Konuyla ilgili açıklama yapan Milletvekili Kılıç, “Selim için bir hayvan pazarı çok önemli. Çünkü Selim için hayvan önemli, hayvan için Pazar önemli. Aynı zamanda Selim hayvan pazarı diğer ilçelerin hayvan pazarlarından da farklı. Çünkü Selim ayın zamanda bu noktada merkezi bir yer. Herkesin buluştuğu bir yer. Selim, bu bölgede hayvan piyasasını belirleyen bir yer olduğu için bununda biraz yüze çıkacak bir şekilde olması lazım. Sağolsun Belediye Başkanımız Muhittin Yücel de buna layık bir mekan hazırlıyor. Bütün ilçelerimizde ve hatta ilimizde de bu noksanlık var biliyorsunuz. Selim bu noktada da umuyoruz ki örnek olur ve diğerleri de daha hızlı davranırlar. Biliyorsunuz eskiden şöyle bir alışkanlığımız var: hayvan pazarı ne olacak ki hayvanın geldiği, satıldığı, bunun çok da modern olmasına gerek var mı? gibi sözlerin söylendiğini biliyorsunuz. Bugüne kadar ki duygular buydu olsa şu anda öyle değil. Hayvan bile insani mekanlarda alınmalı, satılmalı. Hayvana da da değer vermeliyiz, onu getirip götüren de hürmet etmeliyiz. Veteriner hekimine çalışma ortamı hazırlamalıyız. Oranın modernleşmesi orada insanında medenileşmesinin yoludur. Bir hayvan pazarı modern ise oraya giden insanı hayvan bile medenileşir. Ama insani şartları taşımayan bir mekanda da insanın medenileşmesi mümkün değil. Onun için de bu bunu önemsiyoruz.” dedi.
KURAKLIK VE KOLAYLIK
Kuraklıkla ilgili de yapılan çalışmaları anlatan Kılıç, “Doğu’da kuraklık var. Digor’da, Akyaka’da, Kağızman’da ciddi bir kuraklık var. Ama biraz daha erken ekilen bölgelerde yağmur alamamalarından dolayı büyük bir kuraklık var. Bu sadece burada değil Doğu Anadolu Bölgesinin büyük bir bölümünde, Orta Anadolu’da var. O yüzden bu bölgenin vatandaşı ve siyasetçileri de sıkıntılı idiler. Bizler Ahmet Bey ile birlikte bunu ilk başlatanlardanız. Tarım Bakanlığı bu konuda konuşan, yardım isteyen, buradaki sıkıntıyı dile getirenleri de dinliyor ve harekete geçiyor. Bizlerde bu konulardaki sıkıntıyı sık sık tarım bakanlığına anlattık. Onlarda bu ülkenin derdiyle dertlenen insanlar. Ve onlarda gerekli duyarlılığı gösterdiler. Bu bölge insanının saman fiyatlarından sıkıntısı var, yem fiyatlarının yüksekliği var, hayvan fiyatlarının düşüklüğü var. Bari gelecek seneye kendilerini rahat atabilsinler diye kısmi bir rahatlıktır. Vatandaşımızın talebi idi. Ziraat bankası ve Tarım Krediye olan borçlarını bir yıl süreyle erteletti. Bunun maliyetini de Tarım Bakanlığı üstleniyor. Bu borçların ertelenmesi çiftçimiz için çok önemliydi.” diye konuştu.
Kılıç daha sonra şunları söyledi:
“Biliyorsunuz saman fiyatları çok yüksek, şu anda biraz aşağı doğru geliyor. Bizim bölgelerde çok daha fazla telaşa mahal olmadığı görüldü. Birde psikolojik bir etkisi vardı, Tarım Bakanlığı ot ve saman ithalat izni verdi. Bu bugüne kadar yoktu. Neden yoktu? Bunun bir sebebi var. Bunun aracılığıyla hastalıkların ülkemize gelebileceği endişesi vardı. Şimdi kalktı mı kalkmadı. Tedbirler alınacak. Çeşitli dezenfekte işlemleri uygulandıktan sonra bunlar gelecek. Niye geliyor? Kaba yem ihtiyacımız var o yüzden. Hayvan sayımız ülkede arttı ve daha fazla yeme ihtiyacımız var. Ülkemizde kuraklık var ve geçen yıla göre yem bitkimiz biraz daha azaldı o yüzden ihtiyaç var. İşte bakanlığın işi de bunları organize etmek. Lazım olduğu zaman açmak, olmadığı zaman üreticiyi korumak için kapatmak. Yani siz bu saman ve otu, fiğ ve korunga gibi bunların ithalatını sürekli açık tutarsanız o zaman ne oluyor? Gelecek sene bazı ülkelerde ucuz görülüyor getiriliyor bizim üreticimiz ise burada sıkıntı çekiyor. O yüzden üreticiyi de mağdur etmeden ihtiyaç halinde açıp gerektiğinde kapatmak lazım. Yani musluğun sende olması lazım. Tamamen üreticiyi korumaya yönelik olması lazım. Bu da biliyorsunuz psikolojik etki yarattı. Şu anda saman fiyatlarında biraz daha geriye doğru gelme var. Ama biz biliyoruz ki Karslı, Iğdırlı, Ardahanlı, Doğu Anadolu’nun insanının aslında şu anda başka bir beklentisi daha var o da hayvan fiyatlarının yükselmesi. Şimdi o noktada da şöyle bir süreç yaşanıyor; ithalat mümkün olduğu kadar kısılıyor, azaltılıyor ve ithalat yapılan ülke sayısı da azaltılıyor. Yani; artık bizim ithalat yapan firmalarımız veya devletin kendisi dışarıdan her zaman çok ucuz et bulamayacak. Biraz daha yüksek bir değerden et satın alacak ve gümrük vergisini de ona göre ödeyecek. O yüzden iç piyasanın biraz daha yükselmesini bekliyoruz. Özellikle kayıtlı besicilik yapanların bu yükselen yem fiyatlarından olumsuz etkilenmelerini biraz daha azaltmak için hayvan başı 300 TL bir destek başladı.”
(TD-BA-S) GAZİ KARS / SELİM (KHA) – TACETTİN DURMUŞ