarak bilinmese de çok ciddi iddialar ortaya atılmaktadır.

 

GDO’ların toprak ve su kirliliği, bitki deseninde ve ekosistemde değişim, mevcut mikroorganizmalarda değişim, popülasyonda değişim gibi çevresel risklerin yanı sıra, pek çok sosyo-ekonomik risk ile bazı GDO’larda domuz geni kullanılmasından kaynaklanan dini ve ahlaki riskleri de içerdiği iddia edilmektedir.

 

İnsan ve diğer canlıların sağlığı açısından taşıdığı ileri sürülen potansiyel riskler ise; allerjenlik, toksisite (zehir etkisi), kanserojenlik, beri beri (gece körlüğü), antibiyotiklere direnç, besin değerinde bozulma olarak sıralanmaktadır.

 

Bitkilerdeki genetik yapı değişikliğinin beslenme ile insan organizmasına aynen taşındığı, buna bağlı olarak Alzhaimer ve Deli Dana hastalığı artışının bu tip değişikliğe bağlı olduğu belirtilmektedir. Bu durum, GDO’ların bilinmeyen etkilerinin zamanla olağanüstü boyutta birer tehdide dönüşebileceğini ortaya koymaktadır.

 

NBŞ’ler, doğal mısırdan üretilseler bile, üretimleri esnasında çeşitli kimyasal katkılar ve modifiye enzimler kullanılmaktadır. Bu da kimyasal yapılarını bozmakta ve ürünün doğallığını yok etmektedir.

 

Kimyasal (yapay) tatlandırıcılar da yine başta kanser olmak üzere pek çok hastalığa yol açtıklarından, kullanımı sınırlandırılıyor ve izne tabi tutuluyor.

 

Yapay tatlandırıcılar, içerdikleri riskler nedeniyle tüm dünyada sağlık çevrelerinin ve tüketicilerin tepkisini çekiyor. Hatta İngiltere’de kanser yaptığı gerekçesiyle aspartam’ın ve aspartam içeren ürünlerin yasaklanması tartışılıyor.

 

Ancak ülkemizde “merdiven altı” diye nitelenen yasadışı imalathanelerde kontrolsüz bir şekilde gıda üretiminde kullanıldığı düşünülüyor.

 

Pancar şekeri ise tamamen doğal olan pancar hammaddesi kullanılarak üretilen son derece doğal bir üründür ve sağlık açısından hiçbir sakınca yaratmamaktadır.

 

Bütün bu sakıncalarına rağmen NBŞ sektöründeki yüksek kâr oranı, ülkemizi yabancı sermaye açısından tam bir cennete dönüştürmektedir. Ancak görüleceği gibi bu durum, gerek ekonomik ve sosyal açıdan, gerekse toplum sağlığı açısından Türkiye’nin aleyhine gelişmektedir.

 

NBŞ’LER VE KİMYASAL TATLANDIRICILAR NERELERDE KULLANILIYOR

İlaç sektöründe ve diyabetik ürünlerde kullanılan nişasta bazlı şekerler ve kimyasal tatlandırıcıların, pancar şekerini ikame etmek üzere gıda üretiminde kullanımı da yaygınlaşıyor.

 

Son beş yılda kimyasal tatlandırıcı ithalatının 13 kat artmasına rağmen, ilaç üretimimizde aynı artışın yaşanmaması, bunların gıda üretiminde kullanıldıklarını doğruluyor.

 

Özellikle son yıllarda sıkça görülen diyet yapma tutkusu ve diyet ürünlere olan talebin artışı da kimyasal tatlandırıcıların bilinçsiz kullanımını körüklüyor.

 

Ülkemizde çok ayrıntılı bir gıda kodeksi bulunmasına rağmen, özellikle denetimsiz üretim yapan kaçak işletmelerde buna uyulmaması ve etiketlerin ürünün içeriğini tam olarak yansıtmaması nedeniyle tüketicilerin karşı karşıya kaldıkları riskler artıyor.

 

Gen teknolojisi en çok mısır, kolza, soya, patates ve pamuk üretiminde kullanılıyor. Mısır ise NBŞ üretimi sayesinde meşrubat, meyve suyu, bira, şekerleme, lokum, baklava, helva, dondurma, reçel, bisküvi, ciklet, çikolata ve ketçap gibi çocukların da severek ve sıklıkla tükettiği pek çok gıda ürününe hammadde olarak giriyor. Soyanın 900, mısırın ise 700 çeşit üründe kullanıldığı belirtiliyor.

 

GIDA ÜRETİCİLERİ NEDEN PANCAR ŞEKERİ YERİNE NBŞ VE KİMYASAL TATLANDIRICILARI TERCİH EDİYOR?

NBŞ’ler ve kimyasal tatlandırıcılar, ucuz oldukları için ülkemizde pancar şekerine tercih ediliyor ve yaygın bir biçimde kullanılıyor.

 

Aynı birim şekere göre 200 ile 200 bin katı kadar etkili tatlandırıcılar üretilebiliyor. Şeker eşdeğeri yüksek olan tatlandırıcıların bir bavulu, 40 tır dolusu şekere eşit.

 

Ancak bunların kullanımıyla hem ülkemizin çok değerli kaynakları dışarıya transfer ediliyor, hem de sağlığımız riske atılıyor.

 

NBŞ ile pancar şekerinin satış fiyatı arasında sadece 50 YKr fark olması, pancar şekerine tercih edilmelerine neden oluyor.

 

Bu tercih sonucu her yıl Bakanlar Kurulu Kararı ile NBŞ kotaları % 50 arttırılarak adeta NBŞ kullanımı teşvik ediliyor.

 

Kotanın % 50 arttırılması nedeniyle 117 bin ton daha fazla NBŞ üretiliyor, pancar şekeri üretimi ise 117 bin ton düşüyor.

 

Kg. başına 12 YTL katma değer yaratan pancar şekeri yerine NBŞ kullanıldığında, 50 YKr’lik kâr için 11,5 YTL’lik katma değer kaybedilmiş oluyor.

NBŞ kotasının % 50 arttırılması, yani 117 bin kg. fazla NBŞ üretilmesi ise, 1 milyon 345,5 bin YTL’lik katma değerden vazgeçildiği anlamına geliyor.

 

NBŞ’LERLE MÜCADELEMİZ

Tüm bu nedenlerle Sendikamız Şeker-İş, NBŞ üretiminin AB’deki büyük pancar üreticisi ülkelerdeki kotalar seviyesine düşürülmesi, en azından AB ortalaması olan % 2 seviyesine indirgenmesi, üretiminin ve tüketiminin sınırlandırılması ve daha sıkı kontrol edilmesi gerektiğini düşünmekte ve bunun mücadelesini vermektedir.

 

Bu doğrultuda ilk olarak; ülkemizde Şeker Kanunu ile % 10 olarak belirlenen NBŞ kotasının BKK ile her yıl rutin olarak % 50 arttırılmasına karşı Danıştay’da dava açılmış ve 1996/1997 pazarlama için söz konusu BKK’nın yürütmesinin durdurulması sağlanmıştır.

 

Ancak 2006/2007 pazarlama yılı için de yine BKK ile NBŞ kotalarının % 50 arttırılması üzerine yeniden Danıştay’da dava açılmıştır. Davamızın görüşülmesine Danıştay 13. Dairesi’nde devam edilmektedir.

 

SENDİKAMIZIN MÜCADELESİ NELER KAZANDIRACAK

NBŞ üretimi 117 bin ton düşecek, pancar şekeri üretimi ise aynı miktarda artacak.

-Ülkemizin pancar üretiminde yaklaşık 850 bin ile 1 milyon ton arasında artış olacak.

-Pancar tarımına, 60 bin üretici aile kazandırılmış olacak.

-Türk tarımına 200 bin dönüm sulu tarım arazisi kazandırılacak.

-Aynı zamanda 400 bin dönüm arpaya eşdeğer yem üretilmiş, taşımacılık sektörüne yılda yaklaşık 2 milyon ton iş hacmi yaratılmış olacak.

-NBŞ üreticileri yaklaşık 150 milyon YTL zarar edeceklerini iddia etseler de, ülkemiz yılda yaklaşık 250 milyon dolar ilave katma değer kazanacak.

 

 

 

 

KHA

Kars Haber Haberleri