Danıştay Başkanı Hüseyin Karakullukçu, Danıştay'ın 144. Yıldönümü ve İdari Yargı Günü'nde yaptığı konuşmada, Başkanlık Sistemi'yle ilgili olarak, sistemin bazı avantajları olduğunu düşündüklerini belirterek, "Daha demokratik olduğundan yanayız" dedi.
Karakullukçu ayrıca, "Başkanlık sistemi hukuk devleti ilkesiyle çelişmemektedir" şeklinde konuştu.
Danıştay Başkanı Hüseyin Karakullukçu, yenianayasa çalışmalarını önemsediklerini veellerinden gelen katkıyı vermeye hazır olduklarını söyleyerek, "Öncelikle devletin şeklinin cumhuriyet olduğu, cumhuriyetin demokratik ve laik olduğu ve hukuku esas aldığı vurgulaması toplumumuzun her kesimi tarafından kabul gören ve evrensel değerlere uygun olması nedeniyle de mutlaka korunması gereken özelliklerdir" dedi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Danıştay'ın 144. Yıldönümü ve İdari Yargı Günü dolayısıyla Danıştay'ın yeni açılan binasında düzenlenen törene katıldı. Törene ayrıca Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Adalet Bakanı Sadullah Ergin ve yargı mensupları katıldı. Başbakan Erdoğan Danıştay'a gelişinde girişte bulunan bando tarafından 'Memleketim' şarkısıyla karşılanırken, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ise yine bandonun çaldığı mehter marşıyla karşılandı. Davetlileri karşılayan Danıştay Başkanı'nın yeni cübbesi ise dikkatlerden kaçmadı.
Törende bir konuşma yapan Danıştay Başkanı Hüseyin Karakullukçu, Danıştay'ın görevini yerine getirirken temel aldığı tek ölçütün, hukukun kendisi olduğunu belirterek, "Hukuk dışında Danıştay'ın hükme esas aldığı bir başka değeri ve kabulü bulunmamaktadır. Vurgulamak istiyorum. Vurgulamak istiyorum ki, Danıştay bu konuda her zaman olduğundan daha kararlıdır" diye konuştu.
YENİ ANAYASA ÇALIŞMALARI
Danıştay Başkanı Karakullukçu, konuşmasında yeni anaya çalışmalarına da değindi. Karakullukçu, "Hazırlıkları geniş kitlelerin katılımıyla yürütülen yeni Anayasa çalışmalarını önemsiyor, destekliyor ve bu fırsatların değerlendirilmesi için elimizden gelen katıyı vermeye hazır olduğumuzu ifade etmek istiyorum" diyerek, "Yeni anayasa çalışmalarında bireylerin ve sivil toplum örgütlerinin isteklerinin dikkat alınması, farklılıklara kendilerini ifade etme sunulması ve bunların anayasa yapım sürecine katılımlarının sağlanması önemlidir. Üzerinde durulması gereken bir başka husus, yeni anayasada devletin nasıl yer aldığı ile ilgilidir. Öncelikle devletin şeklinin cumhuriyet olduğu, cumhuriyetin demokratik ve laik olduğu ve hukuku esas aldığı vurgulaması toplumumuzun her kesimi tarafından kabul gören ve evrensel değerlere uygun olması nedeniyle de mutlaka korunması gereken özelliklerdir" şeklinde konuştu.
Danıştay Başkanı Karakullukçu, konuşmasında şunları kaydetti:
"Bununla birlikte devletin daha akılcı bir şeklide örgütlenmesi ihtiyacı da ötelenemez. Devlet düzenlenirken bunun hizmet esaslı olması, verimli bir şekilde çalışması, hesap verebilir olması ve bireylerin taleplerine en kısa sürede cevap verebilecek esneklikte olmasında yarar vardır. Bu kapsamda modern Batı demokrasilerinde olduğu gibi devlet idaresi küçük ama etkin bir şeklide oluşturulmalıdır. Devlet kendi halinde süre giden yaşama müdahil olmamalı, toplumun içinde yersiz yere görünmemelidir. Ancak, kamu düzeninin gerekli kıldığı hallerde caydırıcı ve en etkin bir şekilde görev alır hale gelmelidir.
Devletin yeniden yapılandırılması kapsamında, idare içerisinde, idareden özerk olarak kurulan üst kurulların da yeniden düzenlenmesi gerekir. Bunların demokrasinin gereklerini zayıflattığı savunulabilir."
HIZLI VE ETKİN ADALET
"Danıştay olarak, dosyaların süratle karara bağlanması için elimizden gelen çabayı göstermekteyiz" diyen Danıştay Başkanı Hüseyin Karakullukçu, idari yargıda istinaf mahkemelerinin derhal kurulması gerektiğinedikkat çekti.
"İdarenin kararlarından memnun olmayanlar ile idare arasında uzlaşmayı sağlayacak, 'Kamu Denetçiliği' kurumunun hayata geçirilmesinde yarar vardır. Etkin işleyecek denetçiliğin, idari yargının yükünün hafiflemesine katkı sunacağını düşünüyoruz" diyen Karakullukçu, "'Mahkeme kadıya mülk değildir', hakimler gelip geçicidir, ancak yargı herkese lazım olacak şekilde varlığını devam ettirecektir. Yargı mercileriyle ilgiligüven ve itibar duygularını sarsıcı nitelikte demeçler vermek, değerlendirmeler ve yayınlar yapmak kamunun yararına değildir. Bu noktada tuzu kokutmamak gerekir. Zira bundan herkes zarar görür" şeklinde konuştu.