Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, “1994 yılında Ramsar Sözleşmesine üye olan ülkemiz, bugüne kadar 14 sulak alanı Ramsar Listesine ekletmiştir” dedi.
Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Eroğlu, 2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü dolayısıyla mesaj yayınladı. Sulak alanların, biyolojik çeşitliliğin en yüksek ekosistem olduğuna dikkat çeken Bakan Eroğlu’nun yayınladığı mesaj şöyle:
“Pek çok tür ve çeşitteki canlılar için uygun beslenme, üreme ve barınma ortamıdır. İklim değişikliği ile mücadele önemli yer tutan yutak alanlardır. Yer altı suyu dengeleme, taban suyu ve taşkın kontrolü gibi işlemler neticesinde su rejimine katkı sağlar. Bulundukları çevrenin nem oranını yükselterek yağış rejimini düzenler. Ülkemiz yarı kurak iklim kuşağında yer almakta olup, su zengini olan bir ülke değildir. Bu sebeple su kaynaklarımızı ve sulak alanlarımızı akıllı yönetmek ve verimli kullanmak mecburiyetindeyiz. Bakanlık olarak sulak alanlarımızı en iyi şekilde koruyor ve geliştiriyoruz. Sulak alanların korunması ve gelecek kuşaklara en sağlıklı şekliyle iletilebilmesi ve önemli mirasa sahip çıkılması, en mühim sorumluluklarımızdan birisidir.”
Ramsar Sözleşmesi’nin imzaya açıldığı 2 Şubat gününün (1971) Dünya Sulak Alanlar Günü olarak kabul edildiğini kaydeden Eroğlu, “Türkiye Ramsar Sözleşmesine 1994 yılında taraf olmuştur. Böylece Ramsar Sözleşmesi ile sınırları içerisindeki bütün sulak alanları korumayı, geliştirmeyi ve sürdürülebilir olarak kullanmayı uluslararası düzeyde taahhüt etmiştir. 1994 yılında Ramsar Sözleşmesine üye olan ülkemiz, bugüne kadar 14 sulak alanı Ramsar Listesine ekletmiştir. (Kayseri- Sultan Sazlığı, Kırşehir-Seyfe Gölü, Burdur Gölü, Balıkesir-Manyas (Kuş) Gölü ve Mersin-Göksu Deltası, Adana-Akyatan Lagünü, Samsun-Kızılırmak Deltası, Bursa-Uluabat Gölü, İzmir-Gediz Deltası, Adana Yumurtalık Lagünü, Konya-Meke Gölü, Konya-Kızören Obruğu, Kars-Kuyucuk Gölü, Bitlis-Nemrut Kalderası). Bu maksatla, Bakanlık olarak başta sulak alanların korunması, su kaynaklarının geliştirilmesi için çalışmalarımızı plan ve program dahilinde yürütmekteyiz. 2015 yılında başlattığımız Ulusal Sulak Alan Envanteri Projesi ile ülkemizdeki sulak alanları il il bölge bölge belirledik. Elde edilen ilk verilere göre ülkemiz topraklarının yüzde 2,30’u doğal sulak alanlardan oluşmaktadır. Ramsar Sözleşmesi kapsamında sulak alan çalışmalarını gerçekleştiren Bakanlığımız Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği kapsamında 2015 yılı içinde herhangi bir koruma statüsü olmayan 20 sulak alanımızı ulusal öneme haiz sulak alan olarak tescil ettirmiş, 18 sulak alanda da tescil sürecini başlatmıştır” açıklamasını yaptı.
Bugüne kadar 42 sulak alanda bölgeleme yapıldığını, 23 sulak alanda ise yönetim planlarının yapılarak uygulamaya aktarıldığını kaydeden Eroğlu, şöyle devam etti:
“Avrupa Birliğine uyum sürecinde çalışmalarını sürdüren ülkemiz, mevcut sulak alan mevzuatı ile Ulusal ve Mahalli Sulak Alan Komisyonlarının sulak alan yönetiminde söz sahibi olması, sulak alanlarda bölgeleme ve planlama uygulamaları ile Avrupa Birliği uygulamaları ile benzer hatta bazı yönleri ile daha iyi durumdadır. 2012 yılı içerisinde başlayan ve 2015 yılı sonu itibariyle neticelendirilen Sulak Alan Alt Havzası Biyolojik Çeşitlilik Araştırma Projeleri kapsamında 46 sulak alanın alt havzasında etüt çalışmaları yapılmıştır. Birecik Karkamış Sulak Alanında da Yönetim Planı çalışmalarında sona gelinmiştir. Böylelikle ülkemiz için önemli türler olan kelaynak ve Fırat kaplumbağası için önemli koruma tedbirleri belirlenmiştir. Sulak alanlar da insanlar gibi yaşayan birer varlık olup aşırı kullanım, rusubat birikimi gibi sebepler ile yaşlanarak yok olabilmektedir. Bakanlığımız bu şekilde yaşlanan sulak alanlarımızda iyileştirme projelerine özellikle son zamanlarda hız vermektedir. Bu çerçevede Afyonkarahisar’da bulunan Karakuyu Sazlıkları’nda, Denizli’de bulunan Buldan Yayla Gölü’nde iyileştirme çalışmaları devam etmektedir. Geçtiğimiz yıl içinde gündeme gelen Sakarya’da bulunan Acarlar Longozu için de gerekli izinler alınmış olup, Haziran ayı itibariyle çalışmalara başlanacaktır. Ayrıca yerel halkımızın refah düzeylerini arttırmak, ekoturizmi desteklemek maksatlı olarak Samsun Kızılırmak Deltası, İzmir Gediz Deltası, Tokat Kaz Gölü’nde, Kayseri Sultansazlığı başta olmak üzere 40 alanımızda kuş cennetleri projeleri yapılmıştır. Sulak alanların değerlerinin bilincinde olan Bakanlığımız, sulak alan rehabilitasyon projelerine son dönemde hız vermiştir. Son yıllarda özellikle iklim değişikliği sebebi ile kuruma sürecine giren Seyfe Gölü, Sultansazlığı, Ereğli Sazlıkları, Avlan Gölü, Beyşehir Gölü Akgöl gibi tabii sulak alanlarımızda birtakım çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Netice itibarıyla; Bakanlığımız; su ve toprak kaynaklarının 'Sürdürülebilir Kalkınma' ilkeleri çerçevesinde, ülkemizin içinde bulunduğu şartlar ve eldeki imkanlar dahilinde geliştirilmesi ve akılcı yönetilmesi yolunda büyük çaba göstermektedir. Bu çerçevede, suyumuzun korunması ve gelecek nesillere sağlıklı bir şekilde aktarılması için 2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü vesilesiyle bir kez daha her kesimden sulak alanların korunması konusunda en yüksek hassasiyeti göstermelerini bekliyoruz.” iha