Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Çok açık net söylüyorum. Eğer partim bu seçimlerden de birinci olarak çıkmazsa ben siyaseti bırakmaya hazırım diyorum. Acaba diğerleri bunu bırakmaya hazır mı? CHP’nin genel başkanı, MHP’nin genel başkanı bırakabilir mi?” dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi’nde yerel medyanın temsilcileriyle bir araya geldi. Toplantıda konuşan Başbakan Erdoğan, medya anayasa ve yasaları ihlal ediyor ifadelerini kullandıklarında hükümetin basın özgürlüğünü kısıtladığı iddia edilerek kampanya başlatıldığını ifade etti. “Yargı içinde anayasa ve yasaları çiğneyenler var dediğimizde hükümet yargıya müdahale ediyor diye kampanya yapıyorlar” diyen Başbakan Erdoğan, “İnternete düzenleme getireceğiz dediğimizde hükümet internete sansür getiriyor diye aynı şekilde asılsız iddialarla ortaya çıkıyorlar. Özgürlük hiç kimseye anayasa ve yasaları çiğneme hakkı vermez. Özgürlük bir insanın özgürlük alanının bir başka insanın özgürlük alanının sınırına kadardır. Eğer o sınırı tecavüz ediyorsanız o zaman siz özgürlük ihlali yapmış olursunuz. Bunu görmek durumundayız. Özgürlük hiç kimseyi başkalarını dinleme, bunları kaydetme, bunları yayınlama hakkı vermez. İnsanları hukuksuzca dinlemek, sonra da bu dinlemeleri servis etmek en başta insan hakkı ihlalidir. En başta insanın kendisine değerlerine inançlarına aykırıdır” dedi.
“BU DİNLEMELER DEPOLANDI VE ÇALINIP GÖTÜRÜLDÜ”
Başbakan Erdoğan, yeryüzündeki hiçbir din, hiçbir mezhebin, hiçbir kültürün iki kişi arasındaki konuşmanın üçüncü bir kişiye aktarılmasına, hatta kitlelere ulaştırılmasına cevaz vermediğini belirterek, konuşmasına şöyle devam etti:
“Dikkatinizi çekiyorum bu olaylar içerisinde sadece dinlemeler yok, aynı zamanda biliyorsunuz görüntülemede var. Hele hele bu görüntüleme ahlaki değerleri tamamen yok farz eden, yani bir ailenin mahremine girecek kadar olan, aile dışında ilişkileri dahi görüntülemek suretiyle buna da sosyal medyadan yayınlama hakkını size bir internet anlayışı veriyorsa kusura bakmayın böyle bir interneti ben kabul etmiyorum. Çünkü bu bir ülkenin tüm değerlerinin yok farz edilmesidir. Aile gibi kutsal bir müessesenin yok edilmesidir. Meşru gayrimeşru, gayrimeşru ilişki kurar, meşru birlikteliği dağıtır. Öyle mi? Gayrimeşru yapıyorsa o da ayrıca ama bunun yayınlanma hakkını kalkıp ta kimse elde edemez. Bu dinlemeler emniyet, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı, TÜBİTAK, yargı kurumları içinde o malum örgütün mensupları tarafından yapıldı. Düşünebiliyor musunuz, TÜBİTAK gibi kurum merkezinde bu dinlemeleri yapıyor ve siz burası güvenli hattır diye öyle zannediyorsunuz. Halbuki güvenli hat diye bir şey söz konusu değil. Güvenli hat diye söylenen bu kriptolu telefonlar bunu inşa eden, tesis eden, üreten yer tarafından merkezde dinleniyor, orada depolanıyor. Ve ondan sonra da bu veri depolamaları işte son olaylardan sonra görüyoruz ki bunlar kopyalanıp çalınıp götürülüyor. Aynı Bilişim, İletişim Teknoloji Başkanlığı’nda yapıyor. Bu dinlemeler hukuk adına yapılmadı. Türkiye adına Türkiye’nin huzuru güvenliği, istikbali adına yapılmadı.”
“BU ÖRGÜT GÜYA BİR DİNİ YAPI, GÜYA BİR HİZMET YAPILANMASI”
“Çok net bir şekilde görülüyor ki bu dinlemeler bir örgüt adına, örgütün çıkarları adına o örgütü kontrol eden devlet ya da uluslararası çevreler adına yapılıyor” diyen Başbakan Erdoğan, “Bu örgütte güya bir dini yapı, güya bir hizmet yapılanması. Değerli arkadaşlarım ben İmam Hatip Lisesi’nde okudum. Dinimi azda olsa elhamdülillah bilirim. Benim dinim böyle gayrimeşru bir işe her ne sebeple olursa olsun asla hoş bakmadı ve hoş bakmaz. Devlet içine sızacaksınız. Emniyet, yargı gibi kurumlarda sinsice örgütleneceksiniz. İnsanların telefon konuşmalarını dinleyecek, mahrem kayıtlarını alacak sonra bununla şantaj yapacaksınız. Haraç toplayacaksınız, haraç. İş adamlarına gidilip bakınız eğer bize şu kadar destek verirsen veya şurada şu yurdu yaparsan, okulu yaparsan sana teşekkür ederiz, şükranlarımızı bildiririz. Ama yok böyle bir destek vermezseniz işte o zaman da elimizde böyle böyle kasetin var. Birçokları böyle tehdit edildi. Hala bu tehdit var mı? Hala var. Ama benim dinimde böyle bir şey asla ve asla yoktur. Bırakınız İslam’ı hiçbir dinde böyle alçaklığa, böyle bir ihanete meşruiyet bulamazsınız. Bende daha önce söyledim bugünde açık açık ifade ediyorum. Ellerinde ne varsa döksünler ortalığa. Neleri varsa sürsünler. Hatta bugün şunu söylüyorum daha önce yaptıkları gibi bugünde istedikleri montajı yapsınlar, istedikleri kurguyu, dublajı yapsınlar piyasaya sürsünler. Biz bundan korkmuyoruz. Milletimizde bunlara zerre kadar prim vermiyor. Zaten meydanlar her şeyi çok açık net hamdolsun söylüyor. Şuana kadar 14 vilayete gittim. 14 vilayetin meydanları her şeyi çok açık net söylüyor. Bakın 22 Şubat’ta Sivas’ta ilk mitingimizi yaptık. Muhteşem bir katılım muhteşem bir coşku” ifadelerini kullandı.
“MİTİNGLERDEKİ KALABALIĞA MONTAJ DİYENLER GELSİN YERİNDE GÖRSÜN”
Düzenledikleri mitinglerde tarihi katılımların gerçekleştiğini söyleyen Başbakan Erdoğan, Ankara’ya kapanıp kalan bir genel başkan veya başbakan olmadığını vurguladı. Türkiye’nin 81 vilayetini defalarca gezmiş, ziyaret etmiş bir genel başkan olduğunu aktaran Başbakan Erdoğan, “İlçelerine varıncaya kadar dolaşmış bir genel başkanım. Hamdolsun bugüne kadar örneğini görmediğimiz bir coşku heyecan ve muhabbete şahit olduk. Birileri çıkıyor bu meydanlardaki kalabalığın birer montaj olduğunu ahlaksızca iddia ediyor. O montaj olduğunu ifade edenleri ben davet ediyorum buyursunlar bizim mitinglere katılsınlar. Bir siyasinin genel başkanı da olabilir, çay da ikram ederiz. Yerinde görsün. Kendi memleketinde nasıl bir miting yaptığımızı kendilerine açık net aynen izletebiliriz. Montaj olmadığını da bizzat kenti teşkilatı mensupları da zaten görmüştür. O insanları miting meydanlarına taşıdığımızı iddia edenler de var. Hiç hoşlanmadığım şey arkadaşlarım da bilir, bindirilmiş kıta mantığını kabul etmeyen bir genel başkanım. Çünkü meydanda reel yapıyı, gerçek yapıyı görmek için her zaman teşkilatımıza bu yasağı getiririm. Asla bir il bir ile taşınmayacak. Her ili kendi ilinde görmek istiyorum. Bugüne kadar da bu çalışmaları hep bu şekilde yaptık ve bu şekilde de devam ediyoruz” şeklinde konuştu.
“BEN SİYASİ BIRAKMAYA HAZIRIM”
“Anketler oynanmak istenen bir oyun var. Anketler yoluyla yalan söyleyenlerin bu yalanlarının da kaydedilmesini 30 Mart’ta çıkacak sonuçlar ile karşılaştırılmasını özellikle rica ediyorum” diyen Başbakan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
“Çok iddialı bir ifade kullanıyorum. Niye bu partiler hep ikinciliği, üçüncülüğü, dördüncülüğü kabul ediyorlar. Bir siyasi parti birinciliğe oynamaz mı? Bir seçimi kazanmak birinciliği gerektirmez mi? Çok açık net söylüyorum. Eğer partim bu seçimlerden de birinci olarak çıkmazsa ben siyaseti bırakmaya hazırım diyorum. Acaba diğerleri bunu bırakmaya hazır mı? CHP’nin genel başkanı, MHP’nin genel başkanı bırakabilir mi? Diğerlerini konuşmaya gerek yok zaten. Çöreklenmiş koltuklara oturmuşlar oradan bol bol hakaret etsinler, gerilim siyaseti üretsinler, esersizlik siyaseti üretsinler. Yaptıkları bu. Gelin bir de iddialı olarak ortaya çıkın ya. Birinci oldum olmadığım takdirde ben de bırakıyorum desin. Var mı bir tanesi? Diyemezler. Çünkü onlar bulundukları yeri değil bulundukları koltuğu korumanın gayret içindeler. Yıllar yılı diyelim ki CHP’nin genel başkanı 3-4 yıldır orada. Ama MHP’nin genel başkanı merhum Türkeş’ten sonra oraya yerleşti oturdu, bir daha orayı bırakmıyor. Nerelerde dolaşıyor oy oranı belli. Var mı bu ülkede onun iktidar olma şansı? Yok. Ama nedense MHP’ye gönül vermiş kardeşlerim hala bu zatı farklı bir şekilde pohpohluyorlar. Zannediyorlar bir araya gelecek. Gelmez, gelemez. Diğeri de gelmez. Niye? Bu millet CHP’yi iyi bilir, iyi tanır. Bunların bu ülkede eser üretme diye bir derdi yok. Bunların sadece hakaret siyaseti yapma anlayışı var. Milletimiz de engin feraseti ile oynanan oyunu çok net bir biçimde görüyor. Milletimiz meselenin yolsuzluk ve rüşvet olmadığını, apaçık bir darbe girişimi olduğunu anlıyor ve meydanlarda buna çok net tepki veriyor. Boğaza karşı viskisini yudumlayanlar Anadolu ve Trakya hakkında ahkam kesenler 200 yıldır uyanmadılar bugün de hala gaflet uykusundalar. Milletin onlara inanmadığını bir türlü görmediler görmeye de niyetleri yok. İftira atarsak millet bunlardan soğur diyorlar. Montajları piyasaya sürersek millet bunlardan soğur diyorlar. Bir takım manşetler atarsak karalama kampanyaları yaparsak tahrikleri tuzaklar tertip edersek millet AK Partiden uzaklaşır zannediyorlar.”
“BUNLAR BLUE JEANLERLE BAŞBAKAN KARŞILAMIŞ ADAMLAR”
Bugün yayınlanan ses kaydı ile ilgilide konuşan Başbakan Erdoğan, “İşte dün bir tane daha yayınladılar. Adalet Bakanımla benim görüşmem. Bugün malum gazete yayınlamış çünkü kendileriyle ilgili. Dönen dolapları tabi biz biliyoruz. Benim Adalet Bakanıma bunu yakından takip et dememden daha doğal daha tabii ne olur. Bana ilgili kuruluşumun verdiği bilgiler, SPK’nın verdiği bilgiler çok tehlikeli bilgiler. Paralel yapı veya paralel yapının dışında yapılar, kirli ilişkiler, ister istemez burayı yakından takip et dememi gerektiriyor. Bunu ben ülkem için milletim için istiyorum. Çünkü bu güne kadar bu ülkede her şey bunların elleri ile iki dudağı arasındaydı. Bunlar spor kıyafetlerle blue jeanlerle, şunlarla bunlarla evlerinde başbakan ağırlamış tiplerdir. Oradan da istedikleri gibi istedikleri şekilde hükümet kurmuşlar hükümet indirmişlerdir. Şimdi tabi böyle bir hükümet iş başında yok bu onları rahatsız ediyor. İstedikleri gibi gelip görüşemiyorlar. İstedikleri gibi yönetemiyorlar, bu onları rahatsız ediyor. Bunlar bu ülkede milleti aptal, cahil yerine koydular. Ama hep kaybettiler ve bundan sonra hep kaybedecekler. Bir insan köylü olabilir, okuma yazma bilmiyor olabilir. Dünyayı tanımıyor olabilir. Ama onun kalp gözü öyle açıktır ki feraseti basireti öyle açıktır ki hiç kimsenin anlamadığını o anlar. Ya bunlar vatandaşımıza bu hakaretleri yapmadılar mı? Göbeğini kaşıyanlar demediler mi? O insanlar bu hükümet iktidar belirleyemez demediler mi. Milletimiz köylüsü şehirlisi ile tahsillisiyle zenginiyle neyin ne olduğun çok iyi biliyor, çok iyi anlıyor. AK Parti hükümetleri şu 12 yılda Türkiye’de çok köklü değişiklikler yaptı. Ekonomiden dış politikaya, siyasetten sosyal hayata kadar hemen her alanda büyük reformlar gerçekleştirdik, ezberleri bozduk. Tarihi nitelikte atılımlar gerçekleştirdik. Elbette yaptığımız reformlar, kaydettiğimiz rekorlar, başarılarımız 77 milyonu sevindirirken bazılarımızı da üzdü, rahatsız etti. Türkiye büyüdükçe, güçlendikçe, itibarı arttıkça içerde ve dışarıda bundan rahatsız olanlar var. O eski düzene geri dönmek, o eski Türkiye’yi geri getirmek için 12 yıl içinde çeşitli girişimler yapıldı. Darbe senaryoları hazırlandı, tahrikler yapıldı, partimiz kapatılmak istendi, çetelerin çeşitli tuzakları bozuldu. Seçim dönemlerinde partimize yönelik olarak seçmenin tercihini etkilemeye dönük çeşitli kirli senaryolar devreye sokuldu. Bunların her birini demokrasi ve hukuk içinde bertaraf ettik. Eski Türkiye’yi özleyenler işte en son 17 Aralık darbe girişimini yaprak son bir umutla yeni Türkiye’ye hücum ettiler. Eski Türkiye’yi özleyen kim varsa bu saldırının içinde yer aldı ve yer almaya devam ediyor” diye konuştu.
“17 ARALIK DARBE GİŞİMİ BAŞARISIZ OLMUŞTUR”
Başbakan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
“Siyasi partiler, bazı medya kuruluşları, bazı işveren çevreleri, bazı STK’lar, yapılanmalar, örgütler hep birlikte yeni Türkiye’ye karşı son bir saldırıda bulunuyorlar. Bütün güçlerini topladılar. Ellerindeki tüm imkanları ortaya koyuyorlar. İçeride ve dışarıda bütün müttefikleri ile bir araya geldiler. Açıkçası bu sürecin sonunda yok olmayı dahi göze alarak son bir saldırı düzenlediler. 17 Aralık darbe girişimi aldığımız tedbirler ve düzenlemeler sayesinde çuvallamıştır, sert kayaya çarpmıştır. Tam anlamıyla başarısız olmuştur. 17 Aralık darbe girişimi hükümetimiz tarafından püskürtülmüştür. Bu darbe girişiminde bulunanlar kendi tabanları diri tutmak adına ellerindeki safraları boşaltmaktan başka hiçbir şey yapamıyorlar. 30 Mart’ta millet cevabını verecek. Biz de hukuk içinde darbe girişiminden hesap sorulması için hazırlıklarımızı yaptık yapıyoruz. Hiç kimsenin yaptığı yanına kar kalmayacak. Anayasayı yasaları çiğneyenler göreceksiniz kısa süre zarfından bunun hesabını vermeye başlayacaklar. Ortalığa çok pislik dökülecek şimdiden size söylüyorum. Kurban kesim faaliyetlerinden zekat toplanmasına bankacılık faaliyetlerinden sınavlara ajanlık faaliyetlerinden tehdit şantaj haraç toplamaya kadar çok geniş bir yelpazede çok çarpıcı şaşırtıcı sonuçlar ortaya çıkacak. Makbuzsuz toplanan paraların nerelere vardığı ortaya çıkacak. Bütün kirli ilişkiler, kirli eylemler, Türkiye aleyhine devlet aleyhine bütün kirli girişimler tek tek ortaya dökülecek ve failleri yargı önüne çıkacak.”