Erdoğan, dinleme kaydında yer alan MİT Müsteşarı Hakan Fidan için, “Malum çevrelerin geçmişte de Hakan Bey’i hedef aldığı biliniyor. Ama hatası da olsa Hakan Bey’i harcamayız. Biz kolay kolay adam yemeyiz” dedi.
Erdoğan, şöyle devam etti: “Emre Bey’i de (Eski MİT Müsteşarı Emre Taner), Hakan Bey’i de gönül rahatlığı içerisinde İmralı’ya gönderdik. Biz ne dedik; ‘Hükümet olarak İmralı ile görüşmeyiz. Ama devlet üzerine düşeni yapar.’” Erdoğan, PKK ve kendi ifadesiyle “siyasi uzantılarını” hükümetten iyiniyet beklememeleri konusunda da uyardı. Erdoğan’a yöneltilen sorular ve yanıtları şöyle:
Hakan Bey döndü
MİT ve PKK arasındaki görüşme bandı olduğu ileri sürülen bir kayıt internete düştü. MİT “Sızmanın kaynağını inceleyeceğiz” diyerek açıklama yaptı. Size ulaşan bir bilgi var mı?
- Kimin yaptığına dair bir bilgim var diyemem. Hakan Bey’e (Fidan) ‘Tunus ve Libya bölümlerine katılma, sen Ankara’ya dön’ dedim. İncelemeleri yapması için.
Hakan Fidan göreve geldiği günden itibaren bir ülkenin hedefinde. Aynı ülke sizin Mısır ziyaretinizden rahatsız. Arada bir ilişki görüyor musunuz?
- Malum çevrelerin geçmişte de Hakan Bey’i hedef aldığı biliniyor. Sızma nasıl olmuş onu araştırıyoruz. Ama hatası da olsa Hakan Bey’i böyle nedenlerle harcamayız. Biz kolay kolay adam yemeyiz. Bu, sızdıranların içlerindeki art niyeti ortaya koydu. Bu kimseye bir şey kazandırmaz.
Devlet kararı uygular
Sızma olayının siyasete malzeme yapılmasına ne diyorsunuz?
- Siyasete malzeme yapılmasına sıcak bakmıyoruz. Kılıçdaroğlu ve Bahçeli’nin açıklamaları nedeniyle telaş içinde değilim. Emre Bey’i de, Hakan Bey’i de gönül rahatlığı içerisinde İmralı’ya gönderdik. Bunlar hükümet tanımı ile devlet tanımını ayırt edemiyorlar. Biz ne dedik. ‘Hükümet olarak İmralı ile görüşmeyiz. Ama devlet üzerine düşeni yapar’. Şimdi ben bunlarla terörle mücadelede nasıl işbirliği yapayım, siz söyleyin.
Bu sızma olayı süreci etkiler mi?
- Hayır, etkilemez. Devlet üzerine düşeni yapmaya devam eder. Süreç etkilenmez. İstedikleri kadar tehdit mekanizmaları oluştursunlar. Devlet karar verdiğini uygular. Bölücü terör örgütü ve siyasi uzantıları geçmişte olduğu gibi bizden iyi niyet ve anlayış beklemesinler.
Habur beklemesinler
Yani Habur anlayışı bitti mi?
- Evet, bitti. Bu tarz anlayış beklememek lazım artık.
İçişleri Bakanı da açıkladı. Bir kara harekâtı söz konusu mu?
- İçişleri Bakanımızın bir sürçü lisanı oldu. Bugün kendisiyle konuştum, düzeltti. Böyle şeyler söylenmez zaten, yapılır. Genelkurmay Başkanım, Kuvvet komutanlarıyla birlikte bölgede incelemelerini tamamladı. İçişleri ve Orman bakanları da yatırımları inceliyor. Malum yatırımlara bir tehdit söz konusu (PKK’nın bir müteahhide yolladığı ‘HPG’ damgalı bir tehdit mektubunu Binali Yıldırım’ın dosyasından isteyerek okudu.) Şehirde ve kırsalda gereken her tedbiri alıyoruz. PKK Kandil dışında da ağır zayiat veriyor. Bu süreçte medyaya da terör örgütünün propagandası niteliğindeki hususları ademe mahkûm etmek düşüyor.
İran’la müşterek Kandil’e
İran’la bir gerginlik söz konusu mu?
- İran’la bir gerginlik var diyemem. Ama Suriye konusunda kendilerine ‘Sizden aldıkları cesaretle Esad yönetimi şımarıyor’ uyarısını yaptık. Ahmedinejad’la telefonla bu hususu görüştük. Sonra özel temsilcisini gönderdi. Onunla da konuştuk. Tavırlarında değişiklik oldu. Yakında Hakan Bey’i göndereceğim. BM toplantısında da muhtemelen Ahmedinejad’la görüşeceğim. Daha sonra benim de gitme durumum olabilir.
PKK’ya karşı bir işbirliği nasıl gidiyor?
- İyi gidiyor. Kandil’de müşterek bir çalışma yapabiliriz.
Tahrir gücünü gösterir
Mısır nasıl bir sisteme gidiyor, parlamenter mi başkanlık sistemi mi?
- Mısır’da ilk demokrasi sınavı kasımdaki parlamento seçimleri olacak. Bu sınavı başarıyla geçerlerse ya yeni bir anayasa ya da kısmi bir anayasa yaparak, cumhurbaşkanı ya da başkanlık seçimine gidebilirler. Ama kasımda 4 ayrı sandık konuluyor seçmenin önüne. Bir güne sığdıramamaktan korkuyorlar. Bir de seçim için teşkilatlanma şartı yok. Başbakana göre 5 bin üye yazan 50’den fazla parti seçime girecek. Önemli olan seçimi yapmak. Bu Tahrir Meydanı’nın gücünü gösterir. Aksi halde Tahrir Meydanı’nın farklı tepkileri olabilir.
Çeviri hatası oldu
Müslüman Kardeşler’in ‘Laiklikten korkmayın’ açıklamanıza tepki gösterdiği söyleniyor, ne dersiniz?
- Bir çeviri hatasıyla, benim sözlerim yanlış anlamaya yol açtı. Çünkü Arapça’da ‘dinsizlik’ anlamına gelen bir kelime var. Laiklik terimi olarak o seçilince tepki oldu. Halbuki, laiklik din düşmanlığı demek değildir. Devlet bütün inançlara eşit mesafededir. Onların inançlarının da garantörüdür. Laiklikten korkmayın derken de bunu kast ediyoruz. Ama açıklamayı yapan kişi yeni bir açıklama ile düzeltmeye gidecek. Açıklamayı yapan Müslüman Kardeşler’in başkan adayı değil. Bu da yanlış. Müslüman Kardeşler’in başkan adayı yok. Bu zat, Müslüman Kardeşler’den ayrılan bir kişi. Zaten Müslüman Kardeşler’in bir sorunu olsaydı, bizimle görüşmelerinde açıkça söylerlerdi. İma bile olmadı.
Barak ‘İran yanlısı’ olmakla suçlamıştı
İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak, Ağustos 2010’da bir toplantıdaki konuşmasının kayıt edilmesinden habersiz, MİT Müşteşarlığı’na atanan Hakan Fidan’ın “İran yanlısı” olduğunu öne sürerek, şöyle demişti: “Türkiye, dost bir ülke ve stratejik bir müttefik. Fakat son haftalarda İran destekçisi bir adam Türkiye MOSSAD’ının başına atandı. Onların elinde önemli miktarda sırrımız var. Bu sırları İran’a açabileceğinden endişeliyiz. Bu da çok rahatsız edici.” Haberin yayınlanması üzerine İsrail’in Ankara Büyükelçisi Gaby Levy, Dışişleri Bakanlığı’na çağrılarak, Barak’ın sözlerinden duyulan memnuniyetsizlik dile getirilmişti.