Bozkuş, makamında düzenlediği basın toplantısında en çok üzerinde durulan su meselesini konuştu. Gazetecilerle karşılıklı sorulu-cevaplı süren su meselesinde, Karslıların 30 Ekim Kars’ın Kurtuluş Bayramı’nda beklediği 24 saat suyun 2012 yılına ertelendiğini duyurdu.
133 KİLOMETRELİK ŞEBEKENİN 100 KİLOMETRESİ TAMAMLANDI
Bozkuş, “Biz göreve geldiğimizde önümüze gelen başlıca altyapı sorunlarından birisi suydu. Bizden evvel Kars’ın 2018 yılına kadar su sorununun olmadığı söyleniliyordu. Biz geldiğimizde ise Kars’ın su sorununun ciddi boyutlarda olduğunu gördük. Raporda 350 litreyle saniyede 400 litre su debisi olduğu yani Kars’a su geldiği belirtilirken, bugün ölçtüğümüzde 200 litre bile değil, 175 litre saniyede suyun debisi. Biz bunları ölçtürerek tespit ettik ve gittik dedik ki, 2018 yılı değil mevcut durumuyla bugünkü ihtiyacı bile karşılamıyor. Teknik yönden bir takım çalışmalar bittikten sonra frekans konvantörü koyarak oradaki boşa geçen sekiz saat dilimini de çalışır hale getirerek günde iki sefer su vermeye çalıştık. Biz geldiğimizde 3 saat su verilirken şimdi günde 8 saat su veriliyor. Tüm bu gerçekleri rapor halinde karşı tarafa sunarak Kars’a acilen yeni bir kaynaktan su getirilmesine, arıtma tesisinin yapılmasına ve şehir şebekesindeki 133 kilometrelik şebekenin yapılmasını istedik. Bunun 86 kilometresinin Aspes borulu şebeke olduğunu ve bunun da değişmesi gerektiğini ifade ettik. Bugün de 133 kilometrelik şebekenin 100 kilometresi tamamlandı. 30 kilometrelik isale hattı da tamamlandı ve arıtma tesisinin inşaat kısmının yüzde 85 fiziki gerçekleşmesi, iç donanımda kullanılacak malzemenin de yüzde 75’i alındı.” dedi.
BİR İŞÇİNİN ÖLMESİ, RAMAZAN BAYRAMI VE VAN DEPREMİ İŞİ GECİKTİRDİ
Bozkuş konuşmasına şöyle devam etti:
“Burada fiziki olarak yüzde 15’i nedir derseniz; Valilik konağı arkasından geçip Kars çayına dökülecek olan tahliye kanalı var. Bir diğer konu da orada 7-8 tane ünite var ve bu üniteler ait binalar var. Binaların birbirine geçiş boruları ve kablo kanallarının ötesinde orada ciddi bir eksiklik kalmadı. Elbette firmanın ve Sayın Bakan’ımızın ifadesi 30 Ekim’di. Ramazan ayı içerisinde ilgili firmanın bir personeli iskelede ayağının kayması sonucu hayatını kaybetti. Cenazeyi de Ordu’ya kadar kendimiz götürdük. Ben birçok kez şantiyeye uğradım ve oradaki işçiler çalışır görünüyorlardı ama çalışmadılar. Arkasından Ramazan Bayramı girdi ve 10 günde öyle gitti. Şimdi baktığınızda 50 kişilik ekip gelmişti ve harıl harıl bir çalışma vardı ama bu 50 kişinin yüzde 50’si de deprem dolayısıyla Van’a gittiler. Bunlar düğmeye bastığınızda bir anda ortaya çıkacak konular değil, teknik konulardır. İnsan unsurunu göz ardı etmek mümkün değildir. Bizim sözümüz de firmanın bize verdiği taahhütle 30 Ekim’de su verebilmek planıydı. Firmanın maddi yönden bir sıkıntısı yok ama bir personelin ölmesi ve bu tür olaylar gecikmelere neden oldu.
İNŞAAT TAMAMLANDI
Burada İnşaat yüzde 50’lilerde falan değil. İnşaat tamamlandı. İş donanımı yapılacak. Biz zaten diyorduk ki Eylül’ün sonunda inşaat tamamlanıyor. Biz bu 45 gün içerisinde en azından arıtma tesisinin bulunduğu bölgedeki fitre devreye girecekti. Biz filtreyi bekliyorduk. Yani filtre ile kimyasal birim devreye girdiğinde gerisi ne zaman tamamlanırsa tamamlansın önemli değil. Kafamızda bu vardı ve firma ile biz hep bunu konuşuyorduk. Bundan dolayı firmada koşuşturuyor. Sağolsunlar ellerinden geleni yapıyorlar ama siz ne kadar çalışsanız da bazen istemeden olumsuz şeyler ortaya çıkıyor. Ama geçen Ankara’ya gitmiştim. İç montaj en kısa sürede tamamlanacak ve Kars’a 24 saat içilebilir su vereceğiz.
AMACIMIZ TEMİZ VE SAĞLIKLI SU VEREBİLMEK
Biz suyu geçen seneden getirmiştik. Suyu bugünde istesek hemen verebiliriz. Fakat açık alandan gelen bir su olacak. Bu suyun Çermeden gelen sudan 400 kat daha fazla temiz olduğunu söylüyoruz. Fakat az öncede söylediğim gibi bakteri yönünden baktığınızda yarının ne olduğunu bilemezsiniz. Çünkü açık alanda birikerek gelen bir su. Biz bu suyu verdiğimizde diyelim ki bir mikrop çıktı, enfeksiyon hastalıkları çıktı diyelim bunu nasıl izah edeceğiz? Biz insanlarımıza böyle mi önem vereceğiz? Ben geçen yıldan beri ısrar ediyorum. Biraz daha sabırlı olacağız ve vatandaşlarımıza arıtılmış su vereceğiz. Öncelikli insansa, insana hizmet ise, popülist politika için “ya önemli değil, getirin suyu verelim sonrası ne olur olsun” demiyoruz.
İLERİYİ GÖRMEK ZORUNDAYIZ
Biz ileriyi görmek zorundayız. Bu suyu ben klorladığımda suyun içerisindeki demir metali fazla çıktığı gibi suyun rengi değişecek. Ondan sonra insanlara ben bunu anlatamam. Arıtma tesisinden geçerse, filtreden geçerse klorladığında bile renginde hiçbir değişim oluşmaz. İnsanlar bunca senedir hasretle bekliyorlarsa bir-iki ay gecikmesi bir şey değil ama benim için önemli olan onların kullanabileceği, içebileceği, hiçbir şekilde sorunu düşünmeden gönül rahatlığı kadar bir temiz su vermeyi düşünüyorum. Bu suda kapıya kadar gelmiş ama arıtma tesisinde şirkette yaşanan istenmeyen olaylardan kaynaklanan bir durumdur. Bu durum Belediyemizden, Bakanlığımızdan kaynaklanan bir durum değildir. Bunu firmanın kendisi de söylüyor. Gözlerinin önünde arkadaşlarının geçirmiş olduğu kaza işçilerin ve firmanın moralini bozdu. Bilindiği gibi ateş düştüğü yeri yakar. Van ilimizde meydana gelen deprem sonrası bütün Türkiye’nin bu anda morali bozuk ve onları da anlamalıyız. Çalışan işçilerimizin yüzde 50’si Vanlıydı ve Van’a gittiler. Bunlara gitme diyemediğimiz gibi işlerde de ister istemez zaman olarak aksamalar meydana geliyor.
ASPRİN TEDBİRİ ALMAK İSTEMİYORUZ, KALICI ÇÖZÜM OLSUN İSTİYORUZ
Her şeye rağmen, bizim programımız devam ediyor. Çevre düzenlemesi ve kanallar hariç inşaat kısmı tamamlanmış, iç montaj malzemesinin yüzde 75’i tamam geri kalanı da 6 TIR ile geliyor ve kısa süre içerisinde iç montajı tamamlayarak suyu vereceğiz. Bugüne kadar ne söyledikse onun arkasında durduk ve devam ettirdik ama yapmış olduğumuz işlerin aspirin tedbiriyle değil kalıcı olmasından yanayız. “Gün bugündür yarın ne olursa Allah kerimdir” mantığıyla hareket etmedik. Biz ileriyi görmek zorundayız. Haklı olarak vatandaşlarımızın bir kısmı hasta olursa bize sorarlar. Ben konuyu Devlet Su İşleri Analizler Şube Müdürlüğü’ne kadar götürdüm. Bizim Bayburt’tan gelen suyun kalitesi Çerme’den gelenden 400 kat iyi. İlgili şube müdürü kimya mühendisi anlattı. Biz de dedik ki, ‘Nedir endişeniz, nedir sorun, klorlayıp versek filtreden geçmese ne olur’ Bize tek tek sıraladılar ve listedeki tehlikeleri ben gördükten sonra sonuçta insanlara sağlıklı su vermeyi amaçlarken bu riske giremezdik. Doğrusu neyse onu yaparız.
KİMSENİN EDNİŞESİ OLMASIN
Bu anlam içerisinde kimsenin endişesi olmasın. Firmanın ifadesi ile bir iki ay erteleme gündemde. Ağrı da yaptıkları iş tecrübesi ile iç montajı her türlü hava şartlarında yapabileceklerini ifade ettiler. Firma, ‘biz Ağrı’da da kış mevsiminde çalıştık ve bir tecrübe sahibiyiz’ dediler. Bizim bu konuda personel eksiğimiz yok ve firmanın bir an evvel devreye sokmasını bekliyoruz. Firma da canı gönülden çalışıyor. Milletvekillerimiz Bakan’a çıktılar, genel müdürlükte iki kez toplantı yapıldı. Genel merkez her şeyi bizden daha iyi takip ediyor. Bize önerilerinde fesih bile edebiliriz dediler ama fesih edilmeyi gerektirecek bir şeyin olmadığını, firmanın elinden geleni yaptığını gözlemlediğimiz için gerek olmadığını belirttik. İstenmeyen olaylar meydana gelmiştir fesih edip uzatmanın bir anlamı yoktur. Bu firmayı hep birlikte biraz daha sıkıştırarak sonuca gidebiliriz. Bunu bir siyasi malzeme olarak milletin o güzel umutlarına bir takım şeyleri sermenin bir anlamı yoktur. İşler gayet temiz ve şeffaf bir şekilde devam ediyor. Buna hep birlikte sabırla destek olmak gerekiyor. Gidersiniz inşaat hiç yapılmamış, yüzde 30’larda devam ediyor veya işler ilerlemiyorsa orada hep birlikte haklıyız bunlar bu işi yapamaz fesih edelim deriz ama artık neredeyse düğmeye basılacak duruma gelinmiştir. Tarihi kendisi verdi ama olmadı. Bundan da deprem oldu, şu oldu, bu oldu anlamının çıkmaması lazım. Bu anda açık alandan gelen suyu verirsek o zaman hata yaparız, o zaman yanlış yaparız. Bu durum insanlarımıza zarar verir, bu zararı vermemek için hep birlikte sabırlı olalım bugün değil üç gün sonra kana kana temiz suyumuzu içelim. Gecikmeye rağmen temiz su geldiğinde yine geliriz tertemizce hayırlı olsun deriz.”
SERHAT TV BÜLENT ERTAŞ: Kars Belediyesi verdiği sözü yerine getiremedi mi?
BAŞKAN BOZKUŞ: Kars Belediyesi verdiği sözü yerine getiremedi değil. Teknik aksaklıklardan dolayı kaynaklanan bir olay var ve bu olay belediye başkanlığından kaynaklanmadı tamamıyla firmanın yaşamış olduğu teknik sorunlardan kaynaklandı. Biz yine sözümüzün arkasındayız en kısa süre içerisinde Kars’ta içilecek suyun verilmesinden yanayız. Bugüne kadar 40 trilyonluk bir harcama yapılıyor bu harcamayı da belediye başkanlığı olarak biz gerçekleştirdik. Protokol imzalandı, ihaleler yapıldı, diğer tesislerin en kısa süre içerisinde gerçekleştirilmesini sağladık. Bugün itibariyle de Kars halkının hak ettiği suyu bu günlerde vereceğiz.
KAFKAS HABER AJANSI BEDİR ALTUNOK: Firmanın çalışmasının iyi olduğunu söylüyorsunuz. Bu kabullenebilir fakat bir Bakanın talimatına rağmen firmanın bu kadar gevşek davranması hakkındaki görüşleriniz nedir?
BAŞKAN BOZKUŞ: Biz de kendilerini sık sık rahatsız ettiğimizden dolayı iş biraz daha hızlandırıldı. Biz haftada en az 3 sefer kendileriyle toplantı yapıyoruz ve gerekenlerin yapılmasını söylüyoruz. Geçen hafta Devlet Su İşleri Daire Başkanı buradaydı ve yardımcılarını getirdiler. Su İşleri Daire Başkanı olarak konuyu gelip yerinde görerek firmayla ilgili kanaatini görmek istedik. Sahayı kendileri birebir gezdiler ve geri dönüşlerinde yaşanan kötü olay haricinde çalışmanın iyi bir ivme kazandığını vurguladılar.”
KHA