Kars’ta, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü nedeniyle düzenlenen demokrasi nöbetinde vatandaşlar koronavirüs tedbirleri ve yağmura rağmen meydanları doldurdu.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını ile mücadele kapsamında alınan tedbirlere rağmen ellerinde Türk bayraklarıyla Hükümet Konağı önünde yüzlerce vatandaş ‘demokrasi' nöbetinde için bir araya geldi.
Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşının okunmasıyla başlayan programda Kur’an-ı Kerim tilaveti yapıldı, ilahiler okundu. Kahramanlık şiirleri ve türküleri seslendirildi.
Düzenlenen programda bir konuşma yapan Kars Valisi Türker Öksüz, “Bir 15 Temmuz akşamında yine “Milli İrade” aşkıyla hep birlikte meydanlardayız. Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ / PDY) eliyle 15 Temmuz 2016 günü kalkışılan hain darbe girişiminde tarihin her döneminde olduğu gibi tarafını devletinden, milletinden, demokrasiden yana seçen siz aziz Karslı hemşehrilerimi en kalbi duygularımla selâmlıyorum. Bugün, milletimizin demokrasi zaferini kutlamak, vatan, millet, al bayrak uğruna gözlerini kırpmadan canlarını feda eden aziz şehitlerimizi bir kez daha yâd etmek, kahraman gazilerimize olan şükran duygularımızı sunmak üzere bir aradayız. Bu vesile ile şanlı tarihimizin her döneminde istiklal ve istikbal uğruna canlarını feda ederek bu toprakları bizlere yurt yapan tüm şehitlerimizi ve ebediyete intikal eden tüm gazilerimizi bir kez daha rahmet ve minnet duygularıyla anıyorum. Rabbim hepsinden razı olsun.” dedi.
“15 Temmuz 2016 günü tarihinin en kritik günlerinden birini yaşayan ülkemiz, tarihte eşine az rastlanır bir ihanet neticesinde kanlı bir darbe girişimine maruz kalmıştır.” diyen Vali Öksüz, “FETÖ terör örgütü mensupları tarafından ülkemizi bölüp parçalamak ve bir iç savaş çıkararak ülkemizi uluslararası müdahalelere açık hale getirmek üzere darbe girişiminde bulunulmuştur. Bu topraklardaki bin yıllık varlığımıza karşı girişilen o kanlı darbe gecesinde; başta Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, devlet adamlarımıza, Türkiye Büyük Millet Meclisine, kamu kurum-kuruluşlarımıza karşı alçakça saldırılar düzenlenmiş, havalimanları, köprüler, basın-yayın kuruluşları ve birçok kritik nokta fiilen işgal edilerek aziz milletimiz insanlık dışı saldırılara maruz kalmıştır. Hamdolsun ki; Yüce Allah’ın inayeti, aziz milletimizin kendi iradesine ve demokrasiye sahip çıkan asil duruşu, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın dirayeti, Türkiye Büyük Millet Meclisimizin ve hükümetimizin demokrasiye sahip çıkmadaki tereddütsüz kararlılığı sayesinde darbe girişimi aynı gece püskürtülmüştür. 15 Temmuz günü milli iradeyi, demokrasiyi hiçe sayanlar; Milletimizin, “bayrağımızı indiremezler, ezanlarımızı susturamazlar” haykırışını ve “egemenliğin kayıtsız, şartsız milletin olduğu” gerçeğini hesaba katmamıştır. Kars ilimiz, hain darbe girişimini Ankara ve İstanbul’dan sonra en ağır şekilde yaşamasına rağmen, Gazi Kars’ımızın kahraman ve vatansever insanları, 29 adet tank, onlarca zırhlı araç ve ağır silahlarla yapılan saldırıya canları pahasına karşı koymuş, göğsünü siper ederek, bu ihanet şebekesine dur demiştir. Yurdun dört bir yanında olduğu gibi siz değerli Karslı hemşehrilerim de o gece; vatan sevgisinin, fedakârlığın, cesaretin, yiğitliğin, bir hilal uğruna şehadete yürümenin ne demek olduğunu darbecilere ve arkasındaki zihniyete bir kez daha gösterdiniz. Bu vatanın bir evladı olarak sizlere şükranlarımı sunuyor, önünüzde saygı ve minnetle eğiliyorum.” diye konuştu.
Vali Öksüz, 15 Temmuz gecesinde bu asil milletin 251 şehit vererek ihanete geçit vermediğini kaydederek, “Sarıkamış’ta, Çanakkale’de, Dumlupınar’da, Sakarya’da yedi düvele meydan okuyan ruhun, yüz yıl sonra aynı heyecanla, aynı kararlılıkla 15 Temmuz akşamında saatler içinde ortaya çıkması, bu milletin ne kadar yüksek ferasetli ve vatan sevgisiyle dolu olduğunu bir kez daha göstermiştir. Şüphesiz ki; aziz milletimizin cesareti, demokrasiye bağlılığı ve kendi iradesine sahip çıkma kararlılığı her türlü takdirin üzerindedir. Şairin dediği gibi “ Milletimiz Ezan-ı Bilal için, o şanlı hilal için, istiklal için kıyam etmiştir. Ülkemizin büyüyüp gelişmesinden rahatsız olanlar, askeri, ekonomik, sosyal ve kültürel darbeler üzerinden milletimize diz çöktürüp bu milleti yeniden dizayn etmek isteyenler, demokrasi zaferimize giden o gecenin sabahında Türkiye'de artık darbeler ve cuntalar döneminin bir daha açılmamak üzere kapandığını en net şekilde görmüş oldular. Milletimizi ayakta tutan değerler, doğrudan karşılıklı bağımlılık veya yükümlülük ilişkisi ile sınırlandırılamayacak, dünyevi hiçbir karşılık beklemeden yapılan fedakârlıklara dayanır. İnsanların canları ve malları dâhil, her türlü bireysel menfaatlerinin önüne koydukları bu kutsal değerler, toplumumuzu millet, yaşadığımız toprakları vatan yapmıştır. Evladı şehit olmuş bir babanın “vatan sağolsun, evlat bulunur ama vatan bulunmaz” diyebilmesinin gerisinde, milletimizin genlerindeki yüksek manevi değerler bulunmaktadır. İnandığı kutsal değerler uğruna mücadele ederken, ölünce şehit olacağını kabul eden bu ülkenin her ferdi, gözünü kırpmadan canını vatan için verebilmektedir. Gencinden yaşlısına, kadınından erkeğine bu ülkenin her kesiminden insan kutsalına dokunulduğunda, milletin gözünde en yüksek mertebe olan şehitlik için kurşunlara göğsünü gerebilmektedir. 15 Temmuz gecesinde de böyle olmuş, bu asil millet 251 şehit vererek ihanete geçit vermemiştir. 15 Temmuz gecesinde herkes şunu iyice gördü ki, şehitlerin kanıyla sulanan bu topraklarda binlerce yıllardır bir arada yaşayan bu milletin büyük fedakârlıklarla bu seviyeye getirdiği Türkiye Cumhuriyeti, içeriden veya dışarıdan yapılacak saldırılara pabuç bırakacak bir ülke değildir. Her bir olayın hafızalarımıza acı hatıraları ile kazındığı o kanlı gecenin ardından geçen dört yıla baktığımızda devletimiz, yurt içinde sınırları ötesinde ismi her ne olursa olsun tüm terör örgütleri ile mücadelesini kararlılıkla sürdürmektedir. Aradan geçen dört yılın ardından Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı, Bahar Kalkanı harekâtları ile Pençe Kaplan, Pençe Kartal operasyonlarını başarıyla yürüten devletimiz, Suriye’de, Irak’ta, Libya’da, Kıbrıs’ta, Akdeniz’de terör ve şer odaklarına karşı verdiği amansız mücadeleyle içinde bulunduğu coğrafyada her zamankinden daha güçlü ve daha çok söz sahibi ülke olduğunu göstermiştir. Sürekli büyüyen ekonomisi, eğitim, sağlık, ulaştırma ve savunma sanayi başta olmak üzere birçok alanda yapılan köklü reform ve projeleriyle 15 Temmuz öncesinden çok çok daha güçlü olan devletimiz, mazlumların umudu, zorbaların kâbusu olarak 2023, 2053 ve 2071 hedeflerine emin adımlarla ilerlemektedir. Bu sebepledir ki yaşadığı coğrafyada barış ve huzurun teminatı olan ülkemiz, kendisine biçilen kadere razı olmadığı gibi hiçbir güce boyun eğmeyen kararlılığı ile mazlum ve mağdur milletlerin ilham kaynağı ve umut ışığı olmuştur. Fedakârlık yapabilmek bu milletin ruhuna sirayet etmiş bir haslettir. Bu haslet ve sağduyu, her ihtiyaç duyulduğunda, en zor şartlarda dahi bu milletin her türlü fedakârlığı yapabileceğini göstermiştir. Milletimizin sahip olduğu fedakârlık, hoşgörü ve yardımseverlik duygusu Kovid-19 salgını sürecinde de ortaya konmuştur. Koronavirüs salgını sürecinde yaşananlar da Türkiye’nin sadece bu topraklardan ibaret olmadığını ortaya koymuştur. Avrupa ve Amerika’da özellikle yaşlılar ölüme terkedilirken, Türkiye sağlık güvencesi olsun olmasın herkese ücretsiz salgın tedavisi hizmeti sunmuştur. Türkiye yüzden fazla ülkeye, rengi, dili ve dinine bakılmaksızın yardımda bulunmuştur, bulunmaya da devam etmektedir.” ifadesini kullandı.
Vali Öksüz konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Millet iradesine vurulmak istenen 15 Temmuz darbe girişimi her ne kadar tarihe gömülmüşse de emperyalist güçlerin ülkemiz ve bulunduğumuz coğrafya üzerindeki kötü emelleri bitmiş değildir. Bu konuda her bir birey olarak çok ama çok dikkatli olmalıyız. Unutmayalım ki; bizim bu ülkeden başka vatanımız yok, bizim bu ülkeden başka gidecek yerimiz de yok. Bu açıdan milletimize, maddî, manevî acılar ve kayıplar yaşatan 15 Temmuz ve benzeri ihanetlerin bir daha yaşanmaması için hepimize büyük sorumluluklar düşmektedir. Bu sorumlulukların ağır olduğunu ve büyük özveri gerektirdiğini hepimiz gayet iyi biliyoruz. Yine hepimiz gayet iyi biliyoruz ki bu coğrafyada var olabilmenin, güçlü ve müreffeh olabilmenin temel şartı; birliğimizi, beraberliğimizi ve kardeşlik ahdimizi korumaktan geçmektedir. Biz, bu topraklarda binlerce yıldır Türkü, Kürdü, Arabı, Lazı, Çerkezi ile var olduk. Yine aynı topraklarda bizi biz yapan değerlerimiz ile ay yıldızlı bayrağımızın altında, tek devlet ve tek millet olarak ilelebet var olacağız! 15 Temmuz gecesi Kars’ta birlik-beraberlik içerisinde demokrasiye, vatanın birlik-beraberliğine sahip çıkan, “tek devlet, tek vatan, tek bayrak, tek millet” diyerek mücadele eden tüm vatandaşlarımıza, siyasi partilerimize, kamu kurumlarına, dernek, vakıf ve tüm toplum kesimlerine şükranlarım sunuyorum. Bu duygu ve düşüncelerle; bu toprakları bize vatan yapan tüm şehitlerimizi ve aramızdan ayrılan gazilerimizi; 15 Temmuz gecesini şanlı bir tarih sayfasına çeviren ve son büyük destanımızı kanları ile yazan şehitlerimizi bir kez daha sonsuz minnet, şükran ve rahmetle anıyorum. Gazilerimizi ve kalbi ülke sevgisiyle dolu olup sokaklara çıkarak şanlı destanın bir parçası olan sizleri tekrar sevgi ve saygıyla selamlıyorum.”
Hükümet Konağı önünden toplanan vatandaşlar, sabaha kadar ‘Demokrasi Nöbeti' tutacak.