ERZİNCAN (AA) - KEMAL ÖZDEMİR - Erzincan'ın Kemah ilçesindeki tesislerde 3 bin yıllık geleneklerle elde edilen ve Evliya Çelebi'nin övgüyle bahsettiği "Kemah tuzu"nun üretimi, hava sıcaklığının mevsim normalleri üzerinde seyretmesinin etkisiyle arttı.
İlçede Urartu İnşaat Madencilik'e ait doğal kaynak kuzu üretim tesisinde, dağlardaki doğal kaynak sularından beslenen akarsuların biriktirme havuzlarına alınmasıyla üretilen ve zengin mineral yapısıyla öne çıkan Kemah tuzu, havuzlardaki suyun buharlaşmasıyla elde ediliyor.
İşçilerin sıcak altında zahmetli uğraşları sonucu adeta "su ekip tuz biçerek" ürettikleri tuz, başta çevredeki iller olmak üzere İstanbul, Ankara, İzmir ile yurt dışında satışa sunuluyor.
Bu yıl hava sıcaklığının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi sebebiyle üretimi artan tuz, lezzetinin yanı sıra gıdaların raf ömrünü uzatması açısından da önem taşıyor.
Kemah tuzu, başta Erzincan tulum peyniri olmak üzere peynirciler, yaylacılar ve salamuracılar gibi birçok sektör tarafından tercih ediliyor.
Şirketin sahibi Metin Tanrıkulu, AA muhabirine, Kemah'ta tuz üretimine 3 bin yıllık geleneklerle devam ettiklerini söyledi.
- Evliya Çelebi'nin övgüyle bahsettiği tuz üretim alanı
Kemah tuzunun doğal olması nedeniyle başta Erzincan tulum peyniri üreticileri olmak üzere birçok sektörce tercih edildiğini belirten Tanrıkulu, şöyle devam etti:
"Burası 3 bin yıldır tuzla olarak kullanılıyor. Urartular'dan başlayarak Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde tuzla olarak kullanılmış. Cumhuriyet döneminde ise devlet eliyle işletildi. Tarihte Osmanlı sarayının tuzunun buradan gittiği biliniyor. Evliya Çelebi, Seyahatname'de buradaki tuzlaya çok geniş yer veriyor ve övgüyle bahsediyor. Kaynak tuzu, dağın içerisindeki kaya tuzu tabakalarını yağmur ve kar sularının aşındırmasıyla tuzlu su pınarı olarak yüzeye çıkmaktadır. Erzincan tulum peynirinin olmazsa olmazı Kemah tuzudur. Hayvancılıktan tutun yaprakçısı, salamuracısına kadar bu tuz kullanılır. Çevre illerdeki vatandaşlarımızın da artık tuz deyince Kemah tuzundan başkası aklına gelmez."
Tanrıkulu, tuzun hiçbir kimyasal ve ağır metal barındırmadığı için sağlıklı olduğuna işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yıl içerisinde bin ila 2 bin ton arasında üretim yapıyoruz. Bu tuzu 3 bin yıl önce Urartular, Romalılar ve Osmanlı nasıl üretmişse aynı sistemle ancak daha modernize ederek geleneksel yöntemlerle üretmeyi sürdürüyoruz. Kemah tuzuna sadece Türkiye'den değil Almanya, İtalya'dan doğal tuz ticareti yapanlardan da büyük talep var."
- "Cam piramit seralar yaptık"
Çiftçiler gibi tarlada üretim yaptıklarını anlatan Tanrıkulu, "Çiftçi tarlaya buğdayını nasıl ekip biçiyorsa biz de burada göllerimizi birer tarla olarak düşünürsek suları buraya veriyor ve tuz olarak biçiyoruz. Geleneksel üretimin en modern üretimi olarak tuzun serası olan cam piramit seralar yaptık. Bu sistem dünyada ilk, bunu çok araştırdık ancak böylesine bir örneğe rastlamadık. Böylelikle üretimimizi 9 aya çıkarmış olduk." diye konuştu.
Tesiste çalışan Veli Toprak da sıcak havada tuz havuzlarında çalışmanın zorluğuna dikkati çekti.
İşçilerin havuzlarda 40 derece sıcak altında çalıştığını aktaran Toprak, ''Hava oldukça sıcak, çalışırken zorlanıyoruz. Tuzu göllere alıyoruz, ardından makine kullanmadan bilek gücü ile çıkarıyoruz. Zor oluyor ama bu bizim ekmek paramız. Güneşten şapkalarla korunmaya çalışıyoruz.'' ifadelerini kullandı.