Kars'ta Türkiye Kuş Konferansı

KuzeyDoğa Derneği ve Kafkas Üniversitesi ev sahipliği ve Doğa Derneği ortaklığıyla düzenlenen 11. Türkiye Kuş Konferansı Kars'ta başladı.

 

KuzeyDoğa Derneği ve Kafkas Üniversitesi ev sahipliği ve Doğa Derneği ortaklığıyla düzenlenen 11. Türkiye Kuş Konferansı Kars'ta başladı. Konferansta konuşan ABD'nin Stanford Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Çağan Şekercioğlu, Kars-Ardahan-Iğdır bölgesinin 3 kıtadan gelen kuşlar için önemli konaklama ve üreme merkezi olduğunu söyleyerek bu alanların korunması gerektiğine dikkat çekti.

Stanford Üniversitesi'nden Dr. Çağan Şekercioğlu, 'Susayan Dünya' ve kuşlarla ilgili bir konuşma yaptı. Suyun hayati bir ihtiyaç olduğunu ve insan vücudunun çoğunluğunu yine suyun oluşturduğuna dikkat çeken Şekercioğlu, "Su kullanımının çoğunluğunu insanın direk ihtiyacından ziyade; sanayi, tarım, hayvancılık için genelde de israf edilerek kullanılıyor. Dünyanın bir çok yerinde su politikalarında ekonomik ve ekolojik kriterler iyi kullanılmıyor. 'Su gibi bedava' sözü sıkça kullanılır oysa su bile önemli bir değerdir. Suyun ekonomik olarak hesaplanması ve dünyada çok yer bulması lazım. Birçok gelişmiş ülkede hastalıkların yüzde 90'ı suyla geçen, susuzluktan veya su kirliliğinden dolayı olmaktadır. Yine gelişmiş ülkelerde atık suyun yüzde 90'ı arıtma yapılmadan akarsulara boşaltılıyor ve ülkemizde de bir çok yerde maalesef bu söz konusu" dedi.

Kars'ın Arpaçay ilçesine bağlı Kuyucuk köyü civarındaki Kuyucuk Gölü ve Iğdır'ın Tuzluca ilçesi sınırlarındaki Aras Kuş Araştırma ve Halkalama istasyonlarındaki çalışmalara da değinen Şekercioğlu, kuş halkalama ve göç yollarının tespiti üzerinde durdu.

Şekercioğlu, Çiftlerin, avcıların, köylülerin bile halkalı kuş bulduklarında mutlaka kuş merkezlerine bildirilmesi gerektiğinin altını çizerek, "İlk geri bildirim 2006 yılında Güney Kıbrıs'tan geldi. Maalesef bu da Kıbrıs Rum kesiminde ötücü kuşların katliamının en acıklılarından biri oldu. Kıbrıs Rum kesiminde bir avcı öter argıç avladı. Bu bizi üzdü ama veri olarak bildirilmesi çok önemli. En azından bu avcının halkalı kuşu bildirecek ilgiyi bile göstermesi bir kazançtı. Bu açıdan halkımıza da çok önemli görevler düşüyor. Çünkü bu bilimsel çalışmalar bildiğiniz gibi Türkiye çapında kısıtlı. Antalya, Ankara, Diyarbakır istasyonlarında çalışmalar var. Ama bu çalışmalar ülkemizde pek fazla yapılamıyor. Ne kadar yapılırsa yapılsın dünyada geri bildirim avcılardan veya kuşları bulan halktan geliyor. Bir örnek verecek olursak Etiyopya'da bizim bir halkalama projemiz var. 2007 yılında öğrencilere halkalamanın ve geri bildirimin önemini anlattık. Bu sırada bir öğrenci, bir avcının 2003 yılında kendisine ölü bir kuşun halka numarasını ilettiğini söyledi. Sonra biz halkayı istedik ve inceledik. Halkada Budapeşte, Macaristan yazılıydı. 1999 yılında Macaristan'da halkalanmış bir kara leylekti bu. Böylelikle bu çok önemli veriyi elde etme imkanı bulmuş olduk. Çiftçiler, avcılar, öğrenciler bu halkalama işine çok önem vermeliler. Herkes bir halkalı kuş bulabilir ve bunu bildirmek çok önemli. Kuş Araştırma Derneği olsun, KuzeyDoğa Derneği olsun bunlar bu verilerle kuşların göç yollarını belirliyorlar. İsrail'de 2003 yılında halkalanan şahin 2006 yılında istasyonumuzda yakalanmıştı. Yine bizim halkaladığımız saç kamışçının 2006 yılında Macaristan'da tekrar yakalanması önemli bir gelişmeydi. Rusya Finlandiya sınırındaki bir kuş yine bizim tarafımızdan geçen sene yakalandı. Bizim halkaladığımız bir kırlangıç Zambiya'da Hollandalılar tarafından yakalandı. Güney Afrika'da halkalanan bir kırlangıç 7 bin 835 kilometre yol kat ederek Iğdır Aras istasyonunda yakalanması bölgenin 3 kıtadan gelen kuşlar için ne kadar önemli konaklama ve üreme merkezi olduğunu ve bu alanların korunmasının ne kadar önemli göstermektedir. Şu anda Aras Nehri boyunca resmi bir koruma alanı yok. Iğdır Çevre ve Orman İl Müdürlüğü bu konuda hassasiyet göstererek avlanmayı istasyon çevresinde yasakladı. Kuyucuk Gölü'nde tespit edilen kuş türü 205'i buldu. Bunların arasında küresel çapta tehlikeye açık ve tehlikede 15 kuş türü var. Bunlardan dik kuyruk alanda ürüyor. Yani bu bölge bir çok açıdan çok önemli. Sarıkamış ormanlarında kuşlar dışında, ayı, vaşak ve kurt popülasyonları var. Ama orman kuşları açısından da üreyen, tehlikeye açık kara akbaba açısından çok önemli bir alan. Kars-Iğdır-Ardahan bölgesi kuşlar açısında çok önemli ve kritik bir bölge. Bu bölgeye büyük önem verilmelidir" şeklinde konuştu.

Konferansta daha sonra; Çevre ve Orman Bakanlığı Sulak Alanlar Şubesi'nce 'Türkiye'deki Susuzluk ve Kuşlarla İlgili Çalışmalar' ele alındı. Doğa Derneği'nden Özge Balkız 'Susuz Tuz Gölü'nde Yaşam', Doğal Hayatı Koruma Vakfı'ndan (WWF) Ercan Sütlü 'WWF Sulak Alan Çalışmaları', İzmir Peyzaj Mimarları Odası'ndan Tuncay Karaçorlu 'Kuşların Yaşam Alanlarının Korunması ve Planlama Kararları' hakkında bilgi verdiler. Çevre ve Orman Bakanlığı Biyolojik Çeşitlilik İzleme Birimi 'Nuhun Gemisi Veritabanı', Gazi Üniversitesi'nden Esra Per 'Beypazarı Kuşları', James Kuria Ndungu 'Kenya'da Kuşçuluk', Egemen Çakddlarından biri oldu. Kıbrısır ise 'Doğu Anadolu Turizm Geliştirme Projesi'ni işledi. Film, slayt ve fotoğraf gösterimi yapıldı.

Kafkas Üniversitesi Haberleri