Etkinlikte; Ehlibeyt Derneği görevlilerince Faikbey Caddesi üzerinde stant kurularak kadınlara karanfil ve broşür dağıtılarak “Hz.Fatıma (s.a)’nın kutlu doğumu ve Dünya Kadınlar Günü” kutlandı.
Ehlibeyt Derneği yöneticisi Mir Kasım Erdem konuyla ilgili açıklamada şunları söyledi:
Hz.Fatıma (s.a)
Hz.Fatıma’nın doğumu sırlarla dolu ve ilahi bir keranet neticesinde gerçekleşmiştir. Peygamber Efendimiz (saa), miraca çıktığında, Allah-u Teala, Hz.Fatıma’nın doğacağını ona müjdelemişti. Hz.Muhammed (saa) miraçta ibadetle meşgul oldu, cennet meyvelerinden yedi. Miraçtan indiğinde Hz.Fatıma’nın nuru, Hz.Hatice’nin rahminde yer aldı. Bundan dolayı Hz.Fatıma’ya (sa) “Huri-yi İnsiyye” denildi. Hz. Fatıma, Hz.Resulullah’ın ilk eşi olan Hatice binti Huveylid’den olan tek çocuğudur. Hz.Muhammmed (saa) soyu, biricik ve sevgili kızı Hz.Fatıma Zehra ve Hz.Ali bin Ebu Talib’ten olan torunlarıyla devam etmiştir. Miladi 614 yılında ( 20 Cemaziyelahir ) dünyaya geldiği rivayet edilmiştir.
Hz.Fatıma (sa)’nın Allah katında 9 ismi vardır. Bunlar; Fatıma, Zehra, Betul, Sıddıka, Mübareke, Tahire, Raziye, Merziyye ve Zekiyye’dir.
Hz.Fatıma (sa); sima olarak, konuşmasında, hareketlerinde, oturup kalkmasında, davranış, tutum ve vakarında Hz.Peygamber’ en çok benzeyen kişiydi. Hz.Zehra, babasını tıpkı bir anne gibi düşmanları karşısında savunurdu. Allah Resulu (saa) onun muhabbetinden ve sevgisinden memnun olduğu için ona babasının annesi manasına gelen “Ümmü Ebiha” lakabını vermiştir. Hz.Peygamber, kızına olan sevgisini ashabı önünde defalarca dile getirmiş; “Fatıma bedenimden bir parçadır; kim onu gazaplandırırsa beni gazaplandırmıştır.” buyurmuştur. Hiçbir kadın Peygamber Efendimizin yanında Fatıma’dan daha mahbub (sevilen) değildi.
Hz.Fatıma (sa), evlenme çağına geldiğinde ensar ve muhacirden onunla evlenmek isteyip Resulullah’a başvuran çok olmuş, ama Resulullah (saa) onlara “Bu konuda vahiy bekliyorum” buyurmuştu. Sonunda “Ey Peygamber! Nuru nurla; Fatima’yı Ali’yle evlendir” şeklinde vahiy gelmişti. Hz.Peygamber, bu evlilikle ilgili olarak “ Eğer Ali olmasaydı, Fatıma’ya ve eğer Fatıma olmasaydı, Ali’ye layık bir eş bulunmazdı” buyurmuştur. Hz.Fatıma (sa) ve Hz.Ali (as) evliliğinden; Hasan, Hüseyin, Zeynep, Ümmü Gülsüm ve Muhsin isminde çocukları olmuştur.
Hz.Fatıma (sa) ve Hz.Ali (as) arasındaki işbirliği, çok kuvvetli ve düzenliydi. Öyle ki Hz Ali (as) dışarıdaki işlerini bitirdikten sonra ev işlerinde Hz.Fatıma’ya (sa) yardımcı olur, Hz.Fatıma (sa) da eşinin rızasını kazanmak, onun üzüntü ve yorgunluğunu azaltmak için gayret gösterirdi. Birbirlerine karşı daima edepli ve anlayışlılardı.
Hz.Fatıma sadece Peygamber Efendimizin kızı olduğu için değil, yüce ahlaki ve manevi değerlerle bütünleştiği için ebedi bir örneğe dönüşmüştür. Peygamber Efendimizin deyişiyle; “Allah, Fatıma’nın kalbini ve vücudunu iman ve yakinle doldurmuştur. Zehra, ibadet için mihraba durduğunda melekler arasında bir yıldız gibi olur. Allah onu seçkinlerden kılıp, marifet ve ilahi ilimlerle donatmıştır. Onu alemdeki kadınlara üstün örnek kılmıştır.”
Hz.Fatıma (sa), yüksek bir ahlaka, onurlu bir karaktere, üstün bir duyarlılığa, keskin bir zihne, cesur bir yüreğe ve kendini beğenmişlikte uzak hayranlık uyandıran bir izzete sahipti. O; hoşgörü, sükunet ve geniş ufuklu vakarıyla, özgüven ve yumuşaklığıyla, sağlam karakteri ve iffetiyle bir ahlak abidesiydi. Dilinden haktan başka bir şey dökülmezdi. Başkalarını sırrını saklar, verdiği sözü tutardı. İstişarede doğruyu söyler, başkalarının mazeretini kabul ederdi. Yanlışları hoş görür, kötülükten kaçar, daima iyiliğe meylederdi. Hz.Zehra; az ile yetinen, zühd sahibiydi. Hayatın zorluklarına karşı sabırlıydı. O, dünyasını bir yana bırakarak kendini tam olarak Rabbine adayan Hz.Betul’dü. Dünyanın çekici süslerine arkasını dönmüştü. Dünya hayatının zorluklarına sabrederken, dilinden Rabbinin zikrini düşürmezdi.
Hz.Muhammed (saa)’in “Alemlerin kadınlarının efendisi” olarak nitelediği Fatıma’nın (sa) hayatı, özellikle dünya kadınları için örnek teşkil ediyor. Hz.Fatıma tek bir bakış açısıyla değerlendirilip anlatılabilecek bir şahsiyet değildir. Dolayısıyla Fatıma’yı anlama ve tanıma yönünde farklı pencerelerden farklı bakış açıları sunma gayreti içinde olunmalıdır. Hz.Fatıma’nın hayatı, nesilden nesile aktarılan bir kıssa olmaktan çıkarılıp, hayatımıza ve davranışlarımıza yön veren, çağımıza güncellenmiş bir kılavuza dönüştürmek gerekir. Tüm çağlarda kadınların yükselişi Hz.Fatıma’nın gölgesinde, izinde olmakla ve aşkla sevmekle mümkündür.
İslamın zuhuruyla birlikte bilhassa Hz.Peygamber’in (saa) Fatıma-ı Zehra’ya gösterdiği ilgi ve sevgi sonucunda, kadın, hak ettiği saygı ve sevgiyi elde etmiştir. Onun mübarek doğumu, bütün insanlık için özellikle kadınlar için bol hayır bereket ve yeni bir başlangıç olmuştur. Erdemli ve güzel sıfatlara sahip kadın denildiğinde akla ilk gelen kişi Hz.Fatıma (sa)’dır. Bu kemali sıfatıyla, kadınların serveri olmuştur. Hz.Fatıma (sa), kemale ulaşmanın, insan-ı kamil olmanın sadece erkeklere mahsus değil, kadınlar için de mümkün olduğunu kanıtlayan güneştir. Bu sebeple; sömürgeci ve kapitalist düzenlerin çıkarlarına hizmet eden günler değil, bugün dünyanın dört bir yanında İslam dinine gönül veren herkesin “Dünya Kadınlar Günü” olarak kutlanması gereken bir gündür.
Hz.Fatıma (sa) babası Hz.Peygamber’in (saa) vefatından kısa bir süre sonra şehit edilmiş, naaşı kendi isteği doğrultusunda, gece yarısı gizlice defnedilmiştir. Mukaddes mezarının yeri hala bilinmemektedir.
Hz.Fatıma Zehra (sa)’ya gönül veren tüm kadınların “Dünya Kadınlar Günü” kutlu olsun.