Değer, "Daha KPSS sınavına ilişin soruşturma devam ederken gelen bu ciddi iddialar ÖSYM’nin güvenilirliğine ilişkin kafalarımızdaki soruları daha da artırmıştır. Konuya ilişkin ÖSYM tarafından yapılan açıklama sorulara yanıt oluşturmamış, tersine kuşkuları daha da artırmıştır. Birçok arkadaşımız, haklı olarak, AKP iktidarının yandaşlarını kayırmacı anlayışının ÖSYM tarafından düzenlenen sınavları da etkilemeye başladığından şüphe etmektedir. Bu şüpheleri ortadan kaldırmak her türlü araştırma-soruşturma olanağını elinde bulunduran AKP iktidarının sorumluluğudur.” şeklinde konuştu.
Değer ayrıca, AKP iktidarı ve ÖSYM’nin aşağıdaki sorulara çok açık ve herkesi tatmin edecek yanıtlar vermesi gerektiğini belirterek, soruları şöyle sıraladı:
1-ÖSYM şifre yönteminin sadece basına dağıtılan kopya üzerinde etkili olabileceğini, bu kopyadan hiçbir adaya dağıtılmadığını, adaylara dağıtılan kitapçıkların belirtilen şifre ile çözülemeyeceğini iddia etmektedir. Bu açıklama basına dağıtılan kopyada neden böyle bir şifrelemeye ihtiyaç duyulduğunu izah etmemektedir. ÖSYM oyun mu oynamaktadır? ÖSYM ‘bakalım şifreyi ilk kim görecek’ diye basına 1 Nisan şakası yapmaya mı çalışmıştır? Şifrenin basına dağıtılan kopya ile olan uyumu ortada bir tesadüften çok fazlası olduğunu düşündürtmektedir.
2-ÖSYM her aday için ayrı bir soru kitapçığı düzenlendiğini söylemekte ve bu kitapçıkların internet ortamına konulacağını söylemektedir. Ama anlaşılan her aday sadece kendi kitapçığını görebilecektir. ÖSYM neden tüm adayların kitapçıklarının tüm diğer adaylar tarafından görülmesini engellemek istemektedir? ÖSYM ne saklamaya çalışmaktadır? ÖSYM’nin, adayların kimlik numaralarını saklayarak, tüm kitapçıkları şeffaf olarak herkese açmasının önüne ne geçmektedir?
3-Olaya dair bir soruşturma başlatılırsa bu soruşturmayı kim yürütecektir? Senelerdir Deniz Feneri soruşturmasını sonuçlandırmadıkları halde terfi ettirilen veya aylardır, tüm deliller belli bir yönü göstermesine rağmen, KPSS skandalında ipe un sermekte olan AKP-HSYK’sının atadığı savcılar tarafından yürütülecek bir soruşturma ne kadar güvenilir olabilir?
Değer daha sonra şunları söyledi:
“Ülkemizde kayırmacılığın, yolsuzluğun, emek hırsızlığının geldiği boyutlar biz gençleri artık isyan ettirmektedir. Yıllarca gençliğini dahi yaşayamadan bu sınavlar için hazırlanan, ailelerinin bin bir umutla tüm olanaklarını zorlayarak yatırım yaptığı ve gelecek umutlarını bu sınavların sonuçlarına bağlayan milyonlarca genç arkadaşımızla kimsenin bu şekilde oyun oynamaya hakkı yoktur.
CHP’li gençlik bu işin peşini bırakmayacaktır. CHP’li gençler olarak en kısa sürede bu iddialara açıklık getirilmesini istiyoruz. Bu amaçla, her ne kadar yapacakları soruşturmaya güvenemesek de, savcıların delillerin karatılmasını engellemek amacıyla konuya el koyması gerekmektedir.
Ama savcıların yapacaklar soruşturma tek başına bizleri tatmin etmeyecektir. BU nedenle en kısa sürede, Üniversitelerarası Kurul tarafından belirlenecek, bu konuda uzmanlık sahibi, bağımsız akademisyenlerden oluşan bir komisyon tarafından da konunun araştırılmasını istiyoruz.
Umudumuz bu iddiaların asılsız çıkmasıdır. Ama AKP iktidarının geçmiş uygulamaları çok da fazla umut sahibi olmamızı engellemektedir.
CHP’li gençler olarak, YGS sınavına girmiş tüm arkadaşlarımıza ve ailelerine, bu olay tamamen aydınlığa kavuşuncaya kadar kararlılıkla peşinde olacağımız sözünü veriyoruz.
CHP Gençlik Kolları 81 ilde bugün bu saatte eş zamanlı olarak suç duyurusunda bulunmuştur. CHP Gençliği bu işin takipçisi olacaktır.
CHP varsa, herkes için var. CHP varsa, tüm genç arkadaşlarımız için var.”