Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan tekstil ve mobilya sektörüne destek müjdesi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, tekstil, konfeksiyon, mobilya ve deri sektöründe 2025 yılında da istihdamı koruyan KOBİ'lere çalışan başına 2 bin 500 lira destek ödemesi yapacakları müjdesini verdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, tekstil, konfeksiyon, mobilya ve deri sektöründe 2025 yılında da istihdamı koruyan KOBİ'lere çalışan başına 2 bin 500 lira destek ödemesi yapacakları müjdesini verdi.

Bursa Ticaret Sanayi Odası'nın "Ekonomiye değer katanlar ödül törenine" katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Teknosab'da faaliyete başlayan 15 fabrikanın da açılışın gerçekleştirdi.

İşadamlarına seslenen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın gündeminde ekonomi ve muhalefete yönelik eleştiriler vardı.

Recep Tayyip Erdoğan, "Marifetin iltifata tabi olduğu gerçeğini bize hatırlatan odamıza teşekkür ediyorum. 135 yıllık köklü tarihi ile Bursa Ticaret ve Sanayi Odası, 57 bin üye firmasıyla Bursa'nın yanı sıra Türkiye ekonomisine çok önemli katkılar yapıyor. BTSO öncülüğünde, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı destekleriyle TEKNOSAB'ta üretime başlayan 15 firmanın açılışını da gerçekleştiriyoruz. Bu firmalarımızın sahipleri ve çalışanlarını tebrik ediyor, Türkiye'nin kalkınması ve büyümesine verecekleri destekler için teşekkürlerimi iletiyorum. Bugüne kadar 25 milyar lira yatırım yapılan TEKNOSAB, Türkiye'nin yüksek teknolojili üretime geçişinin simgelerinden biri olacaktır. Kısa süre önce Türkiye'yi bu hedefe daha hızlı götürecek programı açıkladık. 5 ayda elektrikli araç, güneş hücresi, pil hücresi ve rüzgar tribünü gibi 7 milyar doları aşan yatırımları Türkiye'ye kazandırma noktasına geldik. İnşallah daha güzel sonuçlar elde edeceğiz" dedi.

Yapay zeka Teknolojisi ve insansız sistemlerle birlikte dünya farklı bir yere gittiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "2024 Nobel kimya ödülünün verildiği çalışmayı konunun ehli isimler çığır açan devrim niteliğinde bir proje olarak değerlendiriyor. 200 milyon proteinin neredeyse tamamının yapısını tahmin eden bir yapay zeka modelinden bahsediyoruz. Bilim insanları normal şartlarda çözümü 50 yıl sorunu bu modeli kullanarak kısa sürede neticeye kavuşturabiliyor. Bunun gibi dünya nereye gidiyor, bizi nasıl bir gelecek bekliyor sorusunu sorduğumuz nice baş döndürücü gelişmeye şahit oluyoruz. Ya hızlı davranıp süreci yakalayacağız. Ya da ekonomide asimetrik güç çarpanından mahrum kalacağız. Yapay zeka ve insansız sistemler meselesinin ülkemizde halen yeterince anlaşılmadığını düşünüyorum. Hükümet olarak gerek teknokentler, gerek teknofestler, gerek arge yatırımları gerekse farklı teşvik ve destek paketleriyle yeni dünyaya Türkiye'yi hazırlamaya çalışıyoruz. Bursa'da olduğu gibi sanayi ticaret odalarımızla kritik süreci sahipleniyor. Kendi alanlarında özgün projeler üretmeye gayret ediyoruz. Geleceğin teknolojisine bugünden yapılan her yatırımı hayati önemde görüp destekliyoruz. TEKNOSAB bünyesindeki her adım kıymetlidir. Üretimin lokomotif şehri Bursa, teknoloji alanında diğer illerimize örnek olacaktır" diye konuştu.

"Muhalefet 3 hafta geçmesine rağmen meseleyi kavrayamadı"

Hükümette sanayide ve akademide olan yüksek bilinç düzeyine ne yazık ki muhalefet tarafında rastlanmadığını belirten Erdoğan, "Muhalefette vizyon merak ve iştiyak bulunmuyor. İşin magazin yönünü aşamadılar. 14-28 mayıs seçimleri döneminde ileri teknoloji hamlesi diye aylarca reklamını yaptıkları proje çıka çıka Amerika'dan bir ekonomistin canlı bağlantı ile uzaktan bunlara nutuk atması oldu. Maalesef daha sonra gelenler de bu seviyenin bir tık üzerine çıkamadılar. İç iktidar kavgasına kendilerini öyle kaptırdılar ki dünyada ve bölgemizde ne olup bittiğini takip bile edemiyorlar. Aynı umut kırıcı tablo dış politikadan bölgesel konulara ekonomiden çalışma hayatına her alanda geçerli. Belli ezberleri ve ideolojik saplantıları var onların dışına çıkamıyorlar. Kendilerini güncelleme ve yenileme noktasında sadece isteksiz değiller, aynı zamanda kabiliyet de yok. Suriye krizinde eski rejimin devrilmesinin üzerinden 3 hafta geçti. Bunlar meseleyi tam olarak kavrayamadılar. Gün aşırı konuşuyorlar. Cümlelerinde derinlik ve tutarlılık yok. Amerika'da başkanlık seçimleri sonrasında yeni yönetim şekilleniyor. Yine muhalefet Türkiye'ye dair kurulan her müspet cümleye iç siyaset zaviyesinden yaklaşıyor. Rakipleri dahil tüm dünya Türkiye'nin jeopolitik gücü ve etkisinin farkında fakat bunu bizim muhalefete bir türlü anlatamıyorlar. Rusya Ukrayna savaşından Gazze krizine kadar her meselede benzer umursamazlık ve tembellik söz konusu. Bu tablo siyasi iktidar açısandan avantajlı gibi gözükse de esasen sorunlu bir durumdur" şeklinde konuştu.

"Türkiye uçurumun kenarından döndü"

Hiç bir zaman ülkeyi yönetirken popülist davranmadıklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hayatın her alanında olduğu gibi siyasette de ülke yönetiminde de gelişmenin ilerlemenin sırrı budur. Yani sürekli daha büyük başarılar hedefler peşinde koşmaktır. Biz 22 yıllık iktidarlarımız süresince Türkiye'nin sorunlarını, sıkıntılarını, krizlerini küçülerek değil büyüyerek aşabileceğine inandık. Ekonomiden savunmaya; dış politikadan, ticarete uzanan geniş alanda bu büyümeyi sağlayacak politikalar uyguladık. Biz ekonomide sabun köpüğü misali gelip geçici başarılarla avunmak istemiyoruz. Kısa vadeli hesaplar peşinde asla değiliz. Ayaklarımızı yere sağlam basıyor adımlarımızı sağlam atıyoruz. Kendi iktidar dönemini hesaplayan tek hedefi seçim olan hükümetler geçici iyileşmelerle halkın gözünü boyadılar ama millete ağır faturalar ödettiler. Türk ekonomisinin kaldırabileceğinden daha ağır vaatlerle gelenler hesap kitap yapmadan bol keseden söz verenler arkalarında telafisi zor enkazlar bırakarak siyasetten silindiler. Millete dimyata pirinç silolarını vaat edenler gün sonunda vatandaşı elindeki bulgurdan da ettiler. Yakın tarihimizde bunu biz de yaşadık. İş dünyamızda yaşadık. 14-28 Mayıs seçimleriyle ülkemiz sadece uçurumun kenarından dönmedi aynı zamanda her biri hazine değerinde 5 sene kazandı. Biz de bu 5 yılı en iyi ve en verimli şekilde değerlendirmek arzusundayız. Yerel seçimlerde muhalefet ile popülist vaat yarışına girmeyerek kararlılığımızı ortaya koyduk. Bundan dolayı siyasi olarak bedel de ödedik ama milletimize ve ülkemize bedel ödettirecek yanlışın içinde olmadık. Ekonomi programımıza güvenimiz ve desteğimiz tam. 2024 yılında seçimlere ve bölgemizde nükseden yeni krizlere rağmen belirlediğimiz hedeflere önemli ölçüde ulaştık. Ülkemize uluslararası sermaye girişi hızlandı. Rezervlerimiz güçlendi. Kur oynaklığı azaldı. Finansman şartları iyileşti. Ülkemizin kredi risk primi de ciddi şekilde düştü. Dünyadaki üç kredi derecelendirme kuruluşunun not artırdığı tek ülke Türkiye oldu. 2025 bütçesinde de gerçekçi adımlarla ve ortak bir gelecek vizyonu ile hareket ettik. Bu sene yatırımlar için 1 trilyon 569 milyar lira kaynak ayırdık. Deprem bölgesinin yeniden inşası yanında, sulama yatırımlarına, organize sanayi bölgeleriyle limanları demiryoluyla birbirine bağlayacak yatırımlara ve sanayi altyapısını hızla tamamlayarak yatırımlara öncelik tanıdık. En güncel tartışma asgari ücret konusunda dolar bazında nereden nereye geldik. Vatandaşımızın her söylediğinin başımızın üzerinde yeri vardır. 22 yıl boyunca vatandaşımızı enflasyona ezdirmeme hassasiyeti malumdur. Ücret artışlarını her zaman enflasyonun üzerinde tutarak halkımızın alım gücünün korunmasını temin ettik. 2002-2025 arası dönemde asgari ücrette reel artış yüzde 290 olmuştur. Son birkaç yıla bakıldığında 2022'de enflasyon yüzde 64,3 iken asgari ücret yüzde 94,6 artmıştır. 2023'te enflasyon yüzde 64,8 iken asgari ücret yüzde 107,3 arttı. 2024'te yıl sonu enflasyon beklentisi yaklaşık yüzde 45 iken asgari ücret yüzde 49,1 arttı. 2025'te yıl sonu enflasyon beklentisinin üzerinde oranla asgari ücret 22 bin 104 lira olarak belirlendi. Bu rakam taban ücrettir. İşverenlerimiz çalışanına daha fazla ücret ödemek isterse buna kimsenin itirazı olmaz. Çalışanlarımızın milli gelirden aldığı pay son 26 ayın en yüksek seviyesine ulaştı. İşgücü ödemelerinin gayri safi hasıla içinde bu yılın 3.çeyreğinde yükseldi. Büyümeden çalışanlar da pay aldı. Türkiye ekonomisi yüzde 5,3 büyürken asgari ücretteki reel artış yıllık ortalama yüzde 5,6 ile büyümenin üzerinde oldu. Bugün 630 doları bulan asgari ücretimiz gelişmekte olan pek çok ülkeden daha yüksek seviyede. Enflasyon hedeflerimiz tek tek gerçekleştikçe vatandaşlarımız alım güçlerindeki artışı daha net görebilecek. 2025 yılı için bu konuda da umutluyuz" ifadelerini kullandı

Tekstil ve mobilya sektörüne müjde

Bir müjdeyi de paylaşan Erdoğan, "Son kabinedeki paketi bugün kamuoyumuzla paylaşmak istiyorum. Yıllık 37 milyar dolar ihracatımız olan 1 milyon 200 binden fazla çalışana istihdam sağlayan konfeksiyon tekstil deri mobilya sektörlerinde rekabet gücümüzü sürdürmeyi önemsiyoruz. Üretim ve istihdamı korumak için ocak ayından KOSGEB eliyle istihdamı koruma programı başlatıyoruz. Bu sektörlerde 2024 son aylarındaki istihdam düzeyini 2025 yılında koruyan Kobi'lere çalışan başına aylık 2500 liraya kadar destek ödemesi gerçekleştirmeyi planlıyoruz" diye konuştu.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Yazılan yorumlar hiçbir şekilde karsmanset.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.

Türkiye Gündem Haberleri