İlçede yıllardır esnaflık yapan Atalay Çelik’in dükkanında son numunesi bulunan camekanın içerisinde hırdavat diye de tabir edilen taraklar, bıçaklar, iğneler, çuvaldızlar, saatler, saat kordonları, jiletler, küpeler, kalemler, gözlükler, bilyeler bulunmakta.
Camekan içerisinde yer alan bu eşyalar göstermelik, satılık şeylerin sergilendiği camlı bölme olarak tasarlanıp yapılmış.
Farsça bir kelime olan Camekan mana olarak göstermelik, satılık eşyaların gösterildiği, sergilendiği sergen bir yer bir bölüm olarak sözlüklerde yer almaktadır. Bir yeri, bir veya daha çok bölüme ayıran cam bölme, camlık manasını da içermektedir.
Bu sözlüğün aslı kanaatimizce cam bir mekan olma durumundan gelme olup Cam Mekan kelimesi bitişik olarak Camekan şeklinde söylenmiştir.
İlçedeki dükkan tezgahlarında bulunan bu camekan bir ile bir buçuk metre uzunluğunda, yetmiş veya seksen santim veya bir metreye yakın bir en ile yapılarak içerisine satılan küçük eşyalar doldurulmaktadır.
Son yıllarda ilçede raflar yaygınlık kazandığından tezgah üstündeki camekanlarda azaldı. Camekanların yerini tezgahlarda ve raflarda açık dizilen eşyalar aldı. Bakkallar kendilerine market süsü vererek market tarzı eşya dizme şekli benimsendi. Böylece camekanlar yapılmaz ve aranmaz oldu.
Kağızman’da Camekan’ı yaşatan esnaflardan Atalay Çelik, bu hususta duygu ve düşüncelerini şöyle dile getirdi:
“Ben yıllardır esnaflık yapmaktayım. Tezgah üstlerine yaptırdığımız Camekanların içerisine sattığımız küçük eşyaları yerleştirip satışa öyle sunuyorduk. Ancak son zamanlarda çoğu esnafımız bu mekanları yaptırmaz ve kullanmaz oldu. Camekanların bir özelliği de küçük eşyaların büyük eşyalar arasında kaybolmasını ve karışmasını önlemektir. Ben esnaflığı yaptığım sürece bu Camekan’ı yaşatacağım. Çünkü elimi attığımda hırdavat hemen bu Camekan içerisinde ulaşıyor bana.”
KHA