Kamu Sendikaları Platformu, hizmet kolunda kamu personellerinin en az yüzde 1'ini örgütlemiş sendikaların üyelerinin toplu sözleşme ikramiyesi almasını öngören kanun teklifine yaptıkları ortak bildiri ile tepki gösterdi.
Platformda yer alan 80 üzeri sendikanın katıldığı istişare toplantısının ardında ortak bildiri yayınlandı.
Kamu çalışanlarının hakkını savunmak üzere kurulmuş; emek ve hak için mücadele eden sendikalar olarak bir araya geldikleri belirtilen bildiride, "Tüm kamu çalışanları adına, sendikal örgütlenmeye set çekmeye çalışan odaklara karşı, emekten yana saf tutanlar olarak, kamuoyuna beyanımızdır: Ne yazık ki yakın zamanda, önce Danıştay; sonra da Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen sendikal baraj uygulaması, sanki bu iptaller hiç gerçekleşmemiş gibi, sanki bunu teklif edenler; yıllar önce barajları kaldırmak için çalışmamış gibi, yeniden gündeme getirildi.
Üzücüdür ki; ilgili hizmet kolunda üye olabilecek kamu personellerinin en az %1'ini örgütlemiş sendikaların üyelerinin toplu sözleşme ikramiyesi almasını öngören kanun teklifi, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonundan geçirildi. Şimdi de Meclis Genel Kurulu'na sunulmak üzere. Daha önce de 6. Dönem Toplu Sözleşme ile ikramiyeye %1 sendikal örgütlenme barajı getirilmeye çalışılmıştı. Bu yanlıştır dedik, yanlışı anlatmak için konuyu meclise taşımak isterken, güvenlik güçleriyle karşı karşıya getirildik. Oysaki biz; onlar da dahil olmak üzere yasaklardan dolayı sendikalı olamayan kamu çalışanları var demiştik. Ne oldu? Danıştay, ikramiyeden yararlanmada kısıtlayıcı kriter getirilemez, eşitsizlik oluşturur, sendikal özgürlüğe müdahaledir; özetle bu madde mevzuata ve hukuka aykırıdır dedi, maddeyi iptal etti. Bu barajcı zihniyete %1 yetmedi; danıştay kararı umursanmadı. "Madem Danıştay iptal etti, biz bunu en iyisi kanunlaştıralım" denildi. Günlerce mücadele ettik, bazıları "Haklısınız, ama kanun geçecek mecbur" bile dediler. Kanun geçti. Peki sonra ne oldu? Bu sefer de kanun, Anayasaya aykırı bulundu. Anayasa Mahkemesi, bu kanunun çalışanların dilediği sendikaya üye olma seçimini fiilen engellediğini, sendikal özgürlüğü ihlal ettiğini; baraj uygulamasının meşru olmadığını, objektif ve makul bir temele oturmadığını ilan etti. Barajı dayatanlar, bu sefer de algı oyununa başladı; AYM'yi taraf; gerçek emekçileri hırsız ilan etti, "bakın memurlardan çaldılar" yaygarasıyla hukuksuzluğu mesnet edindi. Bunlar yetmedi; şimdi de temcit pilavı gibi yeniden Gazi Meclise dayatma yapmaya çalışılıyor. Soruyoruz: Sizin derdiniz nedir? Bize göre bu teklifin gerekçesi, ülkemizin demokratikleşmesini istemeyen, tekelci, siyasal erkin arka bahçesine dönmüş Memur-Sen ve Türkiye Kamu-Sen'in, kaybettikleri üyeleri; emek mücadelesiyle, sendikal argümanlarla değil, çirkin oyunlarla kazanmak istemesidir" denildi.
Anayasaya bağlılık yemini eden vekillerin, AYM'nin açık kararına rağmen, bu teklifi nasıl verebildiğini merak ettikleri anlatılan bildiride şu ifadelere yer verildi; "Şunu da merak ediyoruz, daha önceki örgütlenme darbelerine elle tutulur, güçlü bir tepki vermeyen ILO, şimdi de sessiz kalacak mıdır? Ülkemizin taraf olduğu ILO sözleşmelerinin hükmü yok mudur? Anayasa Mahkemesi kararının bir önemi yok mudur?
Emekten yana saf tutan sendikalar olarak bizler, bu ucube teklifi reddediyoruz! Hukuksuzluğu, anayasaya aykırılığı tescillenmiş bu ucube teklif; Gazi Meclis'e bu kadar kolay getirilmemeli diyoruz. Meclisimizin, anayasamıza aykırı olan bu teklifi kabul etmeyeceğine inanmak istiyoruz. Tüm milletvekillerinin dikkatini, yasalaştırılmak üzere olan sendikal baraj meselesine çekmek istiyor, kendilerini hukuk, hakkaniyet ve vicdan ekseninde; demokrasiye darbe niteliğindeki bu teklifi sert bir şekilde reddetmeye davet ediyoruz.
Emek savunucuları olarak işte buradayız ve bildiriyoruz. Bu kirli teklif geri çekilmez ise, sendikal özgürlüğe; demokrasiye kara leke çalmakta ısrar edilirse hem sendikacılığın hem de kamu emekçilerinin hakkını korumak üzere gereken tüm adımları atacağız.'