İTİRAFÇILARIN DİLİNDEN FETÖ'NÜN KARANLIK YÜZÜ: Mahrem imamdan 15 Temmuz'a hazırlık itirafı

Malatya'da FETÖ/PDY soruşturması kapsamında gözaltına alınan ve etkin pişmanlık hükümleri kapsamında ifade veren askerlerden sorumlu "mahrem imam", 15 Temmuz darbe girişimi öncesi ve sonrasına ilişkin örgütle ilgili çarpıcı bilgiler verdi - İtirafçı Y.D:

MALATYA (AA) - VOLKAN KAŞİK - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) karanlık yüzünü, uzun yıllar örgütün mahrem birimlerinde görev alan itirafçılar anlattı. Malatya'da, etkin pişmanlık hükümleri kapsamında ifade veren askerlerden sorumlu mahrem imam, 15 Temmuz darbe girişimi öncesi ve sonrasına ilişkin örgütte yaşananları itiraf etti.

FETÖ/PDY'ye yönelik yurt genelindeki soruşturmalar aralıksız devam ederken itirafçıların verdiği ifadeler, örgütün gerçek yüzünü ortaya koyuyor.

Malatya'da FETÖ/PDY soruşturması kapsamında yakalanan askerlerden sorumlu "mahrem imam" olan eski öğretmen Y.D, ifadesinde, örgütle lise yıllarında gittiği dershanede tanıştığını belirtti.

İtirafçı Y.D, üniversite eğitimi döneminde de FETÖ ile ilişkisinin sürdüğünü ve burada da aynı şekilde "sohbet" adı altında düzenlenen toplantılara katıldığını ve örgüt evlerinde kendisi gibi çok sayıda öğrenci bulunduğunu ifade etti.

Üniversite döneminde "ev abiliği" yaparak çeşitli faaliyetlere katıldığını kaydeden Y.D, okulu bitirdikten sonra FETÖ'ye ait bir dershanede çalıştığını, burada da örgütsel faaliyetlerini sürdürdüğünü bildirdi.

Y.D, 17-25 Aralık sonrası dershaneden çıkarıldığını ve FETÖ'ye ait bir yurtta çalışmaya başladığını ifade ederek, daha sonra örgüt tarafından Malatya'ya gönderildiğini ve burada mahrem yapılanma kapsamında faaliyette bulunduğunu belirtti.

Kendilerinden sorumlu FETÖ üyesinin isteğiyle Türk Silahlı Kuvvetlerinde (TSK) görevli askerlerle ilgilendiğini anlatan Y.D, "Bizden sorumlu kişi Fetullah Gülen'in asker şahıslarla ilgilenilmesini çok önemsediğini, bu görevi yapanların ulvi bir görev yaptıklarını, bu yüzden bizlerin çok şanslı olduğunu söyledi. Bizlere bu görevin gizli ve önemli bir görev olduğunu, dolayısıyla deşifre edilmemesi gerektiği de aktarırdı." ifadelerini kullandı.

- Toplantıya gelmeyen askere sıkı takip

Bu konuşmadan yaklaşık bir hafta sonra kendilerinden sorumlu kişiler tarafından TSK'da görevli askerlerin örgüt evine gelmeye başladığına dikkati çeken Y.D, evin haricinde, Skype (İnternet üzerinden iletişim ve telefon görüşmesi yapılmasını sağlayan bir yazılım) üzerinden iletişim kurarak görüşme de yaptıklarını anlattı.

Y.D, görüşmelerde örgütsel içerikli sohbet yaptıklarını ve eve gelen askerlere örgüt elebaşı Gülen'in kitapları okutulduğunu bildirdi. Görev yaptıkları yerle ilgili sıkıntı yaşayıp yaşamadıkları, birlikleriyle ilgili personel bilgileri ve iletmek istediği özel bilgileri olup olmadığı gibi konularda bu askerlerle görüştüklerini belirten Y.D, "Askerlerle haftada bir düzenli toplantı yapılır, gelmeyenler sıkı takibe alınır, gerekirse çalıştıkları yere gidilerek kendileriyle görüşülürdü." şeklinde konuştu.

Askerlerle ilk zamanlar Skype, daha sonra ByLock üzerinden haberleştiklerini vurgulayan Y.D, ByLock'u örgüt içerisinde sorumluluk sahibi, sır saklayan, örgütte belli bir yere gelmiş, güven kazanmış kişilerin bir başkasına yükleyebildiğini bilgisini paylaştı.

- "Numaralar telefona kodlu kaydedilirdi"

Y.D, askerlerle görüşmelerinde gizliliğe çok önem verdiklerine işaret ederek, şu bilgileri verdi:

"Özel durumlarda yani ByLock veya kendimize ait telefonlardan aramamamız gereken durumlarda, birbirimize telefon numaralarımızın düşmemesi için sokaktaki herhangi birinin telefonunu çeşitli bahanelerle kullanmak için isteyip askerleri aradığımız oluyordu. Çalıştığım okuma salonu karşısındaki berberin telefonu bir iki kez bu amaçla kullanıp askerlerle görüştüm. Telefon rehberine özel olarak kaydedilecek numaralar kodlu olarak kaydedilirdi. Şöyle ki numaranın son 4 hanesindeki her rakam 10'dan çıkarılarak yazılırdı. Örneğin 4553 son dört rakamı 6557 olarak yazılırdı. Askerlerle görüşmelerimizde birbirimize 'devrem' diye hitap ediyorduk. Kesinlikle 'abi' ya da 'hocam' şeklinde hitap etmek yasaktı. Kendi isimlerimizi kullanmak yasaktı. Askerler de örgüt evine geldiğinde telefonu ya kapatır ya da uçak moduna alırdı."

- 15 Temmuz öncesi ve sonrası

Y.D, 15 Temmuz darbe girişimi öncesi ve sonrası yaşadıklarına ilişkin ise şunları kaydetti:

"Mart 2016'dan sonra örgütsel faaliyetlerimizde hissedilir şekilde azalma oldu. Sorumlu olduğumuz askerler eve gelmemeye başladı. Bu durumu benden sorumlu olan kişiye ilettim, 'Neden öğrenciler gelmiyor?' dediğimde bana 'İşleri yoğundur, bu sıralar böyle.' cevabını verdi. Ayrıca yine 2016 mart ayında sorumlumuz olan Kemal isimli kişi 'ByLock takip ediliyor, artık kullanmıyoruz.' dedi ve ByLock'ları telefonlarımızdan silerek, cihazları sıfırladı. Askerlerin eve gelmemesini, ByLock kullanımının durdurulmasını 15 Temmuz darbe girişimine hazırlık safhası olarak düşünüyorum. Bu durum 15 Temmuz darbe girişimine kadar böyle devam etti. Askerlerle görüşmelerimiz kesildi ama bizim yönetim kadrosunun toplantısı devam etti. Bu sohbetlerimizden birinde Kemal bize, 'Güzel günler yakın sabredin, bugünler de geçecek.' diye Fetullah Gülen'in mesaj gönderdiğini söylemişti."

Darbe girişiminden Malatya'da evde bulunduğu sırada arkadaşının aramasıyla haberdar olduğunu belirten Y.D, gece saat 03.00 sıralarında kendilerinden sorumlu kişinin, yanında tanımadığı sivil kıyafetli askerlerle eve geldiğini ve bir süre görüştüğünü, ardından da evden ayrıldığını anlattı.

Y.D, darbe girişiminden sonraki ilk cuma günü evde toplantı düzenlediklerine dikkati çekerek, "Bizden sorumlu kişi toplantıda, 'Abilerle yaptığım görüşmede darbe girişimini bizimkilerden bazıları yapmış, artık askerlerinizle görüşmüyorsunuz, aramıyorsunuz, belki bu evi kapatıyoruz.' dedi." ifadesini kullandı.


Türkiye Gündem Haberleri