Bin Ladin, annesinin Suriye kökenli olması nedeniyle aile içinde dışlanıyordu.
11 Eylül saldırılarının ardından ‘terör’ün tanımını ve tarihin akışını değiştiren El Kaide lideri Usame Bin Ladin’in, ABD’yle 10 yıl süren kedi-fare oyunu bitti.
‘Dünyanın en çok aranan adamı’, İslam âleminin bir kısmında kahraman sayılsa da milyonlarca insan için ‘terör’ dendiğinde akla ilk gelen isimdi. Vahabi İslam görüşü çerçevesinde binlerce kişinin ölümünden sorumlu olan Bin Ladin, Suudi Arabistan’da zengin bir ailenin varislerinden biri olarak dünyaya geldi. Bin Ladin, Yemen’den Cidde’ye göç edip milyarlarca dolarlık bir inşaat imparatorluğu kuran Muhammed Bin Ladin’in 52 çocuğunun onyedincisi olarak 1957’de doğdu. Bin Ladin’in annesinin Suriyeli olması, anne-oğulun ailede dışlanmasına yol açtı.
Annesi, Chanel için başını açmıştı
Annesinin eğitimli, güzel ve Chanel marka kıyafetler uğruna başörtüsünü çıkaran bir kadın olduğu iddia edilirken, yaşadıkları sarayda Suudi prensleriyle oynarak büyüyen Bin Ladin içine kapalı, inançlı ve nazik bir çocuktu. Bin Ladin 10 yaşındayken babası ölünce milyonlarca dolarlık mirasa kondu. 17 yaşındayken ilk karısıyla evlenen Bin Ladin’in radikalleşme süreci, ideolojik mücadelenin Arap dünyasını sardığı 1970’lerde, Cidde’deki Kral Abdülaziz Üniversitesi’nde başladı. Bin Ladin üniversitede, radikal din adamı Abdullah Azzam’la yakınlaştı.
Meşhur mağarayı CIA inşa etti
Bin Ladin için dönüm noktası ise cihad çağrısına katılarak Sovyet işgaline karşı savaştığı Afganistan oldu. Bin Ladin, sonradan “Afganistan’da kurduğum ilk kampta gönüllüler Pakistanlı ve Amerikalı yetkililerce eğitildi. Silahları Amerikalılar, parayı Suudiler verdi” diyecekti. Ladin, sonradan ezeli düşman belleyeceği ABD ile Pakistan istihbaratı üzerinden ilişki kuruyordu. Kaide üyelerinin 11 Eylül’de Tora Bora’da saklandığı mağara, CIA yardımıyla üs olarak inşa edilmişti. Bin Ladin, Sovyetlerin 1989’da yenilgiye uğramasıyla İslam imparatorluğu vizyonunu hayata geçirmeye karar verdi. Kaide’yi Pakistan’da kiralık bir evde kurdu. Ancak sonra Arabistan’a döndü.
El Kaide’yi kiralık bir evde kurdu
Burada kahraman gibi karşılanmayı umuyordu, fakat Amerika’yla ilişkilerini eleştirdiği Kraliyet’le arası bozuldu. Irak’ın 1990’daki Kuveyt işgali sırasında da, ülkeye Amerikan askerlerini kabul edip Bin Ladin’in Kuveyt’i kurtarma teklifini reddeden Riyad’la ipler koptu. Ladin ABD’nin ‘kutsal Arap topraklarını kirlettiğine’ dair eleştiriler getirince ev hapsine konuldu, Sudan’a kaçtı.
İmajına düşkündü
Riyad parasını dondurdu ve pasaportunu iptal etti, silah kaçırdığı ortaya çıkınca ailesi onu reddetti. Bin Ladin Sudan’dan sınırdışı edilip Afganistan’a geldiğinde 1996’da Tora Bora’da ABD’ye cihad ilan etti. Kaide lideri Taliban’la da ittifak kurarken, çeşitli ülkelerdeki ABD askerlerine karşı saldırılar da başladı. Bin Ladin Afganistan’da CNN, ABC ve Time ile röportaj yapıyor, ABD ve İsrail’e verip veriştiriyordu. CNN’le 1997’deki söyleşisinden sonra danışmanlarının ‘hoş olmayan’ görüntülerin çıkarılması için ısrar etmesi, imajına düşkün olduğu izlenimini yarattı. Bin Ladin, 1998’de fetva verip ‘her yerdeki Amerikalılara saldırmanın Müslümanların görevi olduğunu’ savununca ABD’nin ‘1 numaralı düşmanı’ ilan edildi. Bin Ladin, ABD’de açılan davalarda 200’den fazla cinayetten sorumlu tutulsa da, 11 Eylül saldırılarına kadar hiçbir Kaide eylemini üstlenmedi.
25 milyonluk ödül kimin?
FBI’ın “en çok aranan teröristler” listesinde halen tuttuğu Ladin’in başında 25 milyon dolarlık ödül bulunuyor. Ancak ödülü hak eden olup olmadığı bilinmiyor. FBI, dün internet sitesindeki arananlar listesinde Bin Ladin’in altına “öldü” yazdı.
mynet