'Hepimiz için bir utançtır'
Başbakan Ahmet Davutoğlu, liselerde Osmanlıca dersleri okutulması konusundaki eleştirilerle ilgili olarak "Mezar taşlarından bile çekiniyorsunuz. Bu toprağın üstündekilere saygınız yok, altındakilere de saygınız yok ama biz bu toprağın üstündeki milli iradeyi de yaşatacağız, o aziz şehitlerimizin mirasına da sahip çıkacağız" dedi.
Başbakan Davutoğlu, "Başbakan" sıfatıyla ilk kez gittiği Eskişehir'de düzenlenen partisinin 5. Olağan Kongresi'nde konuştu. Kongre için Porsuk Kapalı Spor Salonu'na Eskişehirliler akın etti.
Başbakanı Davutoğlu, salon dışında kendisini bekleyen binlerce partilinin tezahüratları ve Mehteran eşliğinde karşılandı. Salonda için de ise partililer Başbakan Davutoğlu'nu Türk bayrakları ve AK Parti bayraklarını sallayarak coşkuyla karşıladı. Partililer ayrıca Davutoğlu'nun salona gelişi sırasında cep telefonlarıyla bol bol fotoğraf çekerek bu anı ölümsüzleştirdi.
Başbakan Davutoğlu ve eşi Sare Davutoğlu, salonda bulunan partilileri tek tek selamladı.
Açılış konuşmaları öncesi Başbakan Davutoğlu'nun hayatının anlatıldığı sinevizyon gösterimi, partililer tarafından ayakta alkışlandı. Kongrede, Mihalgazili kadın partililerin, şalvarlı ve yöreye özgü beyaz başörtüsüyle tribünlerde yerini alması ilgi çekti.
Öte yandan AK Parti Eskişehir İl Kadın Kolları tarafından asılan Başbakan Ahmet Davutoğlu ile Sultan Abdülhamid'in fotoğrafının yer aldığı ve üzerinde "Padişahım, sultanım, Abdülhamid'im, emanetim artık emin ellerde rahat uyuyabilirsin" yazılı pankart dikkatlerden kaçmadı.
"ESKİŞEHİR'DEN GELİN ALDIK AMA ESKİŞEHİR'E GÖNÜL VERDİK"
Başbakan Ahmet Davutoğlu, kongrede sözlerine uzun bir selamlama konuşmasıyla başladı.
"Selam olsun bu aziz Eskişehir'i bize vatan olarak emanet eden Seyit Battal Gazi ve Kılıçaslan'a selam olsun" diyen Davutoğlu, "Ak yaşmaklı kadınlarına selam olsun, cihan imparatorluğunun temellerin atan bu aziz vatanda, selam olsun Nasreddin Hoca'ya. Kayınçolara selam olsun, değerli kardeşlerime selam olsun. Biz Eskişehir'den gelin aldık ama Eskişehir'e gönül verdik. Yunus Emre Caddesi'nden geçerken, gelin almak için geldiğimiz ilk gün kalbim kıpır kıpırdı çünkü Eskişehir'de buluşurduk, Eskişehir'e selam olsun" ifadelerini kullandı.
Davutoğlu, şöyle devam etti: "İstikal şehitlerine, aziz şehitlere selam olsun. 1 Mayıs 1948'te demokrasinin ilk mitingini başlatan Rahmetli Adnan Menderes'e selam olsun. Onurlu ve vakurlu bir şekilde idam sehpasına yürüyen Hasan Polatkan'a selam olsun. Eskişehir'in her bir köşesini Seyitgazi, Sivrihisar, Odunpazar'ını seviyoruz. Sakarya'ya, Porsuk'a selam olsun. Eğer bir ülkede böylesine dava aşkıyla dolu Arif Nihat Asya'nın milletvekili olduğu Eskişehir'de bayrak aşkı varsa umut vardır, biz de size güveniyoruz AK Gençlik.
Eskişehir denilince şahsi yakınlığım enişteniz olmak dışında buralar Anadolu'da ilk vatan olan topraklardır. Buralar bir cihan devletinin tohumlarının atıldığı, cumhuriyetimize giderken İstiklal şehitlerinin saf saf topraklara düştüğü topraklardır, Adnan Menderes'in ilk meşaleye yaktığı, Hasan Polatkan'ın onurla idama gittiği topraklardır."
Davutoğlu'nun konuşması sık sık partililerin tezahüratlarıyla kesildi.
"ESKİŞEHİR YİĞİTLERİN HARMAN OLDUĞU BİR ŞEHİRDİR"
Eskişehir'in kültür, maneviyat ve ilmin harmanı olan bir şehir olduğunu belirten Davutoğlu, "Eskişehir'de Balkanlılar, Rumeli, Kırım, Kafkaslar, her bir mahallesinde, sokağında Anadolu'nun her bir köşesinden gelen kardeşlerimiz vardır. Eskişehir bir harmandır, yiğitlerin harman olduğu bir şehirdir, selam olsun Eskişehir'e" dedi.
Kongre programını yaparken, il kongrelerinden birinde mutlaka Eskişehir'de olmak istediğini belirterek planlama yaptığını anlatan Davutoğlu, "Siyaset felsefemizi sizinle paylaşmak için bunu istedim. BU siyaset felsefesinin birinci temeli, milletimizin ve devletimizin sürekliliğidir. Selçuklu, Osmanlı, Cumhuriyet, İstiklal ve demokrasi çizgisi Eskişehir'de bir bütün olmuştur. Biz bu çizginin emanetiçisi olmakla gurur duyuyoruz. Selçuklu'nun, Osmanlı'nın, İstiklal ve demokrasi şehitlerinin emaneti omuzlarımızda. Allah şahit ki bir an bile bu emanet bilincini terk etmeyeceğiz. Şimdi bizi güzelce karşılayan aziz gençler, tarihimize, cumhuriyetimize ve demokrasimize sahip çıkmaya hazır mısınız?" ifadelerini kullandı.
"TARİHİMİZ BİRDİR, PARÇALANAMAZ"
"Tarihimiz birdir, parçalanamaz, bölünemez. Selçuklu, Osmanlı, cumhuriyet ve demokrasimiz bir bütündür ayrılama, parçalanamaz. Bunu kime söylüyorum, 3 gündür 'Osmanlıca ders olarak okutulsun' diye söylendi diye Milli Eğitim Şurası'nda neredeyse mezar taşlarına hakaret etmeye varanlara söylüyorum. Osmanlıca zaten sosyal bilimlerde mecbur diğerlerinde seçmeliydi sadece diğer bölümlerde de seçme hakkı genişletilsin dendi diye Osmanlıca aleyhine bir kampanya yürütülüyor. Birisi diyor ki CHP Grup Başkanvekili diyor ki 'Ne yapacaklar, bize mezar taşlarını mı okutacaklar?' Biz de diyoruz ki o mezar taşları, senin küçük gördüğün, tahkir ettiğin o mezar taşları bu toprağın tapularıdır, o tapulara sahip çıkacağız. Şeyh Edebali'nin mezar taşına da her bir Osmanlının mezar taşlarına da sahip çıkacağız" ifadelerini kullandı.
Davutoğlu, şöyle devam etti: "Dinleyecekler, Balkanlarda bizim mirasımızı tahrip etmek isteyen komünist rejimler önce bizim mezar taşlarımız tahrip ettiler. Çünkü biliyorlardı ki o mezar taşları tapu gibi orada durdukça imanımız, tarihimiz de orada olacaktı. Mezar taşlarından bile çekiniyorsunuz. Bu toprağın üstündekilere saygınız yok, altındakilere de saygınız yok ama biz bu toprağın üstündeki milli iradeyi de yaşatacağız, o aziz şehitlerimizin mirasına da sahip çıkacağız.
Bir kez daha söylüyorum, bir utançtır, hepimiz için bir utançtır, yeni yetişen neslin dedelerinin mezar taşını dahi okuyamaması bir utançtır. Biz istiyoruz ki edelerinin mezar taşını bile okuyan nesiller gelsin, aynen bilgisayar çağını yakalayan nesiller gibi. Bunu söyleyen de Atatürk'ün kurduğu CHP'ye söylüyorum; Atatürk'ün nutku da Osmanlıca idi, onu okuyamıyorsan nasıl bir mirasa sahip çıkacaksın.
Biz bir kaşık suda fırtına kopararak hemen genel başkanı da din dersleriyle ilgili teklif sebebiyle 'bizi Ortaçağlara götürecek' diyorlar. Ey Kılıçdaroğlu, Ortaçağ'lar Avrupa'da karanlıktı, bizim Ortaçağlarımız vahiyle müjdelenmişti. Git ortaçağları Avrupa'da tenkit et. Bu topraklarda Hicret'in ve insanlık onurunun sembolü olan yıllara, Asrı saadete kimse Ortaçağ diyemez, dedirtmeyiz. İşte aramızdaki fark bu, onlar çağdaşlık adına geçmişe hakaret etmeyi bile mazur görürken, bunu yaparken, biz Selçuklu, Osmanlı, Cumhuriyet, demokrasi çizgisinde cumhuriyetin yüzüncü yılına gidiyoruz."