Kars Milletvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) sunulan bir önerge, ülkenin iş sağlığı ve güvenliği sorunlarını derinlemesine araştırmak ve bu sorunlara çözüm önerileri geliştirmek amacıyla Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasını talep ediyor.
Gülüstan Kılıç Koçyiğit, Türkiye İş Sağlığı ve Güvenliği (İSİG) sorunlarına dikkat çeken önergesinde, son yıllarda ülkede yaşanan iş cinayetleri ve işçilerin uzun çalışma saatleri nedeniyle karşılaştığı sağlık sorunlarına vurgu yapılıyor.
Koçyiğit, iş sağlığı ve güvenliği konusundaki ciddi sorunların, İSİG tarafından 2011 yılından bu yana derlenen raporlarla belgelendiği ifade ediliyor.
Önergede, Türkiye'nin OECD ortalamasının üzerinde uzun saatler çalışan bir ülke olduğu ve bu uzun çalışma sürelerinin ciddi sağlık sorunlarına neden olduğu bilgisi paylaşılıyor. Koçyiğit, işçilerin, maruz kaldıkları tehlikeli maddeler ve koşullar nedeniyle meslek hastalıkları riski altında olduğu ve bu tür hastalıkların resmi verilere yeterince yansımadığına dikkat çekiliyor.
Türkiye'deki iş cinayetlerinin alarm verici boyutlarda olduğu vurgulanarak, 2023 yılının ilk 7 ayında en az 1051 işçinin hayatını kaybettiği bilgisi paylaşılıyor. İSİG Meclisi verilerine göre, İzmir'e özgü verilere bakıldığında ise sadece ilk 7 ayda 39 işçinin kötü çalışma koşulları nedeniyle iş cinayetlerinde yaşamını yitirdiği belirtiliyor.
Özellikle inşaat, tarım ve taşımacılık gibi sektörlerde "güvencesiz çalışma" hakimiyetinin iş cinayetlerini artırdığına dikkat çekilen önergede, sendikalaşma çabalarına karşı işçilere uygulanan baskıların endişe verici olduğu ifade ediliyor. Koçyiğit, işçilerin, kötü çalışma koşullarına ve güvencesizliğe karşı sendikalaşma girişimlerine giriştiklerinde işten çıkarmalar ve mobbing gibi baskılara maruz bırakıldığına dikkat çekiliyor.
Önergede son olarak, iş cinayetlerinin münferit kazalar olmadığı ve kolektif bir sorun olarak ele alınması gerektiği vurgulanıyor. İşverenlerin, devletin ve sendikaların işbirliği yaparak işçilerin haklarını korumasının önemine dikkat çekiliyor.
TBMM'de sunulan bu önerge, iş sağlığı ve güvenliği sorunlarına karşı ciddi bir farkındalık yaratmayı ve çözüm önerilerini geliştirmeyi amaçlıyor. Gülüstan Kılıç Koçyiğit tarafından sunulan önerge, Türkiye'deki işçi sağlığı ve güvenliği konusundaki sorunların çözümüne yönelik önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Önerge şöyle:
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
İş sağlığı ve güvenliği sorunlarının detaylı bir şekilde araştırılması ve çözüm önerilerinin geliştirilmesi amacıyla Anayasa’nın 98. TBMM İçtüzüğü’nün 104. ve 105. maddeleri uyarınca Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasını arz ederim. 06.09.2023
Gülüstan Kılıç Koçyiğit
Kars Milletvekili
İSİG'in 2011'den beri derlediği raporlar, Türkiye'deki iş sağlığı ve güvenliği sorunlarını önemli bir şekilde gözler önüne sermektedir. Bu raporlar, hem ulusal hem de yerel medyadan teyit edilen ve İSİG'e iletilen verilere dayanmaktadır. Ancak bu veriler sadece ani ölümlü iş cinayetlerini içermektedir. Maalesef, meslek hastalıkları gibi işçilerin uzun süreli maruziyeti sonucu ortaya çıkan sağlık sorunları ve ölümler bu verilere dahil edilmemektedir.
Türkiye, OECD ortalamasının üzerinde uzun saatler çalışan bir ülkedir ve bu uzun çalışma süreleri, kalp krizi, beyin kanaması gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilmektedir. İşçiler, çalıştıkları yerlerde maruz kaldıkları kimyasal maddeler, madenler, tozlar, silikalar ve küfler gibi tehlikeli unsurlar nedeniyle meslek hastalıkları risk altındadırlar. Ancak ne yazık ki, meslek hastalığı nedeniyle ölüm durumları sıklıkla kayıt altına alınmamaktadır, çünkü bu tür ölümler işçinin mesleğiyle ilişkilendirilmesi gerektiğini kanıtlamak zor olabilmektedir. Bu da meslek hastalıklarından kaynaklanan ölümlerin resmi verilere yansıtılmamaktadır.
Uluslararası karşılaştırmalara göre, çalışırken yaşamını yitirenlerin sayısını elde etmek için kayıtlı ani ölümlü iş kazalarının dört katı kadar bir rakamın kullanılması gerekmektedir. Dolayısıyla, Türkiye'de işçilerin sağlığını tehlikeye atan meslek hastalıkları ve uzun çalışma saatlerine bağlı hastalıkların ölümlerinin resmi verilere yeterince yansımadığı düşünülmektedir. Bu durum, iş sağlığı ve güvenliği konusundaki ciddi sorunları ve çözüm gereksinimini daha da vurgulamaktadır.
İşçilerin daha iyi çalışma koşullarına ve güvenceli bir iş ortamına sahip olmalarını sağlama çabalarının artırılması gerekmektedir.
Türkiye'deki iş cinayetleri alarm vermektedir. 2023 yılının ilk 7 ayında en az 1051 işçi hayatını kaybetmiştir. Bu sayılar oldukça ürkütücü ve göz ardı edilemez boyuta varmıştır. İSİG Meclisi tarafından İzmir'e özgü verilere bakıldığında, 2023'ün ilk 4 ayında 13 işçi, Mayıs ayında 16 işçi, Haziran'da 3 işçi ve Temmuz'da en az 7 işçi, kötü çalışma koşulları nedeniyle iş cinayetlerinde yaşamını yitirmiştir. Yılın ilk 7 ayında toplamda 39 işçi, çalışma ortamlarının tehlikeleri nedeniyle hayatını kaybetmiştir.
2022 yılına bakıldığında ise iş cinayetlerinin yüzde 75'ini trafik kazalarının oluşturduğu görülmektedir. Ayrıca, inşaat, tarım ve taşımacılık gibi sektörlerde "güvencesiz çalışma" hakimiyeti iş cinayetlerinin artmasına neden oluyor. Özellikle inşaat sektöründe yüksekten düşmeler, tarım sektöründe uygun olmayan ulaşım araçlarının kullanılması ve taşımacılık sektöründe uzun çalışma saatleri gibi sorunlar, iş cinayetlerine zemin hazırlamaktadır. İş cinayetlerine kurban gidenlerin istihdam biçimlerine göre dağılımı incelendiğinde, ölenlerin yüzde 97'sini ücretli işçiler (işçi ve memurlar) oluştururken, yüzde 3'ünü kendi nam ve hesabına çalışanlar (çiftçi ve esnaf) temsil etmektedir.
Sendikalaşma çabalarına karşı işçilere uygulanan baskılar da endişe verici bir boyuttadır. İşçiler, kötü çalışma koşullarına ve güvencesizliğe karşı sendikalaşma çabalarına giriştiklerinde, işten çıkarmalar ve mobbing gibi baskılara maruz bırakılmaktadır. Özellikle, tarım sektöründe mevsimlik ve sürekli işçiler, kötü çalışma koşulları altında ezilmekte ve sendikalaşma girişimlerine karşı işten atılmaktadırlar.
Tüm bu veriler, iş cinayetlerinin münferit kazalar olmadığını, kolektif ve sistematif bir sorun olarak ele alınması gerektiğini göstermektedir. İşçilerin yaşadığı kötü çalışma koşulları, güvencesizlik ve düşük iş güvenliği standartlarına karşı mücadele edilmesi gereken bir acil durumu işaret etmektedir. İşverenlerin, devletin ve sendikaların bu sorunların üstesinden gelmek için işbirliği yapması ve işçilerin haklarını koruması gerekmektedir. Aksi takdirde, iş cinayetleri Türkiye'deki işçi sınıfı için devam eden bir tehdit olmaya devam edecektir.